Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Cuma, Aralık 12, 2008

GÜNLERİN VE DAHİ LAFLARIN GEÇMİŞ UCUNDAN TUTMAK HUYUMDUR

Kış geldi de evlere kapandık ya! Bol olan aktivitelerim aza dönüştü. Zaten ruhumdaki tembellik en üst seviyelerde geziniyor. Kibarım hayvanım ayı’m inine çekileyim de şöööle kış uykusuna yatıp keyfime bakayım bile diyemiyor. Küresel ısınma sevdasından ağız tadıyla kışı bile göremiyor.

Bense kibarım ayıcığımdan daha beter kış uykusunu neymiş, sızması yapıyorum. Atalet içime işlemiş. Uyandığımda gün bitmelik olduğundan bana yetmiyor. Hani bir laf vardır.”benim adım narin, işlerim bugün olmaz yarin.” Bu hesap o yarinler gelemiyor.

Şimdi de hımbıllığımın suçunu rejime yükledim. Tek yaptığım aktivite (o da mecburiyetten) günlük yürüyüşlerim. Ama resmen kilo verdim canlarıııım! Millet söylediği zaman nasıl moralim düzeliyor. Daha gaza geliyorum. Ve illaki rejime devam ediyorum.

Yemiyorum, içmiyorum. Öyle olunca dışarıda yemeğe gitmek cazibesini kaybetti. Keyif alamıyorum. Neden kardeşim? Dünyadaki bütün leziiiz yiyecekler ve de içecekler bizlere zararlı oluyorlar. Hamur işleri, tatlılar, börtü böcekler (deniz ürünleri), ne biliiim ne varsa elalem yiyor. Bana gelince mi yassah hemşerim.. Haşlama, ızgara, yağsız tuzu az sebze, bazı meyveler, ekmek bilem aaazıcık. Ne bu yaaaa!

Şimdi bodrumda oturuyorum ya! Sair günlerde arayıp sormayanlar tatillerde bana sevgileri depreşir. Aniden pek özlerler. Tatil yaklaşmış veya sezon açılıyormuş. Ondan anlarım. Sankimileyin bunlar göçmen kuşlar da zamanı gelince bana göçecekler.

Baktım yine telefonlar sıklaştı. Bre durun ne oluyor demeye kalmadı. İyi misafir haber verirmiş ya! Bunlarda kurban bayramının 9 gün tatil olduğunu öğrendiklerinden barhanalarını toplamaya başlamışlar. Eh! Havalar gündüz güneşli ve ılık olsa da denize girecek yürekte adam olmadığından, geriye akşam kafa çekmek. Gündüz de yürüyüş ve siftinmek. Otele gitseler eşek eskiden kaldı şimdi deve yüküyle para. En iyisi tanıdıkların evi. İşte o tanıdıkta ben oluyorum.

Beynimin gri hücrelerine iş başı yaptırdım. Her telefon edene ne gibi uygun mazeretler bulayım. Getirtmeyim. Bu bile bana yorgunluk. Bir kere hepsi birbirini tanıyor. Birine marsta damadım arsa almış onu üstüme yapacakmış. İmza için gitmeliyim desem. Ötekine Malatya’ya kayısı festivaline jüri üyesiyim desem. Berikine kirazların toplanma şenliklerine gitcem. Ordan da avşa şarap hasat mevsiminde şarap tatmaya çağrıldım desem. Bunlar dedikoduyu severler hepsi birbirine haber verir” Sevgi’nin bir avuç biberi var her yerden haberi var. Her yere yetişecem diye kıçı çıkıyor.” Derler. O da uymadı.

Ne zamandır çalışmayan gri hücrelerim, fazla mesaiden yıprandılar. Emekliliklerini istediler. Kimine uykudan ayılamadığım saatlerde homurtuyla geveleme arasında mazeret attım. Kimilerine cepten ararsa bodrum dışındayım dedim. Ev telefonumdan da yakalanınca “şu anda evde yokum. Notunuzu bırakın iletirim dedim.”

Bunları okuyunca bana kızmayın! Benimde haklı olduğum yerler var sayın hâkim beeey! Müdafaamı yapayımda hele bir dinle..

Bir kerem rejim denen illet başımda. Yiyecek malzemem ona göre eve giriyor. Öğünlerim ona göre yapılıyor. Onlara pişirseeem bana günah. Onlar benimkileri yese, onlara günaaaah.

Devamlı evde oturmak işlerine gelmeyecek. Gezmek, bara neyim takılmak isteyecekler. Eh benimde gitme şansım yok. Gitsem bile içemem. Al sana aramızda çıkacak niza sebebi. Geldiklerine pişman olacaklar. Ben kötü olacağım. Darılacaklar.

İşte ben beyaz yalanlar sölediğimden bütün bunları peşinen kabul ettim. Kızdıkları baştan olsun dedim.

Baktım bayram gerçekten gelmiş. DE her zaman olduğu gibi bana gelen bişey yok. Hele kurban bayramını hiç sevmem. Kanlı olan bişeyi sevmiyorum.

Millet bayram temizliği diye kazınıyor. Deli gibi alışverişler. Diğer günler pislikten al başlı kurtlar mı yürüyordu? Acınızdan zafiyet mi geçiriyordunuz? Bana hep acayip geldi. Ya ben normal olmadığımdan her günkü rutin işlerin bayram ayrıcalığı olmaması bana normal gelir.

Her gün görüştüğüm insanların özellikle o gün tekrar gelmesi beni güldürüyo. Ülen zaten her gün konuşuyorum. Her gün gelip gidiyorum. Haaaaaaa! Bir fark var ki! “iyi bayramlar “ diyoruz. Peeeeehh!

Öyle insanlar tanıyorum ki! Senede 2 bayram var ya, bunlar işte o 2 bayramda görüşürler. O da zorakilikten adet yerini bulsun diye. İki tarafta bunu bilir. Noldu şimdi? Nerde bunun insan ilişkisi? Nerde samimiyet? Dostlar alışverişte görülsün.

Yok anam babam. Ben yapamam. Ya hiç görüşmem. Keser atarım. Ya da bayram seyran dinlemem devamlı görüşürüm. İyisinde de kötüsünde de yanında olurum. Öööleee yalancılıktan rol keserek yapılan ilişiklerle işim olmaz.

Bayramda da kimseyi özel gün diye aramadım. Zaten bu yazıyı da bayram geçmiş öyle yazmışım. Yani özel günleri hep kaçırıyorum. Ucundan yakalamak yinede bişiidir. Ya hiç farkında olmasam? İşte o zaman kendimden korkarım.

Yinede geçmiş bayramınız sizlere sağlık, mutluluk, bereket getirmesiyle içten kutlarım. Sizleri mucuk mucuk sıcacık öperim.

NOT: yılbaşı yaklaşıyor. Onu da atlayabilirim. Eğer atlarsam şimdiden hayırlı yıllar dilerim. Yok, yakalarsam yine kutlarım. Duble olur fena mı?

SEVGİYLE KALIN