Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Cuma, Ocak 28, 2005

HATIRALAR SARMIŞ DÖRT BİR YANIMI

Laf dolanıpta anılara takılınca aklıma neler geliyor.Antalya benim için özel kenttir. Çok hoş anılarım var orada. Antalya lehçesi hep hoşuma gitmiştir.Çoğu zaman fıkra gibi yaşarlar.

İki erkek arkadaş arabayla Antalya’nın Kepez başında restorana gidip yemek, içki, alem derken kafalar dumanlı, arabaya binip eve dönecekler.( Bu arada şoförün adı Niyazi, söylemeyi unuttum) Alkolün etkisiyle araba zigzag çizip iki yan teker şarampole düşer. Yandaki adam

- yan yattık ya Niyazi.

- Biliyen agam, biliyen.

- Netcez hindi?

- Kıvırtdırıver de düzleyivee

Bunlar arabayı yola çıkarmaya uğraşırken, anayoldan koca bir kamyon hızla bunlara arkadan bindirmiş. İkisinin arabadan inmeye niyetleri bile yok, tek şoförün tepsine bakar mısınız?

- Ülen benim araba şahin idi, kartal steyşın oluvemiş ya leeen! Modeli değişmiş, eyi,eyi.

Şehir içi dolmuşunda iki deyzem, hem sohbet ediyor hem haşlanmış mısır yiyorlar.Teyzenin biri annadıveriyo

- Ağşamleyin hüssüyün aben paklava getirivemiş, amanın pek datlıydı.

Bu arada konuşurken biten mısır koçanını minibüsün camından dışarı kaldırıma fırlatıverdi.Konuşurken, birden elini ağzına doğru attı, dişlerini kontrol etti.

- Ene,ene! Ağzımdaki takma dişleee mısırda kalıvemiş ya!!! Dur bakem şöför emmiii!! Durdur arabayı dişleee dışada kalıp gideee! Ağabeyin beni öldürüüüüü!!!

Arabanın içinde millet koptu. Teyzem dişini aramaya koşturarak gitti.

Antalya’da doğu garajı vardı, şimdi hala var mı? Bilmiyorum.bütün hattın minibüs garajıydı. Giriş yolu da hafiften yokuş aşağı meyilli, karşısı duvar.

Bir minibüs şoförü kontak anahtarı üstünde inişin başına park etmiş, kahvede okey oynayıp sırasını bekliyor. Ortalarda çığırtkan genç çocuk da heveslenmiş, minibüsün orasını burasını karıştırırken araba yavaş yavaş yokuş aşağı hareket etmiş. Çocuk frene basacağına camdan kafasını çıkarmış bağırıyor.

- Zaptedemeyom gaçıııınn!! Gaçağsanız kuğtulunuz, yoksa ebenize bilem goooooooo!!!!

Araba yavaşça karşı duvara değer ve durur. Çocuk gene bağırır. “işteee goduuuuuu!!!!!” Arabanın sahibi kahveden fırlar:

- Eneee!! Dutmayın beni gariiiii!! Yırtcem ya bu oğlanıııııı!!!!.

Etraftan koşup ayırırlar, zaten arabada hasar yoktur. Çocuk korkudan kaçar.

Bir müzikholde sanatçı şarkı söyler. O zamanlar şarkısı meşhur. Şarkının bestekarı da aynı yerde. Solist anons eder “ şimdi bestekarından kemancıyı dinleyelim”

Bestekar da ufak tefek adamdır, çıkar okur. Seyircilerden biri o şarkıyı çok sevdiği için adamı bir şeye benzetemez ve “Tüü!!! Ulan bu muymuş o gocaman adam” der .Arkadaşı da

- Ne tüpürüyon lan elin herifineee!! Boyu kısa emme aklı uzun ki şarkıyı kemana yapmış.

Ne şeker insanlardır, şu memleketimin insanları. Ara sıra gene anektodlar yazarım.



SEVGİYLE KALIN