KESİN BENİ UNUTTUNUZ DİMİİİİİİ?
Canlarım, ciğerparelerim, göz nurlarım! Sizlerden bu kadar ayrı kalmamı çok merak etmişinizdir… bu hatun nerlerde? Kara kayıplara karıştı. Acep kısmeti çıktı da balayına neyim mi gitti? Dermişiniiiz! Nerdeeee! Hemi de artıkın kart finans demeyeceğim. Başıma gelmeyen kalmadı. Hayırlısıyla helal süt emmişinden ( bu laftan da kıl kapıyorum. Hangi ana inekler bile verdiği sütü haram eder? Sadece büyüyünce kızılır ve naha da sana verdiğim sütler haram zıkkım olsun denir. Emmevelakin o sözde ananın olduğu için ne kadar kabul görür, tartışılır.) zeengiin bir ehtiyarcık kısmetime düşer diye bekliyooom.
Efendim! Kızım aniden hastaneye acile kaldırılmış. Buradan nasıl ilk uçakla gittim. İstanbul’da hastanede görene kadar danalar gibi ağladım. Bana sormayın. Mahvoldum. Safra kesesinde taş önemli olmadı. Esas pankreas başımıza çok işler çıkardı. 5 gün hayati tehlikeyi atlatana kadar hepimiz öldük dirildik.
Sonunda safrakesesi ameliyatı oldu. özel hastahanede eşek yüküyle para aldılar. DA ameliyat sırasında boğaza tıkılan borudan (nefes ordan alınırmış) mikrop kaparak, bütün ağız dil bademcikler enfeksiyon oldu. 5 günde iğne yedi. Sabah akşam yüklü antibiyotikle iyileşti. Operatöre söylediğimiz zaman kem kümle karışık laf salatasında bulundu. Alın size en iyi özel hastanenin yediği HALT..
Kızım iyi olunca evime köyüme döndüm. İstanbul’un en güzel yanı da torunum eceyle haşır neşir oldum. Meğer ne özlemişim. Bide dişi çıkmadı mı? İlk bana gösterdiler. Valla 32 diş değil, yaşlılıktaki takma dişlerinin bile bedelini ödedim. Şaka bi yana hepsini gönüllü yaptım. Kimse beni silah zoruyla zorlayamaz ki? İpi topu tek torunum Beeeee! Bide odasını yapmışlar kiii! Peeh! Pehhh! Tam kraliçe odası oldu.
Anacım gün görmediğin torunu olmuş, aklını şaşmış. Ecoş pek farkında değil ama büyüyünce mutlaka ailesine çok teşekkür edecek. Zaten ECE’ye öğreteceğim ilk şey TEŞEKKÜR ETMEK. Lütfen demek. Bi laf vardır. KÜÇÜL Kİ BÜYÜYESİN. İnsanlara ne kadar sıcak ve sevecen olursan o kadar takdir görürsün. Teşekkür insanı küçültmez, aksine yüceltir.
Yine coştum. Zaten eve geldim. Dinlenmeye vakit bulamadan can dostumun açtığı dükkanda yardıma gittim. Aman anacıklarım. Uzun zaman sandalye tepesinde tünemek, kuru poğaçayla karın doyurmak bana göre değil. İçim dışım kurudu. ÇORBAAAA! Hayalleri kurdum. Kocaman fıtığım isyanlara başladı. “yat be kadın! Sana sıkıntı veriyorum. Beni sağa dönerek karnında yerleştir.” Hani hamile olursunda çocuk hoppidi hoppidi oynar ya, bende fıtığımı öyle idare ediyorum. Hamilelik 9 ay, benimkiyse 9 senedir duruyor. Şimdilik beraber mutlu beraber yaşayıp gidiyoruz da… sonrası hayrolsun…
Bu arada evimdeki su deposu tam su koyverdi. Önce ev sahibim ben İstanbul’dayken ana vanayı kapatmış. 2 gün sonra ev tıssssss! Ulaaa noliiii? Derken vanayı açtım. Gece de sular banyoma kadar dolmuş. Depo taşmış. Tamirciyi çağırdım. Şamandıra değişti. Eeeeee! Yine şakır akıyor. Uleeeeeen yine noldiiii? Çek valfımı ne o değişti. Hadeeeee! Yine akiiiiy! 3. muayenede meydana çıktı. Depo delinmiş. Nolceeeek kardiiiş? Depo değişceeek. Bu arada paralar veriliyor. Meğer o değişenler sağlammış. Hadi buyrun bakalım.
Benim depo 750 litrelikmiş. En iyisi 1.5 tonluk alınmalıymış. Onu çekecek demirden ayaklar yapmak lazımmış. Altına minik motor konmalıymış. Su yukarı basılmalıymış. Mış mış mış da mıışşş! İyide kardeşim 1.5 tonluk depo fiyatı 5 yerde ayrı ayrı. KÖR TUTTUĞUNU SİNEMAYA GÖTÜRÜYOR. Demirci işi önemseyip, parayı çoğaltma gayretinde. Bi de o depo 3 kat terasa nasıl çıkcakmış? Oda para… burada iş yaptırmak resmen dünya savaşına girme gibi. Bundan tam 2 ay evvel elektrik süpürgeme minik fırça ile boru tutturacağı sipariş verdim. Daha gelecek iyi mi? cepten arıyorum. Her seferinde “abla mahcubum hemen getiriyorum.” Diyooo! Acaba onu gebertsem kaç sene yatarım ki?
