Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Perşembe, Ocak 27, 2005

YENİ YENİ MEDİTASYONUMUZ VAR

Bir yerlerde okudum, 2500 yıllık Hint meditasyonu “vipassana” Amerika, Avrupa’dan sonra Türkiye’ye de gelmiş. Hocası da Goenka denen yaşlı amca.

Vipassana Türkçe karşılığı (olanı olduğu gibi görmek) bizim bildiğimiz Meditasyonlara pek benzemiyor.Bir kere şartları ağır.

10 günlük program uygulanıyor.Bu sürede günde 11 saat meditasyon yapılıyor.En önemlisi gerekli durumlar dışında hiç konuşma yok.Yasaklar sadece bu kadar değil, cinsel ilişki yok,alkol uyuşturucu yok,sigara yok,

Bütün bunların hepsine eyvallah diyorsanız, Şile’deki otel sizi bekliyor.Kendinizi bulmak için önce kaybetmeniz gerekli tabiki,

Benim bu günlerde kendimi yitirdiğim apaçık ortada. Gitsem mi diye düşündüm, lakin şartları bana uymuyor. Bir kere bende ilişki nanay,uyuşturucu Allah korusun asla olamaz, eh sigara var. Alkol ara sıra var,en önemlisi vejeteryan yemek yeniyormuş, ben et oburum. Konuşmadan duramam. Normalde çenesi düşüğümdür. Konuşmazsam çatlarım, bir de akşam 5 den sonra hiçbir şey yenmeyecekmiş. Ben dizi, film seyrederken tuzsuz kabak çekirdeği yemezsem, bol bol çeşitli çay içmezsem olmaz ki!!

Ne bunlar kardeşim yaaaa!.. yok meditasyon yok reiki yok çakralar açılacak, astroloji, tarot, fal mal derken keçileri kaçıracağız.

Geçen yaz Yalıkavak’ta bir arkadaşın evine İstanbul’dan hanım gelmiş meditasyon yapıyormuş. Biz 6 hanımı evde topladı, yere daire şeklinde oturuldu. Ben yere oturamadığım için alçak tabureye çöktüm. Gözlerimizi kapattık ellerimizi dizlerimizin üstünde açarak başladık hep bir ağızdan OOOMMMM! SİİİLAAA! yerlerde mumlar yanıyor, derin bir sessizlik içindeyken meğer evin hanımı önceden iyi su istemiş. Sucu gençte suyu getirmiş. Bize duyuramamış, eğilmiş camdan içeriye bakıyor ki manzara 6 hanım yerde bağdaş kurmuş gözler kapalı, mumlar yanıyor, bağırınıyorlar. Çocuğun gözleri faltaşı gibi açılmış, gayet yavaş bir sesle “suuuuuu” “suuuuuuu” diye fısıldıyor. Ben onu gördüm zaten konsantre olamamıştım duruma uyuyor gibi yapıyordum. Koptum gülmekten çocuk suyu dışarı bırakıp bir kaçışı vardı ki ne parasını aldı, ne boşu aldı. Benim gülmemle beraber millet dağıldı zaten meğer onlar da sıkılmışlar bahane arıyorlarmış. Haiii hoooiiyyy! Gülünce meditasyoncu bayan çok sinirlendi. “ben sizin gibi gayri ciddi hanımlara vaktimi harcadığıma yazıklar olsun” dedi bir ton da para aldı ev sahibinden. Sonra ev sahibi arkadaşım söyledi o suyu getiren çocuk “ ben o eve asla bir daha gitmem, cinlimidir, perilimidir” demiş ve gelmemiş. Allah’tan patron arkadaşı tanıyormuş da iş aydınlanmış.

Parası ve vakti bol, aklı kıt pek çok insan bu tip yapıyorlar. Belki faydalıdır ama ben bi faydasını görmedim.

Gelelim gene vipassanaya işin özü neymiş: İyi de ben zaten kendi kafama göre şartlarımı değiştiriyorum. Benim zihnimde, bedenimde terbiyelidir. Öyle olur olmaza isyan edip edepsizlik etmez.vipassana benim neyime ki!

İlgilenen arkadaşlara bol meditasyonlu günler dilerim.



SEVGİYLE KALIN