Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Çarşamba, Şubat 09, 2005

İNSANLAR ÇEŞİT ÇESİT

İnsanoğlunun davranışları bir garip oldu. Artık hoşgörü, anlayış, iyi niyet kalmamış. Bu gün dolmuşa bindim, Yalıkavak’a gidiyorum. İki genç bindi. Erkek kıza nasıl bağırarak kızıyor, kızcağız ezilip büzülüyor. “şşşşitt! Yavaş konuş, millet bizi dinliyor” erkek hepten azıtıyor.Epey kapıştılar yani tek taraflı kavga. Anladığım kadarıyla bir gece evvel kız buluşmaya gelememiş. Ailesi izin vermemiş. Olay bu kadar basit.

İnsan egoizmine bakar mısınız? Kızcağız evden izin almamış ki son derece normal.Ailesi belki zırt pırt izin vermiyor, belli ki erkek arkadaşından haberleri yok. Ne yani erkekler istedi diye emre amade mi olmak lazım? Zannediyorum kız liseye yada dersaneye gidiyor. Oğlan onu bırakmakla tehdit etti, hakaret etti. Şeytan dedi ki karış şunlara erkeğe iki laf et. Hoş görü, anlayış yok. En önemlisi arkadaşına saygısı yok, çocuk kızdan bayağı büyük.En sonunda kızı ağlattı. İyi ki yolda indiler, yoksa bana kalabalık gelmişlerdi.

Yalıkavak’ ta arkadaşımın havuzlu villası var. Birde karı koca bekçileri.Evin de kıymetli dişi büyük köpeği var. Bekçinin en önemli işi köpeğe iyi bakmak, Biz salonda oturuyoruz. Bekçi köpeği gezdirmeye çıkardı. Köpeğin çiftleşme zamanı. Gittiler gelmezler, evin beyi merak etti. Tam aramaya çıkacaktı ki köpekle bekçi geldi.”nerde kaldın be adam, hayvan kızışma döneminde, merak ettik” Bekçi yüzünde bol gülüşle “ Heeeh Heeee!! O iş oldu bile beyim, tutamadım sokak köpeği belli ki seviyor çok dolandı arkası sıra. Bende kıyamadım, ama başını bekledim, salmadım yani”

Evin efradı şok vaziyetinde. Kaptılar hayvanı, doğru veterinere! İğneler yapıldı yavru olmasın diye, tekrar kontrolleri olacak. Sinir,minir kalmadı kimsede. Bekçi dünyanın azarını yedi, anladığını sanmıyorum işin vehametini.

Mağazaları dolaşmayı pek sevmem. Kilolu olduğum için kılık kıyafet bulamam, pazardan bulunca da renk, şekil,model seçme gibi lüksüm yoktur. Alırım.Her şehrin pazarlarını dolanırım, bulduğumu toplarım. Engin ve zengin gardırobum pazarlardandır.Kışın pantolon, kazak. Yazın da askılı bluz ve şort. İşte hepsi bu kadar.

Hava güzel, yürüyüş yapayım, laf olsun diye çarşı vitrin bakarım dedim.Bir mağazada yazmış,”büyük beden bulunur” girdim. Bedenime göre yok olmasına rağmen satıcı kız nasıl israr ediyor, eline kumaş pantolon almış “bunu deneyin size olur” yıldım,denemeye kalktım. Kumaş esnemez ki kalçamdan çıkmıyor, kaldı. Kız geldi etlerimi yumruğu ile içine tepmeye çalışıyor.Nasıl uğraş veriyor, ben”tamam olmadı çıkar “ dedikçe kız ter döküyor, inatla benimle güreş tutuyor. Sonunda pes etti, bana da bir kızdı ama niye kızdı anlayamadım. “çıkar, çıkar” elimden hışımla çekti aldı. Niye kızdın dedim el cevap” amaa o size çok yakışmıştı!!satmak istedim. Az daha oluyordu” Ayol kalçamın aşağısından bir santim yukarı çıkmadı, neresi oluyordu. Düşük bel değil kıç dışarıda modası bile olmazdı.

İnsan ilişkileri zamana göre değişime uğradı. Kimse kimseye değer vermemeye başladı. Hoşgörünün ve sevginin yaptıramayacağı hiçbir şey yoktur hayatta.

Hepinizi şapadak, şupadak öperim.



SEVGİYLE KALIN