Depo işine giriyorum. Ey ahaliiiii! Duyduk duymadık demeyin. Bu gün nisanın 17 si bakalım ne zaman bitecek. Size haber veririm. Bence deponun bitmesini ve sorunsuz çalışmasını böyyük bi partiyle kutlamalıyım. Ne dersiniz?
SEVGİYLE KALIN
Efendim! Kızım aniden hastaneye acile kaldırılmış. Buradan nasıl ilk uçakla gittim. İstanbul’da hastanede görene kadar danalar gibi ağladım. Bana sormayın. Mahvoldum. Safra kesesinde taş önemli olmadı. Esas pankreas başımıza çok işler çıkardı. 5 gün hayati tehlikeyi atlatana kadar hepimiz öldük dirildik.
Sonunda safrakesesi ameliyatı oldu. özel hastahanede eşek yüküyle para aldılar. DA ameliyat sırasında boğaza tıkılan borudan (nefes ordan alınırmış) mikrop kaparak, bütün ağız dil bademcikler enfeksiyon oldu. 5 günde iğne yedi. Sabah akşam yüklü antibiyotikle iyileşti. Operatöre söylediğimiz zaman kem kümle karışık laf salatasında bulundu. Alın size en iyi özel hastanenin yediği HALT..
Kızım iyi olunca evime köyüme döndüm. İstanbul’un en güzel yanı da torunum eceyle haşır neşir oldum. Meğer ne özlemişim. Bide dişi çıkmadı mı? İlk bana gösterdiler. Valla 32 diş değil, yaşlılıktaki takma dişlerinin bile bedelini ödedim. Şaka bi yana hepsini gönüllü yaptım. Kimse beni silah zoruyla zorlayamaz ki? İpi topu tek torunum Beeeee! Bide odasını yapmışlar kiii! Peeh! Pehhh! Tam kraliçe odası oldu.
Anacım gün görmediğin torunu olmuş, aklını şaşmış. Ecoş pek farkında değil ama büyüyünce mutlaka ailesine çok teşekkür edecek. Zaten ECE’ye öğreteceğim ilk şey TEŞEKKÜR ETMEK. Lütfen demek. Bi laf vardır. KÜÇÜL Kİ BÜYÜYESİN. İnsanlara ne kadar sıcak ve sevecen olursan o kadar takdir görürsün. Teşekkür insanı küçültmez, aksine yüceltir.
Yine coştum. Zaten eve geldim. Dinlenmeye vakit bulamadan can dostumun açtığı dükkanda yardıma gittim. Aman anacıklarım. Uzun zaman sandalye tepesinde tünemek, kuru poğaçayla karın doyurmak bana göre değil. İçim dışım kurudu. ÇORBAAAA! Hayalleri kurdum. Kocaman fıtığım isyanlara başladı. “yat be kadın! Sana sıkıntı veriyorum. Beni sağa dönerek karnında yerleştir.” Hani hamile olursunda çocuk hoppidi hoppidi oynar ya, bende fıtığımı öyle idare ediyorum. Hamilelik 9 ay, benimkiyse 9 senedir duruyor. Şimdilik beraber mutlu beraber yaşayıp gidiyoruz da… sonrası hayrolsun…
Bu arada evimdeki su deposu tam su koyverdi. Önce ev sahibim ben İstanbul’dayken ana vanayı kapatmış. 2 gün sonra ev tıssssss! Ulaaa noliiii? Derken vanayı açtım. Gece de sular banyoma kadar dolmuş. Depo taşmış. Tamirciyi çağırdım. Şamandıra değişti. Eeeeee! Yine şakır akıyor. Uleeeeeen yine noldiiii? Çek valfımı ne o değişti. Hadeeeee! Yine akiiiiy! 3. muayenede meydana çıktı. Depo delinmiş. Nolceeeek kardiiiş? Depo değişceeek. Bu arada paralar veriliyor. Meğer o değişenler sağlammış. Hadi buyrun bakalım.
Benim depo 750 litrelikmiş. En iyisi 1.5 tonluk alınmalıymış. Onu çekecek demirden ayaklar yapmak lazımmış. Altına minik motor konmalıymış. Su yukarı basılmalıymış. Mış mış mış da mıışşş! İyide kardeşim 1.5 tonluk depo fiyatı 5 yerde ayrı ayrı. KÖR TUTTUĞUNU SİNEMAYA GÖTÜRÜYOR. Demirci işi önemseyip, parayı çoğaltma gayretinde. Bi de o depo 3 kat terasa nasıl çıkcakmış? Oda para… burada iş yaptırmak resmen dünya savaşına girme gibi. Bundan tam 2 ay evvel elektrik süpürgeme minik fırça ile boru tutturacağı sipariş verdim. Daha gelecek iyi mi? cepten arıyorum. Her seferinde “abla mahcubum hemen getiriyorum.” Diyooo! Acaba onu gebertsem kaç sene yatarım ki?
Depo işine giriyorum. Ey ahaliiiii! Duyduk duymadık demeyin. Bu gün nisanın 17 si bakalım ne zaman bitecek. Size haber veririm. Bence deponun bitmesini ve sorunsuz çalışmasını böyyük bi partiyle kutlamalıyım. Ne dersiniz?
SEVGİYLE KALIN