PAZAR KAHVALTISI
Pazar sabahı bir uyandım ki hava pırıl ve günlük güneşlik.Arkadaşlarla Bebek otele kahvaltıya davet edildik. 12 kişi haldır huldur ordu gibi gittik. Oranın akrabası Şeytan Ahmet ve ailesi, bize kral sofrası hazırlamışlar. Hücuuuuum!!! Sofraya!
İşte yine Bodrum’da yaşadığım için Allah’a yüz binlerce kere hamd olsun dedim. Böyle hava, manzara ve güzelliklerin içinde bizi yaşattığın, bunlardan keyif aldırdığın, sevenlerim, dostlarımla olduğum için Yaratanıma sonsuz şükürler ettim. Beeeen !! Bodrum’a aşığım arkadaşşşşş!!!! Kimse arama giremeeeeez!!!
Yine homili gırtlak yedim, yedim, yediiim. Millet açlıktan, ben tokluktan gidecem ayol. Şeytan Ahmet Bodrum’lu çoğunuz tanıyorsunuz zaten. Ama ben bayıldım, bayıldım, bayıldım.
Geçen sene kalp krizi geçirdi. İzmir’de ciddi ameliyat olan by-pass oldu. Başkası olsa ağlar, ahhh! Vahhhh! eder, Bir anlattı, yattık yere gülmekten.
Hastanede doktorlar “yarın ameliyat olacaksın, riskleri şunlar, bunlar” Ahmet” Atatürk ne demiş:”beni Türk doktorlarına emanet edin. Ben de size emanetim. Kurtulmaya geldim, ya! nasip ölümüm buradaysa ne yapalım. Korkma doktor, gir ameliyata.” Doktor şaşırmış,” sen bana moral verdin, bak başarılı olacağız.” O gece sökeli hademe gelmiş.”Amca yarın ameliyatın var temizliğini ben yapacağım” Adam banyoda soymuş, boğazından topuğuna kadar her yerini bi güzel tıraşlamış, ilaçlamış. 20 milyon bahşişi de kapmış. Yatarken başka hademe gelmiş.” Amca” haydi tıraşa “demiş, Ahmet’te “Geç kaldın oğlum” der demez, adam “ vay!! Sökeli benden evvel mi kaptı bahşişi, vay deyus”
Ameliyata giderken tekerlekli sandalyeye oturtmuşlar. Ahmet” Aptal iğnesi yapın korkarım” emme belim de kırılıp gideeee! Meğer belden uyuşturmaya başlamışlar bile.
24 saat sonra uyanmış.. 6-7 saat kalp durmuş,” Ameliyat sırasında öldüm emme aşağıda bir şey yok, gidilecek gibi değil “ yoğun bakımda güzel hemşireyi ilk görmüş “ Huri bu demek ki”Her tarafı hortumlarla kaplı. Kendini astronot zannetmiş, hemşire hortumların bazılarını çıkarmış, “Emme konuşamayıp durudum, işaret ettim, elimle konuşcem “diye. Hemşire anlamış iki hortum daha çıkarmış ki bizimki konuşuyor.
2 gün sonra başka hemşire gelmiş. Elinde kocaman enjektör. Ahmet “kurbanlık gibi teslimiz ya! Bakalım bu sefer iğne nereye acep” hemşire “ Amca son işimiz kaldı onu da tamamlayalım” İğneyle aşağıdan suyu çekmiş, meğer sondayı çıkarıyormuş. Bir acı, tarifi yok. Ahmet “ bütün ameliyat, hortumlar iyiydi de bizimki kökünde kopup gittiiii!!!”Bir sürü ilaç içiyor kardeşi Çin işi ilaç yollamış ne olduğunu tam bilmiyor, kalbe iyiymiş diyor. Bizde “senin kuvvet macununa ihtiyacın vardı, belki odur” diye takıldık
Elinde devamlı göz boncuğunda tespihi var. Ameliyatta bile bileğindeymiş. Sordum” hep bileğinde, elinde mi gezersin? “Gece hanımı serverim, kokarım. Sonra tespihimi elime alırım. Bi karımdan, bi de tespihimden vaz geçmem”
Hayatı sevmek, sıkı sıkı sarılmak, pozitif düşünmek. En ciddi hayati olayı bile gülerek anlatmak. Hayatımızın kıymetini bilmek kadar yüzde elli moral, neşe, iyi yaşamamız için çok önemli.
Bize harika pazar sabahı yaşattığı, hayatın pozitif yanını gösterdiği, Bebek otelinde keyif yapıp çok güldüğüm için Şeytan Ahmet ve ailesine teşekkürler!! Muuuccck,Muucck!
SEVGİYLE KALIN