Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Pazartesi, Kasım 24, 2008

BAŞLIĞI DÜŞÜNEN DE BİR KULP TAKAMAYAN. O DA BEN OLUYORUM.

Kış kendini gösterdi deniyor ya, buraya daha yüz görümlüğü istiyor. Şöööle sıkı yağmur, lodos, fırtına, tekneler battı emme hava ılık. Hayır kardeşim! Odunumu almışım. Sobamı yakcaaam. Kestaneler pişceek. Daha siftahım bilem yok. Gündüz camlar açık oturuyorum. Geceleri eh işte kapatıyorum. Sobama sarılacağım günleri bekliyorum. Ti vi lerde gördüm. İstanbul lodostan nasibini almış. Hoş her gün bizimkilerden( kızım, torunum öğrenin gariiiii) hava durumunu telle görüştüğümden alıyordum. Onca senelik güzelim Karaköy iskelesi nasıl gitti yaaaaaaaaa! İhmal, bize bişi olmaz mantığınla olunca al işte. Tabiat ananın intikamını gör.

Hep diyorum ya! Cennette yaşıyorum diye. Yağmurda bile yürüyorum. Tertemiz havada ciğerlerim bayram ediyor. Trafik yok. Deniz kuduruyor. Onu seyretmek bile keyif veriyor. Her mevsimde güzel burası. Yıllardır bitmeyen aşk bu olsa gerek. Bıkmadan seviyorum burayı.

Bu gün öğretmenler günüymüş. Valla unutmuşum. Zaten unutkanlığım ve dahi sakarlığımda üstüme tanımam. Zaman zaman sizlerle paylaşmıştım. Bu gün de en kötüsü oldu. Litrelik zeytinyağı şişemi kırmayı becerdim. Her yer yağ oldu. Resmen ağladım. Nasıl temizlerim derken, arkadaşım yetişti. Kızcağız nasıl çalıştı. Temizledi ama canı da çıktı. Bu parantezdi. Nerde kalmıştık. Devam edeyim. Bana her gün aynı olduğundan, özel günleri takip edemiyorum. Sabahtan ev ve cep telefonlarımdan kutlamaları kabul etmeye başlayınca “heeeee! Dedim. Bu gün benim günümmüş. DE sabahın köründeki telefonlara homurtu şeklinde cevap verdiğimden sevindim mi? Kızdım mı? Anlayamadılar. Marketim ve komşularımdan birkaç kişi de kişisel olarak çiçeklerle kutladılar. Mesleğimi çok severek yapmıştım. Yıllarımı verdiğim mesleğimde kaç nesil yetişti. O nu da sevgili MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’e borçluyuz. Neden diye sormayın. Hepimiz kadına verdiği hakları çoook iyi biliyoruz. Bende bütün meslektaşlarımın gününü kutlarım. Biz ilim irfan ordusunun parasız askerleriyiz. Lakin en şerefli meslek bizimki. Neyse canlarım. Körler sağırlar birbirini ağırlar misali, kendimizi en çok biz iyi biliriz. Eli öpülesi meslektaşlarım. Gününüz kutlu olsun..

Geçen hafta sonu korodan bir arkadaşım, evime çok yakın yerde Rum meyhanesi açtı. iİlevelakin şu rejim işi bozuyor. İçki yemek neyim yok. Wat fayda? Yine de Cumartesi açılışa gittim. Büyük şehirleri demiyorum ama burası için resmen çok şık yer olmuş. Çok teferruat var ama hiç biri göze batmıyor. En önemlisi de arkadaşımın ortağı bayanın mesleği dekoratörlükmüş. Bütün hünerini kendi mekanındadöktürmüş.

3 katlı ev düşünün. Girişten itibaren bütün duvarları denizden topladığı bildiğimiz taşlarla kaplamış. Ama ne kaplama? Nasıl bir yerleştirme? Nasıl figürler? Her taşın yapışmasına yaratıcılık ve emek verilmiş. Üst katta VİP salonu harika. Bahçesinde yemyeşil ağaçlar, havuzu ile yaza sizi bekliyorum. Der gibiydi. Terasında ise ayrı dizayn edilmiş güzellik vardı.

