Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Pazartesi, Şubat 05, 2007

SANAL BEBEK BAKICILIĞI YAPILIR

Dünyada benim kadar rahat ve çılgın 1 kadın daha var mıdır? Hani Süleyman babamız demişti ya! “demokraside çareler tükenmez” çoğu zaman tipik 1 şavalak olduğumdan hatta neyi nereye koyduğumu bilem unuttuğumdan bunamanın ilk devresindeyim. Fekaaaat! İş oorrrganizeye gelince beynimin bütün gri, mavi, yeşil gibi abuk renkli hücreleri hemaaan işlemeye başlar. Mesela geçen gece saat 03.30 sırasında dağ başındaki lokantada bütün sigara stoklarımız bitti. (ben içmiyorum! Sırf vatan millet hayrına) durak taksiye telefon ettim. Milletin içtiği markaları saydım. Aldı ve de geldi. Bu arada parası pahalıya geldi emme olsun. Maksat o saatte içki muhabbetinde çare üretmek. Kimsede halinden şikayetçi değildi. Benim çözümüme alkış bilem tuttular.

Bugün her zamanki gibi telefonla uyandım. Ya! millete laf anlatamıyorum. Beni saat öğlen 13 den sonra arayınnnnnn! Yok kardeşim nerdeee? 11 dedin mi arıyor. “uyandırdım mı? ayyyy! Özüüüüür dileeeriiiim!” homur vaziyetinde uyanmış oluyorum. değil çay içmek çiş bile yapmaya vakit yok. Anlayın gariiii! Neyse ne… konser ile ilgili abuk sorularla sabahki pırıl zihnimi bulandırıyorlar. Halbukisem o zihin daha bana akşama kadar lazım. İdareli kullanayım diyorum. Nerdeeeee!

Lafın ucunu 1 bulabilsem esas konuyu anlatacam emme, 1 türlü şeyedemedik. Neyse kızım aradı. ”Anane kamerayı aç ece sebze çorbasını yiyecek. Seyret” öyle olunca bütün işler durdu. İş torun olunca aklımı oynatıyorum. Keşke hep yanımda olsalar diyorum da olmayooo! PC yi açtım. Ecem ana kucağına kurulmuş. Anası yediriyor. Nasıl güzel çocuk anlatamam (herkesin yavrusu kuzgun görünürmüş derler ama gerçekten çok şeker yaaa!) ne sesler çıkarıyor. Maşallah mızmız değil. Güler yüzlü. Zaten ana baba sülalesinde asık surat yok.

Tam maması bitti. Kapı çaldı. Anası kamerayı kapayım. İşim var dedi. “kızım kamerayı kapama, ece’yi koy karşıma ona ben bakarım.” Olur mu? Olur. Ece hanım koltuğunda elinde oyuncağı. Bende saçımı boyamam lazım. Ona seslenip şarkı söylüyorken boyamı hazırladım ve saçlarımı boyadım. Anası geldi. Halimizi gördü gülmekten bayıldı. Ece’de bana şaş vaziyette bakıyor. Anane ne yapıyor? Anası “iyi o zaman benim az daha işim var. siz karşılıklı oturun” bu arada karnım aç. Daha kahvaltı bilem etmemişim. Soba yanmıyor. Kıçım donuyor. Wat fayda? Konu torun olunca, akan sular donuyor. (üşüdüğümden suyu dondurdum.) onların kalorifer yandığından soğuğun ne olduğunu bilmiyorlar. Şu medeniyetin gözü kör olsun. yıllar sonra gel, soba yakmasını öğren, odunla uğraş, külünle uğraş…

Kızımın işi bitmiş. Elinde yemek tepsisi, kendisi yiyecekmiş. Durun leeeen! Heç olmassa çayımı koyem, kurabiyemi getirem de, karnımı doyureeem! Haaa! Bu arada ece nasıl çığlıklar atıyor, oyuncağınla nasıl kavga ediyor, sanırsın etini kesiyorsun. Anası gelince sustu. Hele kucağa çıkınca pek mutlu oldu.

Karşılıklı yemeğe başladık. Anaaa! Ece kendini yırtıyor, bana da ver diye. Resmen yemekten yemeğe başladı. Yoğurdu nasıl yiyor… elleri her yeri yemek oldu. sofra gediği kızım benim. Adam oldu da büyüklerin yemeğinden yermiiiiş!

Yemek Faslı da bitti. Sıra oyun oynamaya geldi. Anası yine bana emanet etti. Mutfakta işlerini yapacakmış. Ben halimden son derece memnunum. Sankim ecem yanımda bir tek dokunamıyorum. Başladık şarkılara. Ben söyledikçe oda kendi kafasına göre iştirak ediyor. Bu arada kuşum aşkım Ece’yi kıskanıyor, o da cırıl bağırıyor. Resmen bremen mızıkacılarına döndük. Bir gürültüdür gidiyor.

Uyku saatimiz gelmiş. Anası teşekkür etti. “işin kolayını buldum. Gündüz nasıl olsa evdesin. Ece’yi sana baktırırım. Evin önemli işlerini yaparım” buyur buradan yak…

Sobamı yaktım, saçımı yıkadım. İşlerimi bitirdim. Tam uykuya geçeceğim kiii! Ece hanım yeniden teşrif ettiler. Uykusunu almış. Ben anası uykudan kalkınca (küçükkene) ”prensesim uyanmış, kırmızı güllere boyanmış, prensesim mutluymuş, anası onu severmiş” derdim. Şimdi de Ece’ye söylüyorum. Bu seferde meyvesini yedi. Bir gaz çıkardı kiii! Büyük herifler gibi, “gaaarrrk!” biz mutlu olduk. Gaza, kakaya, mamaya normal gidişat varsa mutlu oluyoruz.

İşte böyleeee! Sonunda sanal da olsa bebek bakıcılığını becerdim. Hani diyorum bu işi genişletsem diyorum, para da kazansam diyorum, bakalım müşterim çıkacak mı? sadece yapacağınız masraf PC almak, kamera almak, mikrofon almak, bi de benim bakıcı paramı ödemek. O kadar fazla değil canııım! Bi düşünün isterseniz ha? Ne dersiniz?

SEVGİYLE KALIN