BODRUM’UN GÜZELLİKLERİ
Evde otururken tanımadığım bir beyden telefon geldi. Beni gümüşlükte balık yemeğe davet etti. “ niye siz kimsiniz?” dedim. İstanbul’dan meğer arkadaşlar gelmişler, bana sürpriz yapmışlar. Çılgına döndüm sevinçten, gelip arabayla aldılar.
Gümüşlük kışın verdiği hüznüyle tenha, sanırsın terkedilmiş. Fakat ben kışını daha çok seviyorum. Öyle insan seli yok, ne yediğini anlıyor, uzun uzun sohbet edebiliyorsun.
Gırtlak derdi yine beni buldu. Ehli keyif kadınım anacım, nerde güzel yerler var, ben orada hazır, nazırım. Öğleden sonra oturduk. Güneşin batışını seyredeceğiz diye hayal kurmuş İstanbul bebeleri fakat, hava bozuk olduğundan hevesleri kursaklarında kaldı.
Akşama iyice acıkalım diye etrafı yürüyüşe çıktık. Gümüşlüğün sağ tarafında harika yeni büyük bitmiş binalar gördük. Ben meraklı Melahat sordum soruşturdum ve öğrendim.
Gümüşlük Eğitim ve Kültür vakfı kurulmuş. Kurucusu Mehmet Durmaz isminde bir beyefendi. Yakın dostu Avukat Göray Karadut ,ön ayak olup Mehmet beyi Gümüşlüğe yerleşmeye ikna etmiş. Mehmet bey yöreye bayıldığı için Göray beyin teşvikleriyle bu vakfı kurmuş.
Benim gördüğüm binalar. Belki 1000-1500 metre kare üzerinde kurulu.( Hiç metre, yaş, ölçü tahminim yoktur, atarım) Mehmet bey cebinden 3 trilyon ( yeni YTL ne oluyor, bilenler söylesin) harcayarak, Türkiye’nin en modern eğitim binası yapmış. her şeyi bitmiş. Vakıf başkanı da Avukat Göray Karadut olmuş.
Şimdi görüşme aşamasına gelmişler: İki fikir üzerinde duruyorlarmış. Birincisi hepsini MEB. ( açılımı milli eğitim bakanlığı) devretmek. İkincisi Muğla Üniversitesine, araştırma enstitüsü olarak çalışmalar yapmak. Muğla üniversitesi dekanıyla karar aşamasına gelmişler.
Bakar mısınız olayın güzelliğine. Tesadüfen neler öğreniyorum. Hangi karar olursa olsun Bodrum için bulunmaz nimet.Bence Bodrumda öyle kalabalık bir potansiyel var ki!.. Artık liseler, kolejler yetmiyor. Mutlaka üniversite de olmalı. Gönlüm onu çok istiyor.
Vakıf kurucusu Sayın Mehmet Durmaz beyefendiyle, vakıf başkanı Sayın avukat Göray Karadut beyefendiye ulaşamadım. Mutlaka ulaşıp tanışmak istiyorum. İlk karşılaşmamızda yaşları ne olursa olsun iki ellerinden öpeceğim, böyle güzel ve hayırlı bir iş yaptıkları için. Üstüme düşen görev olursa emekli eğitimci olarak seve seve yapmaya hazırım.
Daha yurdumun öyle mümtaz insanları var ki! Yaptıkları işleri, hayırları ,reklam amacıyla afişe etmiyorlar. Kim bilir bizim bilmediğimiz daha nice insanlar vardır, hayırları dokunan.
Ya !!.. gümüşlük, balık derken neler keşfettik. Neyse yediğim, içtiğim her şey bana daha bir keyifli geldi. Yine gırtlakta cozuttum. Ne olacak halim? Çok merak ediyorum.
Dönüşte telefon paramı yatırmak için evimin yakınındaki 1 no lu Telekom bayisine gittim. Orada Gökay Karadut var. Çok şeker, güleryüzlü. Benim bütün işlemlerimi severek yapar, üstelik çay da ısmarlar. Diğer çalışan kızım da iyidir hakkını yemeyim. Otururum sohbet ederim.
Bu sefer de gümüşlük dönüşü uğradım, olayı sevinerek anlattım. Gökay başladı kıkırdamaya. Meğer Avukat onun ağabeyi mi ne çok yakınıymış. Bak şu tesadüfe. Beni onlarla tanıştırmaya söz verdi. Aslanım benim!....
