Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Pazartesi, Ağustos 08, 2005

KEYİFLİ PAZAR YAZISI

Pazar günü çuvalla gazete alıp, yayılıp okumak en büyük keyfimdir. İzmir gazetesi olan yeni asırın ilavesi sarmaşık gazetesi var.Orada benim canım, vefakar, dostum ünlü yönetmen ÜLKÜ ERAKALIN beyin köşe yazıları var. Pazar günleri çıkıyor. Okurken bana ilginç gelen bir yazıyı sizlerle paylaşmak istedim.

MÜZEYYEN SENAR’DAN ANCAK “HANIMAĞA” OLUR

Birkaç gün önce önemli bir gazetede ilginç bir haber ilişti gözüme.Bodrum belediyesi İzmir’den Bodrum’a yerleşen Türk sanat musikimizin dev sanatçısı Müzeyyen Senar’ı “Bodrum’un yeni sembolü” ilan edecekmiş.

Bu nedenle 4 ağustos gecesi Bodrum’un ünlü diskolarından Hadigari’de sanatçı için bir hoş geldin partisi düzenlenmiş…

Bir an düşündüm… Yıllar boyu Bodrum’un sembolü kimdi? Yıllardır insanları peşinden sürükleyen,adım attığı her yeri tıklım tıklım dolduran ”PAŞA” sı kimdi? Soruma elbetteki

“Zeki Müren” cevabını vereceksiniz.

Yine de öyle..Bodrum’u ziyarete gelen binlerce ziyaretçi, sanat güneşimizin Halikarnas’daki müze olan evini yine tıklım tıklım dolduruyor.

Müzeyyen Senar’ımızda bu saygıya ve alkışlara layık elbette. Allah başımızdan eksik etmesin. Hala yaşayan bir efsane Müzeyyen ablamız..

KABUL ETMEZ

Ama “onu alkışlayacağız” diye.daha önce verdiğimiz unvan’ları ve kişileri öldürmeyelim n’olur! Eminim Müzeyyen Senar’da kendine verilecek bu unvan uğruna Zeki Müren’in unutulmasını kabul etmez. Müzeyyen Senar’ın böyle bir unvan’a ihtiyacı yoktur zaten. O büyük Atatürk’ümüzün huzurlarında defalarca şarkı söylemiş, yaşayan bir efsanedir zaten.

Sonra Bodrum belediyesi mensuplarının tarafıma gönderdikleri davetiyenin içeriğinden gerçeği öğrendim.işin aslı bu değilmiş zaten. Bu davetin aslı piyasaya yeni çıkmış olan ve ünlü sanatçının biyografisini anlatan “Cumhuriyet’in Divası Müzeyyen Senar” adlı kitabın tanıtımı için verilen bir kokteylmiş.

RAHATLADIM

Müzeyyen abla, sevenlerine kitabını imzalayacakmış. Neyse: gerçeğin böyle oluşu hem Halikarnas Balıkçısı hem de Zeki Müren sevenleri adına içimi rahatlattı. Müzeyyen Senar’ın kitabına şöyle bir göz attım İstanbul’da.Gerçekten her ünlü sanatçı için yazılması gereken bir kitap… Ama elimde değil: ille de bir şeylere kusur bulup, bir şeylere takacağım. Bu kitabın da ismine taktım nedense? “Cumhuriyet’in Divası….” Bu isim: Cumhuriyet’imize emek vermiş olan pek çok kadınımızı harcamamış mı? Bence?

“ Türk Sanat Müziğinin Divası” olmalıymış kitabın adı. Suna Kan ne olacak o zaman? İdil Biret’e ne cevap vereceğiz? Leyla Gencer’e ayıp olmayacak mı?

Neyse geçti artık… Ben doğruyu yazmış olayım da. Biliyorum yine kırılacak bana Müzeyyen ablam: bana oynamak üzere verdiği bir film sözü var.Ondan vaz geçer belki de…

Canın sağ olsun senin… Tüm başarılar, tüm sevgiler, tüm alkışlar senin olsun. İzin verirsen ben seni “BODRUM’UN HANIMAĞASI” İlan ediyorum.



Bu yazıyı olduğu gibi, harfine dokunmadan aynen yazdım. Yorum mu? Sizlere bırakıyorum.



