MİKROP SANATA BULAŞAMAYACAK
Bilmem size söylemiş miydim. Kaledeki o harika konserden sonra bizi seyreden eski dostum GÖKSENİN ÇAKMAK koroyu İzmir TV ye çıkarmak için teklif yaptı. Kendisi her Salı sabahı 10.30-12.00 arası canlı program yapıyor. Sesi yumuşacık, esprileri düzeyli, kelime seçimi ve kültürüyle çok hoş saatler yaşatıyor. İzmir tv. Bölgesel kablolu yayında ve internette yayın yapıyor. Bizim gerçekten devlet korosu ve solistleri gibi verdiğimiz konseri sadece Bodrum kalesindeki coşkulu kalabalık değil, daha fazla seyirci izlemeli diye düşünmüş. Sağ olsun. Cuma sabah 10.30-13.00 arası 2.5 saat süren matine show diye bir programı uygun gördüler. Orada mikrop diye bir çocuk var. programı o götürüyor.
Uzun telefon trafiğinden sonra 28-temmuz- Cuma gününe bizi davet ettiler. Bizim konser sonu tatile girdiğimiz için, koro arkadaşlarımız işlerine güçlerine dağılmışlardı. Haydaaa! Yeniden millet işini ayarladı. Hocamız taa! İzmir’den geldi. Perşembe başladık. Pazar gününe kadar hocamızın bu program için özel hazırladığı repertuarı durmadan çalıştık. Toplu gidişler gelişler ayarlandı. Kalınacak yer ayarlandı. Sıkı hazırlandık. Zaten bizim hocamız hep gurur duyduğumuz canımız Ege Üniversitesi Öğretim üyesi HALİL İBRAHİM YÜKSEL işine aşık insan. Biz BODRUM BELEDİYESİ TÜRK MUSIKİ DERNEĞİ olarak, en duyulmamış şarkıları icra etmek. Tam bir profesyonellik ciddiyetiyle müziği doğru icra etmek en büyük amacımız. Buraya kadar her şey normal gitti.
Geçen Cuma biz Akhisar korosunu misafir eden aynı programı izledik…. Amannnıııııın dostlar! Aman ki aman!!! O mikrop denilen çocuk tam 2.5 saatte koroya hiç sarkı söyletmediği gibi, sadece sololara yer verdi. Oda 7-8 tane. Bizce esas olan her nerede olursa olsun koroda olan insanlar eşittir. Erkekler kahvede gele atmaktansa, hanımlar gün düzenleyip dedikodu yapmaktansa koroya gidip şarkıları meşk etmek kadar keyifli bir hobi olamaz.
Akhisar korosu elemanlarını sözde tanıtıyor. Mehmet Ali Erbil’in ve huysuz virjinin kötü modeli. Aklı sıra show yaptığını sanıyor. Argo kelimeler. Taklit ettiği kişilerin alt yapıları sağlam olduğu için, açık espri bile zeka ürünü oluyor. Bu çocukta alt yapı da yok. Dolayısıyla zekadan kaynaklanan sıkı esprilerde yok. Canlı yayında yaşlı başlı koro elemanları zavallılar sadece gülmekle yetindiler.
Biz programın formatını görünce nasıl panikledik? Ben de geçen sene bodrum KENT TV de 20 program çekmiştim. Hem de benim yayın saatim PRİME TİME olan cumartesi gecesi haberlerden sonra veriliyordu. Müzikle eğlence ağırlıklıydı. Ama polis gününde sağ olsunlar. Muğla organize suçlar md. Bodrum Em. Md. Ve üst düzey görevli polislerimizi ağırlamıştım. Onların özel isteği üzere müzik ve şarkı bölümünü tümden kaldırmıştım. Format bozulmuştu ama gasp, uyuşturucu, çeşitli suçların masaya yatırıldığı harika yararlı bir program meydana gelmişti. seyreden hiç kimse de neden müzik yok demediği gibi, çok faydalandıklarını iletmişlerdi.
Baktık ki! Bizim çizgimizle mikrop arasında korkunç uçurum var. Bizim hoca ve koro elemanları dahil, canlı yayın sırasında yapılacak sululukta stüdyoyu terk ederdik. bizim kaybımız olmazdı. O çocuğun programı rezil olurdu. Bunu önlemek için gerek Göksenin bey, gerek ben yine telefon trafiğine başladık. İstediğimiz sadece esprilerin daha düzeyli, daha ciddi olmasıydı. Tabi ki konuşma ve şakalar da olacaktı. O mikroba da anlatıldı.
Mikrop tatile çıkıyormuş. Yayın sorumlusu da “o 2 hafta yok. Ancak mikrop gelince program olur. Formatı da değişemez. İşlerine gelirse” demiş.
Sanırsınız ki! Prime time da reytingler yıkılıyooooo! Öylesine kıymetli program. Millet anayasayı değiştirebiliyor. Bu format aslaaaa!
Zaten biz programın içeriğini bilmeden söz vermiştik. En az 27 koro arkadaşlarımız, 11 saz sanatçısı ki! Hepsi konservatuarın pırıl pırıl öğrencileri ve öğretim görevlileri. Vallahi de billahi de bunu dinleyenler söylüyor. “Bu koronun verdiği konseri biz her yerde dinleyemiyoruz. Esas müzik bu.”
Böyle tutumda olan tv ye gitmemek en iyisi olacaktı. Bizde öyle yaptık. Biz asla kaybetmiyoruz. Tek üzüldüğümüz şey hele sabah programlarında kalite düştükçe, amiyanelik sermaye oldukça, bu seyircilerin beyinleriyle oynamak. Yapılan en büyük kötülük gibi geliyor.
Güzel yurdumun güzel insanları: artık daha seviyeli ve doğru olanları seyretmenin zamanının geldiğini zannediyorum.
