Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Çarşamba, Ocak 30, 2008

ŞUBATTA GÜN AZ MASRAF ÇOK

Bizim jenerasyondaki genç arkadaşlarımın anası ve babası! Nasıl hesaplama yapmışlar. Hepsi Şubatta doğmuş. Veya bu ay doğanlar bana arkadaş olarak rasgeldi. Hoş bende bu ayın bebesiyim. Demek ki dahi ve deli burcu olan KOVA lar birbirimizi çekmişiz. DEE! Hiç birimiz dahi değiliz. Deli, çatlak kategorisi daha yakışıyor. Hatta cuk oturuyor.

Kış geldi DE ne geldi? Şu eski reklamdaki gibi (şimdiki gençler hatırlamaz. Biraz anlatmaya çalışayım. 5 katlı asansörü olmayan apartmanın alt kattakiler don gömlek feryat ediyor. “söndür kaloriferleri yanıyoruuuuz!” üst kattakiler de yorgana sarılmış vaziyette “yak şu kaloriferi donuyoruuuuz!”

Zavallı kapıcı da 5 kat arasında koşturup duruyordu. En sonunda dili dışarıda. “çatıya izocam kaplattık. Alt kattakiler pişmiyooo, üst kattakiler donmuyoo. Benimde koşuşturmaktan ayaklarım şişmiyoooo!”

Vay beee! İzocam yöneticileri bunu okusa bana bikaç çuval para vermesi lazım. Resmen reklamı aynen yazdım. Ne hafıza? (eskileri hatırlıyorum da yeniler nanay. Ehtiyarlık alameti mi acaba!)

Kış günleri zorlu geçiyor. Sobamı veryansın yakıyorum. Evden çıkmıyorum. Yine de üşüyorum. Kızım gibi kaloriferli evde oturanlar da yanıyoruz diye cıbıl dolaşıyor.

Bahçemdeki limon ağacı, bana hava durumunu gösteriyor. Yaprakları haşır huşur sallanıyorsa, hava soğuk diye tumba yatak işime geliyor. Güneşe kanmıyorum. Bahçeye çıkınca soğuk ısırıyor. Zaten kıllı, büyük, bal sever, kış uykusuna yatar (anımıl) ayı kardeş gibi bende aynı kışı geçirmeyi seviyorum.

Üşüdüğümden çarşı Pazar hak getire her tür ihtiyacımı telefonla sipariş ediyorum. İyice tembel teneke oldum. Evimi yardımcım derleyip topluyor. Bana da yan gelip yatmak kalıyor.

Yaz gelse de kabuğumdan çıksam. İpek böceği bile yararlı iş yapıyor. Ben işe yaramayan kozada yaşıyorum. Yazın deniz ve mehtap, insanlar ve kalabalık. En önemlisi kızım ve torunum var. Bu sene ece yüzer. Koşturur. Beraber yüzeriz.

Anlamadım yafuuu! Bu sene odunum bana yetmedi. 1.5 ton aldım. Bana mısın demedi. Yinede tam ısındım diyemem. Ya odunların ısıtası yok, ya da ben çok üşüyorum. Üst üste giyinmekten nefret ettiğim için ince giyiniyorum. Hah nerede kalmıştık? Yine dağıldım. Enteresandır. Uykuya dalarken yazacaklarım aklıma öyle güzel geliyor. Tam uykuya geçerken güzelcene yazıyorum. Da kalkınca hepsi püüüf! Gidiyor.

Arkadaşlarıma sesleniyorum. Neden 12 ay varkene hepiciğiniz şubat ayında doğdunuz kine?
Ayın 1 den başlıyor. Sonuna kadar hemen her hafta birinin doğum günü var. 13. gün benim. DE yıllardır hiç aynı gün doğana raslamamıştım. Korodan arkadaşımın da aynı günmüş. İnanmadım kafa kağıtlarımıza baktık. Şimdi ikimiz beraber kutlayacağız. Bence iyi oldu. İlk defa masrafları ikiye bileceğiz. Yaşasın cimriliiik!

Şimdi işin yoksa hediye seç. Hayatımda en zorlandığım işin başında gelir. Kime ne alayım? Her sene aynı kişiler. Geçen sene ne aldığımı da unutuyorum. Not etmiştim. O notu da kaybettim. Haydi nolcak şimdi.

Bu soğukta çarşıya çık. Herkesin zevkini düşün. 1 de aynı hediyeyi alma durumu var. En önemlisi cep durumu. En ucuzu 50-60YTL oluyor. Saydım bizimkiler tam 8 kişi. Al bakalım. Çarp, böl, topla, çıkar. Yıkım arkedeşleeee!

Bu mevsimde burada açık hediyelik satan da yok. İlle giyim kuşam açık. Gömlek neyim alsam, fular neyim alsam. Hele erkeğe ne alınır? Onda sınıfta kalıyorum. Sokaklarda arkadaşın bedenine benzer adam arıyorum.

Adamları zorla dükkana sokup, ölçüyorum. Bazen gülüyorlar. Bazen de tersleniyorlar. Bize de alsana diyen bile çıktı. Olduuuu! Gözlerim dollduu! Tek sen eksiktin. Diyemiyorum. DA kem kümle idare ediyoruz.

Hayır eğer şikayet ediyorsam namerdim. DE aylardan şubatı atlasak hiç fena olmayacak. Diğer aylardaki doğum günleri o kadar önemli değil. Almasam da oluyor. (bu laf kavgada söylemez. Yaşasın kötülük.)

Şubat hediyelerinin parasını anca diğer aylarda ödeyebiliyorum. Kartlar öyle diyoooooo!
1 de şubat yaza denk gelseydi. Ne iyi olurdu. Hem ucuz yollu hediye bulunurdu. Hem de çeşit bol olurdu. Acaba bu ayı yazdaki mayısla değişebilir miyiz? Zira mayıs pek yarayışlı ay değil. Okullar açık, havalar tam ısınmıyor. Yani ilgililere duyrulur. (aklım daha beni idare eder. Korkmayın kafayı filan yemiş değilim. Sadece kalabalık geldiler.)

Doğum günü şarkısına da takık vaziyetteyim. “hepi böörttdey tuuu! yuuuu!” şunun Türkçesi de var “ iyi ki doğdun filan”

Kimin olduğunu bilmiyorum. (okursa bile telif hakkı istemesin.) bence en güzel doğum günü şarkısı var. Onu söylemekten keyif alırım. Sözlerini kendime göre değiştiririm.

Kaldı mı o eski tat, o eski haz.
Ne çabuk geçti ömür denen bu yaz.
Sen daha yolun başındasın.
Her şeyin güzeli iyisi sana kalsın.

Yağmur yağsın güneş açsın
Gökkuşağı düşsün başına.
Gül biraz mutlu ol, çünkü sen
Giriyorsun yeni yaşına.


Bunu çoook eskiden beri söyleriz. Kim yazdıysa eline sağlık DA bu şarkının esası bence asla böyle değildir. Sözleri unuttukça, yerine göre uyduruyorum.

İster bu ayda doğun ister başka ayda. Beni kim okuyorsa doğum gününüzü kutluyorum. Bu şarkıyı da sizlere söylüyorum. Artık bestesi de sizin hayal gücünüze kalmış. Nasıl isterseniz öyle seslendirin.

Minik not. Ayın 13.de de bana söyleyin canımcıklarım.

SEVGİYLE KALIN