SEVGİYLE KALIN

Pazar, Ağustos 07, 2005

KALİTE İNCELİK SINIR TANIMIYOR

Sevgili canlarım yazın rehavetinden kendimi yaydıkça yaydım. Deniz güneş manyağı olduğum için nerdeyse geceleri ay mehtabında da yanacağım. Ne kadar güneş ışığı zararlı deseler de bana koyar mı? Peeeee!! Asker matarası gibi simsiyah oldum. O da beni kesmedi kendi özel yaptığım yağlarla daha nasıl arrraap gibi olabilirim diye formüller geliştirmekteyim. Allah kimseyi bu konuda manyamış yapmasın.

Yaz arkadaşlarım da teker teker döküldüler. Geçen gün plajda saydım eksik gelmeyenler olmasına rağmen, tam 21 kişiydik. Yani ben onların elebaşı olaraktan kabile gibi geziyoruz. Nereye gidersek ihya oluyorlar. Bana da kabile reisi olaraktan “oturmayan homili gırtlak kara bizon” ismini verdiler.

Bilirsiniz yazarınız olan ben diabetli ve hafiiiiiif kilolu olduğum için devamlı light yiyorum. Her şey tamam da tuz olayı başlı başına sorun oldu. bakın anlatayım. Ben emekli bağyaan olduğum için öyle çok para harcamam. Çeşitli sodyumu % 70 azaltılmış tuz kullanıyorum. Ama tuzlukta satılanlar hem pahalı hem de az. Neyse “minsalt” diye tansaş da tuz buldum. Ne kadar varsa aldım. Hem 500 gr. Hem de fiyatı ehven. Stoklarım bitmeden alayım dedim. Aaaaaaa!! Yok olmuş! Burada ne kadar arkadaşım varsa, hepsini seferber ettim. Bodrum’da ne kadar market varsa ara babam ara yook! Sonra İzmir, İstanbul ararım derken son boşalttığım torbanın üstündeki numarayı aradım. Cici bir hanım cevap verdi. Derdimi yana yakıla anlattım. Yakından ilgilendi. Cebimi aldı. Denize gittim. Aradan 1-2 saat geçti. Bir telefon geldi. Baktım “AFT ileri gıda teknolojisi pazarlama şirketinden AYDIN İNAN “ bey arıyor. Ona da derdimi yineledim. Acaba bana ödemeli yollayabilir misiniz? Dedim. Önce ev adresimi aldı. Veeeeee!!! Asıl incelik şimdi başlıyooor….

“Hanımefendi size tuzunuzu ve ayrıca yeni çıkan ürünlerimizden de koyup kargoyla adresinize yolluyorum. Bu size hediyemizdir. Güle güle kullanın”

Nasıl memnun oldum anlatamam. Sonra kargo geldi açtım. OOOOO! İki paket tuz. Bir de FRESHİES diye bir ürün ağız kokusunu mideden itibaren geçiriyor.Ben denedim harikaaa! Eh bodrum gecelerinde alkol alınıyor. Sonunda sabaha karşı işkembe çorbası, uuuuuf! Bol sarımsaklı şööööle iç Allah iç. Sonrası fena ama ben dulluğun gözünü seveyim derdim, boş verirdim. Ama şimdi hepten rahatladım. Kazın ayağı öyle değilmiş. Akşam bol sarımsaklı yemek yedim. Aniden Ajda Pekkan konserine davet ettiler. İlk defa o yeni gelen ürünü denedim. Kullanımı çok kolay.bir parça suyla yutuyorsunuz. Amanın ne güzel bişeey!! Yanımda oturanlar hiç rahatsız olmadılar. Artık bu ürünü de devamlı kullanacağım. Oldum olası sarımsağı çok sevdiğim için artık korkmadan her zaman rahatlıkla yiyebileceğim.

Asıl önemli olan bütün bu ürünleri pazarlayan firmadaki AYDIN İNAN beyefendi.kartında şirketteki kariyerini yazmadığı için saygısızlık yapmak istemem ve sıfat koyamam. Nasıl nazik davrandı? Biz tüketicilere böyle davranan firmalar her zaman kazanmaya mahkumdur. Siz sayın okurlarım! Bunu TV programımda işleyeceğim.Gazete ve TV lerde hep kötü haberlere alıştığımız için böyle güzellikleri sizlerle paylaşmayı istedim. Kalite ve incelik profesyonellik şahıslarla beraber, firmalara da yansıyor.

Sayın Aydın İnan bey! Gösterdiğiniz ilgiye, nezakete şahsınızla birlikte tüm çalışanlarınıza teşekkür ederim. Yeni tüketiciler kazandınız. Önemli olan da bu zaten.





SEVGİYLE KALIN