Dediğim gibi mikrop sanata da bulaştı. Allah’tan bizler iyi bir antibiyotik olarak bunun savaşını severek veriyoruz. Kalitemizden asla ödün vermedik. En önemlisi çizgimizi korumaktı. Koruduk. Mikrop sanata bulaşamayacak. Kalitesizliğe asla ödün verilmeyecek. Zira hepimiz sanatın her dalını seviyoruz.
SEVGİYLE KALIN
Uzun telefon trafiğinden sonra 28-temmuz- Cuma gününe bizi davet ettiler. Bizim konser sonu tatile girdiğimiz için, koro arkadaşlarımız işlerine güçlerine dağılmışlardı. Haydaaa! Yeniden millet işini ayarladı. Hocamız taa! İzmir’den geldi. Perşembe başladık. Pazar gününe kadar hocamızın bu program için özel hazırladığı repertuarı durmadan çalıştık. Toplu gidişler gelişler ayarlandı. Kalınacak yer ayarlandı. Sıkı hazırlandık. Zaten bizim hocamız hep gurur duyduğumuz canımız Ege Üniversitesi Öğretim üyesi HALİL İBRAHİM YÜKSEL işine aşık insan. Biz BODRUM BELEDİYESİ TÜRK MUSIKİ DERNEĞİ olarak, en duyulmamış şarkıları icra etmek. Tam bir profesyonellik ciddiyetiyle müziği doğru icra etmek en büyük amacımız. Buraya kadar her şey normal gitti.
Geçen Cuma biz Akhisar korosunu misafir eden aynı programı izledik…. Amannnıııııın dostlar! Aman ki aman!!! O mikrop denilen çocuk tam 2.5 saatte koroya hiç sarkı söyletmediği gibi, sadece sololara yer verdi. Oda 7-8 tane. Bizce esas olan her nerede olursa olsun koroda olan insanlar eşittir. Erkekler kahvede gele atmaktansa, hanımlar gün düzenleyip dedikodu yapmaktansa koroya gidip şarkıları meşk etmek kadar keyifli bir hobi olamaz.
Akhisar korosu elemanlarını sözde tanıtıyor. Mehmet Ali Erbil’in ve huysuz virjinin kötü modeli. Aklı sıra show yaptığını sanıyor. Argo kelimeler. Taklit ettiği kişilerin alt yapıları sağlam olduğu için, açık espri bile zeka ürünü oluyor. Bu çocukta alt yapı da yok. Dolayısıyla zekadan kaynaklanan sıkı esprilerde yok. Canlı yayında yaşlı başlı koro elemanları zavallılar sadece gülmekle yetindiler.
Biz programın formatını görünce nasıl panikledik? Ben de geçen sene bodrum KENT TV de 20 program çekmiştim. Hem de benim yayın saatim PRİME TİME olan cumartesi gecesi haberlerden sonra veriliyordu. Müzikle eğlence ağırlıklıydı. Ama polis gününde sağ olsunlar. Muğla organize suçlar md. Bodrum Em. Md. Ve üst düzey görevli polislerimizi ağırlamıştım. Onların özel isteği üzere müzik ve şarkı bölümünü tümden kaldırmıştım. Format bozulmuştu ama gasp, uyuşturucu, çeşitli suçların masaya yatırıldığı harika yararlı bir program meydana gelmişti. seyreden hiç kimse de neden müzik yok demediği gibi, çok faydalandıklarını iletmişlerdi.
Baktık ki! Bizim çizgimizle mikrop arasında korkunç uçurum var. Bizim hoca ve koro elemanları dahil, canlı yayın sırasında yapılacak sululukta stüdyoyu terk ederdik. bizim kaybımız olmazdı. O çocuğun programı rezil olurdu. Bunu önlemek için gerek Göksenin bey, gerek ben yine telefon trafiğine başladık. İstediğimiz sadece esprilerin daha düzeyli, daha ciddi olmasıydı. Tabi ki konuşma ve şakalar da olacaktı. O mikroba da anlatıldı.
Mikrop tatile çıkıyormuş. Yayın sorumlusu da “o 2 hafta yok. Ancak mikrop gelince program olur. Formatı da değişemez. İşlerine gelirse” demiş.
Sanırsınız ki! Prime time da reytingler yıkılıyooooo! Öylesine kıymetli program. Millet anayasayı değiştirebiliyor. Bu format aslaaaa!
Zaten biz programın içeriğini bilmeden söz vermiştik. En az 27 koro arkadaşlarımız, 11 saz sanatçısı ki! Hepsi konservatuarın pırıl pırıl öğrencileri ve öğretim görevlileri. Vallahi de billahi de bunu dinleyenler söylüyor. “Bu koronun verdiği konseri biz her yerde dinleyemiyoruz. Esas müzik bu.”
Böyle tutumda olan tv ye gitmemek en iyisi olacaktı. Bizde öyle yaptık. Biz asla kaybetmiyoruz. Tek üzüldüğümüz şey hele sabah programlarında kalite düştükçe, amiyanelik sermaye oldukça, bu seyircilerin beyinleriyle oynamak. Yapılan en büyük kötülük gibi geliyor.
Güzel yurdumun güzel insanları: artık daha seviyeli ve doğru olanları seyretmenin zamanının geldiğini zannediyorum.
Dediğim gibi mikrop sanata da bulaştı. Allah’tan bizler iyi bir antibiyotik olarak bunun savaşını severek veriyoruz. Kalitemizden asla ödün vermedik. En önemlisi çizgimizi korumaktı. Koruduk. Mikrop sanata bulaşamayacak. Kalitesizliğe asla ödün verilmeyecek. Zira hepimiz sanatın her dalını seviyoruz.
SEVGİYLE KALIN