Benim bilip, bilmediğim ne kadar hayırsever vatandaşımız varsa: hepsinin iki elini de sevgi ve saygıyla öpüyorum.
SEVGİYLE KALIN
Gümüşlük kışın verdiği hüznüyle tenha, sanırsın terkedilmiş. Fakat ben kışını daha çok seviyorum. Öyle insan seli yok, ne yediğini anlıyor, uzun uzun sohbet edebiliyorsun.
Gırtlak derdi yine beni buldu. Ehli keyif kadınım anacım, nerde güzel yerler var, ben orada hazır, nazırım. Öğleden sonra oturduk. Güneşin batışını seyredeceğiz diye hayal kurmuş İstanbul bebeleri fakat, hava bozuk olduğundan hevesleri kursaklarında kaldı.
Akşama iyice acıkalım diye etrafı yürüyüşe çıktık. Gümüşlüğün sağ tarafında harika yeni büyük bitmiş binalar gördük. Ben meraklı Melahat sordum soruşturdum ve öğrendim.
Gümüşlük Eğitim ve Kültür vakfı kurulmuş. Kurucusu Mehmet Durmaz isminde bir beyefendi. Yakın dostu Avukat Göray Karadut ,ön ayak olup Mehmet beyi Gümüşlüğe yerleşmeye ikna etmiş. Mehmet bey yöreye bayıldığı için Göray beyin teşvikleriyle bu vakfı kurmuş.
Benim gördüğüm binalar. Belki 1000-1500 metre kare üzerinde kurulu.( Hiç metre, yaş, ölçü tahminim yoktur, atarım) Mehmet bey cebinden 3 trilyon ( yeni YTL ne oluyor, bilenler söylesin) harcayarak, Türkiye’nin en modern eğitim binası yapmış. her şeyi bitmiş. Vakıf başkanı da Avukat Göray Karadut olmuş.
Şimdi görüşme aşamasına gelmişler: İki fikir üzerinde duruyorlarmış. Birincisi hepsini MEB. ( açılımı milli eğitim bakanlığı) devretmek. İkincisi Muğla Üniversitesine, araştırma enstitüsü olarak çalışmalar yapmak. Muğla üniversitesi dekanıyla karar aşamasına gelmişler.
Bakar mısınız olayın güzelliğine. Tesadüfen neler öğreniyorum. Hangi karar olursa olsun Bodrum için bulunmaz nimet.Bence Bodrumda öyle kalabalık bir potansiyel var ki!.. Artık liseler, kolejler yetmiyor. Mutlaka üniversite de olmalı. Gönlüm onu çok istiyor.
Vakıf kurucusu Sayın Mehmet Durmaz beyefendiyle, vakıf başkanı Sayın avukat Göray Karadut beyefendiye ulaşamadım. Mutlaka ulaşıp tanışmak istiyorum. İlk karşılaşmamızda yaşları ne olursa olsun iki ellerinden öpeceğim, böyle güzel ve hayırlı bir iş yaptıkları için. Üstüme düşen görev olursa emekli eğitimci olarak seve seve yapmaya hazırım.
Daha yurdumun öyle mümtaz insanları var ki! Yaptıkları işleri, hayırları ,reklam amacıyla afişe etmiyorlar. Kim bilir bizim bilmediğimiz daha nice insanlar vardır, hayırları dokunan.
Ya !!.. gümüşlük, balık derken neler keşfettik. Neyse yediğim, içtiğim her şey bana daha bir keyifli geldi. Yine gırtlakta cozuttum. Ne olacak halim? Çok merak ediyorum.
Dönüşte telefon paramı yatırmak için evimin yakınındaki 1 no lu Telekom bayisine gittim. Orada Gökay Karadut var. Çok şeker, güleryüzlü. Benim bütün işlemlerimi severek yapar, üstelik çay da ısmarlar. Diğer çalışan kızım da iyidir hakkını yemeyim. Otururum sohbet ederim.
Bu sefer de gümüşlük dönüşü uğradım, olayı sevinerek anlattım. Gökay başladı kıkırdamaya. Meğer Avukat onun ağabeyi mi ne çok yakınıymış. Bak şu tesadüfe. Beni onlarla tanıştırmaya söz verdi. Aslanım benim!....
Benim bilip, bilmediğim ne kadar hayırsever vatandaşımız varsa: hepsinin iki elini de sevgi ve saygıyla öpüyorum.
SEVGİYLE KALIN