Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Pazartesi, Ocak 12, 2009

2009 YILINA ÇILGIN BAŞLADIK. SONUMUZ HAYIR OLA

Hamd-ü senalar olsun. Bir yıla daha girdik. DE başımız göğe erdi. Her yaşayan ve de akıl taşıyan canlı, yeni yılda güzellikler ister. Sanki bütün dertlerimiz bitecek. Rahat yaşayıp rahat öleceğimizi bekleriz. Ama dünya dönmeye devam eder. Savaşlar devam eder. Bebe belik, kadınlar, askerler ölür. Kazalar devam eder. Tüp patlar, doğal gaz öldürür. Para ise sıçan gibi kaçar gizlenir. Onu bulmak için ne taklalar atarız. V.S. V.S. yaz yazabildiğin kadar. Aslında helva demesini de biliriz. Havla demesini de… Emme o konularda ahkam kesmem. Anlayan zaten anlıyor.

Biliyorsunuz 2 aydır sıkı rejimdeyim ve dahi aynen devam ediyorum. Kilo da verdim. Sayıları sölemem. Sadece yılbaşı gecesi için sevgili doktorumdan izin aldım. Alışmış kudurmuştan beterdir ya! Yemek yiyemedim. DE likite gelince gemi azıya almışım. Tam abartma olmuş. Gittiğim rum meyhanesinde her masa tanıdıktı. Bütün gece masalar arası git gellerle ne kadar içtim valla tam çıkaramadım. Evin yolunu bulduğuma şükrettim. DE ertesi 2 gün kendime gelemedim.

Tavuk suyu çorbalar, limonlu çaylar, alka setzerler, taze meyveler, sebzeler derken şaşan şakülümü zor doğrulttum. Meğer 2 ayda unutmuşum. Bir de buldumcuk oldum besbelli. Bu bana sanırım yaz sonuna kadar gider.

Şubat sonu ameliyatım vardı. Hocamız söyledi. 28 şubatta oasis de konserimiz varmış. Meğer bizi seven dinleyenlerimiz, senede 1 konseri az bulmuşlar. Karma repertuarla ara konserimiz olacak. Araya onu da sıkıştırıyoruz. Esas yaz konserimizde Selahattin Pınar repertuarı var. Anam anam her bir bestesini en ince nakış gibi işlemiş. Hem notayı doğru okumak, hem nefesi doğru almak. Başlı başına çok çalışmayı gerektiriyor. Bizler artık hocamızın çalışma temposuna alıştık. Çok titizlendiğini de biliyoruz. Eh araya kış konseri de girince popomuz bayağı sıkıştı. Ama evvel Allah üstesinden geliriz.

Bu yüzden ameliyatımı bile erteledim. Mart başında olmayı düşünüyorum. Sanatım her şeyden önce gelir deeermiiişiiiim!

Çok sevdiğim hanım arkadaşım buradan ev aldı. Yıllarca istiyordu. Tanıdıkları da ona alamazsın. Nerde sende o para diyorlardı. Yılmadı. İnanır mısınız? İster çok istemek deyin. İster kuantummuş, uzaya fezaya, boşluğa, galaksiye yollamak deyin. Ne derseniz deyin. Gerçekten şimdiki oturduğu evin üstündeki evi kafasında beğenmiş. Bu ev benim olacak demiş. Ne satılık vaar! Nede bişii! Evi hayalinde dayamış. Döşemiş. Bahçesine kadar düzenleme yapmış. Sorunca meğer ev sahibi iyi insan olunca satarım demiş. Veeeeeeeeee! Evi aldı iyi mi?

Aynı hayal ettiği gibi dayadı döşedi. Bahçeyi de yaz başında yapacak. Evi alınca kendine söz vermiş. Kına yakcam diye. Tapusunu aldığı gün, 5 hanım arkadaş evinde toplandık. Yemekler yendi. Kakara kikiri sonrasında merasimle kına karıldı. Hani laf vardır. Bol bulunca nerelere sürerler diye. Aynen o misal, sırtımıza, el üstüne, omuz başımıza yaktık. Ama uçukluk parayla değil ya! Kartondan çeşitli şekiller kestik. Mesela sırtımız için 4 yapraklı yonca oyduk. El üstüne kalp oyduk. Omuz başına da yunus oyduk.

Bunları oyan arkadaşın el yeteneği öyle kötüydü ki. En çok yunus da çok güldük. Kestiği şekil yunusdan başka nesli tükenmiş hayvana benzedi de adını bulamadık. Zira öyle hayvan yoktu.

Birbirimize yardımla şekillerin üstüne kınalandık.. Üstüne mutfak streçi geçirdik. Esas olan kına değil de eğlencesi çok gırgırdı. Sabah uyandığımda merakla kınamı söktüm çıkan şekillere baktım.

Uykuda dönerken hepsi yerinden kaymış. Yayılmış. Ne yonca kalmış ne kalp ne de yunusa benzer şekil. Hepsi acayip bişi olmuş. DA önemli olan kına kıpkırmızı tutmuş. Ne olduğu belirsiz kınamıza baktık kaldık.

Gündüz telefon trafiğinden 5 arkadaş önce gülüştük. Sonasında kızmalar başladı. Neden sabahı beklettin diye hepsi bana kızdı. Fikri veren bendim. Hadi kış olduğundan sırtı ve omuzu görmezler de el üstündeki bu abuk şekil ne zaman çıkarmış. Yakmayı bilmişim. DE silmeyi de bilmeliymişim. Arkadaşların car car car çenelerinden kaçtım.

Şimdi el kınalarımız çıkana kadar pek görüşmüyolar. Utanacak yere giderken de eldiven giyiyorlarmış. Günah keçisi beni seçtiler. Yapacak bişi yok. Kendi çıkacak. 5 damgalı el olarak ortalıkta dolanıp duruyoruz.

Kınayı mınayı boş verin de! İnsanın istediği bişeyi bu kadar kararlı olarak kafasına koymak. Bana örnek oldu. Demek ki! Neymiş ? çoook istemek önemliymiş. Eh benimde 1 isteğim var. Onu kocaman harflerle A4 kağıdına yazdım. Buz dolabımın kapağına astım. Ev alan arkadaşımda aynen öle yapmış. Dolap kapağında diyet listemin yanında kocaman o istediğim dilek var. Mutfakta okuyan önce gülüyor. Alay edenler de var. Ama olsun ben yaptım oldu. Her dolabı açılışta yüksek sesle okuyorum. Azimle mıçan taşı delermiş. Bende bir gün istediğime mutlaka kavuşcam.

İnanmıyorsunuz değil mi? Eh olsun. Da siz de görün. O zaman kına desenlerini sizlerden yarışma açıp seçeceğim. Her bi yerime yakacağım haberiniz ola.



SEVGİYLE KALIN