Menüsü ise tipik Rum mezeleri. Bunun yanında da eski Osmanlı mutfağından bilinmeyen çeşitlerden mürekkep zengin çeşitler bizler için hazırlanmış. Bütün personel işinin ehli olanlar. Aşçıda bayan, işletenlerde bayan olunca hijyenlik başka türlü oluyor. Erkeklerimiz alınmasın da kadın eli değmesi başka. Siz de kabul edin.

Şimdiden bayramda gelen misafirlerim, yılbaşı, doğum günüm için tek adres olduğuna eminim. Allah yollarını açık etsin. Hadi biraz reklamdan bişi olmaz. Nasıl olsa arkadaşımın yeri:


BARBELLA ÇİLİNGİR SOFRASI
UMURCA MAH. DR. MÜMTAZ ATAMAN CAD. NO: 36
BODRUM
REZV. NO: 316 77 87


Giderseniz ismimi verin. Eğer memnun kalmazsanız, bana kızabilirsiniz. (komisyon almıyorum. Hayrıma reklam.) haftanın 3 günü (Çarşamba, Cuma, cumartesi) buzuki ve diğer sazlarla rembetikolar vaar. Rum şarkıları vaar! Her telden var! Ben çok eğlendim. Sizlerinde keyif alacağınızdan eminim.

Karsanat diye çok yeni dernek kurulmuş. Daha ömrü henüz 3 aylık gencecik dernek. ilk faaliyet olarak klasik müzik konserini Bodrum dinleyicisiyle buluşturmuş. Haberim olmadı. Demek ki “bir avuç biberim, her şeyden haberim.” Dememeliymiş. Ona üzüldüm. DE geçen cumartesi gecesi. Aynı dernek; sanat yönetmeni NEVZAT ATLI olan “gönülden nağmeler Türk müziği konseri” adı altında dinleti vardı. Solist ise MÜNİP UTANDI.

Marmara kolejinin salonundaki konseri nasıl anlatsam bilmem ki! 1 kere saz çalan gençlerin hepsi konservatuar mezunuydu. Hiç ses tertibatı yoktu. Keman, kanun, violonsel ve ut öz sesleriyle çaldılar. Münip hoca da mikrofonsuz okudu. Olamaz böyle güzellik. Koskoca salondan çıt çıkmadan dinledik. Zaten açılış konuşmasında Nevzat hoca bence en güzel cümleyi söyledi. “müziği eğlenmek için değil de, sanat için dinlemenizi umuyorum.” Bundan güzel anlatılamazdı.

Oturduğun koltuğumda yapıştım. Nefes almayı bile unutacak kadar kendimden geçtim. Münip Utandı; Dede efendi’den başladı. Lemi Atlı’lar, hepsini sayamayacağım kadar bestekarların şarkılarını nasıl okudu. Sanki şarkı söylemiyordu da konuşuyordu. Konser sonunda dinleyenlerin ayakta alkışlarıyla, hoca 3 kere bis yaptı. Uçtum resmen.

Her şeye maydanoz olduğumdan bu derneğe de üye oldum. Derneğin amacı sadece müzik değilmiş. Sanatın bütün dallarında faaliyet göstermek. Kurslar açmak. Sergi, paneller yapmakmış. Bende güzel olan şeyleri seviyorum ya. Artık her Salı onların toplantılarına katılmayı ve bende ne yapabilirime bakacağım. Bellimi olur bu yaştan sonra daha değişik faaliyetlerde bulunabilirim. İçimdeki gizli yetenekleri ( tek yetenek de değil. Çoğul. Kendimi beğenmezsem çatlarım.) dışarı çıkarırım. Hadi bana kolay gelsin. Du bakaliii! Daha neler etceeem!

SEVGİYLE KALIN