Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Çarşamba, Şubat 02, 2005

NE TAMİRLER YAPARIM NELER EDERİM

Evde bozuk ekmek kızartma makinesi ile ütü vardı. Bir türlü elim deyipte tamirciye götüremedim.Evde otururken aklıma geldi, bir bakayım dedim.

Önce kızartma makinesini söktüm. Telleri kopmuş, onları birleştirdim,tamam oldu da şimdi nasıl birleşecek ki tümü.makinenin dışı bir tarafta, vidalar diğer yanda. Semanta olsam, burnumu oynatsam da hepsi yerli yerine konsa. Karşılıklı bakışıyoruz, evir çevir uyduramıyorum. Sonra fikirler üretmeye başladım.

Teller tamam çalışıyor.kasa toplanmıyor ya! Telleri açıkta bağlayıp, ekmeklerin üzerine sarsam, fişe sokup kızartsam. Sonra aynı işlemi her dilime uygulasam.Bunun da hem zamandan uzun vakit, bir de ekmekler şekilli kızaracağı için tellere yapışan ekmekleri temizleme işi var.Sonra çıplak telleri yere koyamazsın kablodan tutup, balık oltası gibi sallandırarak, kızarmasını beklersin.

Neticede hepsini torbaya doldurdum,tamirci için beklemeye aldım. Sırada ütü var. Ellerimi oğuşturarak hain bakışlarla ütüye hamle yaptım.Onun da içini açmak çok kolay oldu.Hep merak ederdim, nasıl ısıtıp, su , buhar fışlatıyor. Merakımı giderdim de bir şey anlamadım.Orasını burasını karıştırdım,tık yok. İçini darmaduman ettim.

Bütün elektrikle çalışan aletler niye bizim gibi amatör tamirciler için kolay sistem yapılmaz.Haydi bakalım, ekmek kızartma tellerini yaptık da ütüye hiç müdahalede edemedik. Sade sapı ve kordonu kaldı. Onu da tabanını ateşte kızdırıp ütülesem desem tabanı tutan sap bile yok. Teknikte tutturamadık.Ütüyü de başka torbaya koydum. Tamirci yaşadı.

Aklıma eski fön makinem geldi o da çalışmıyordu. Hazır elim değmişken fönü de elden geçireyim. Aldım elime de sökmek ne mümkün, nuh diyor peygamber demiyor, başına gelecekleri bilmiş gibi asla sökülmüyor.

Ahhhaaa!!! Bendeki azimden haberi yok. Çekerken dıştan başladı parçalanmaya, elimden kurtulamaz. İçini açınca önemli arızası olmadığına karar verdim, sağlamdır kararıyla fişini prize sokmamla kıvılcımlar çıktı. Çatır çutur seslerle evde ne sigorta kaldı, ne de bir şey.

Vay!!... Beeee!! Nasıl becerdim. Allah’tan sigortalar otomatik. Ben bunu becerip yapabildim.Yani tek şalterleri teker, teker kazasız indirdim. Fönde ayrı torbaya kondu, etti 3 torba.

Gelelim en önemli tamirat mı? Buluş mu? Adını siz koyun. Tuvalette uzun kalıp; gazete, kitap okumayı seviyorum. Düşündüm elim yorulmadan nasıl okurum. Parlak zekam ona da çözüm buldu.

Sifonun üzerine (U) şeklinde kalın telden önüme gelecek bir şekil yapmak istedim. Sonra ( T ) şeklinde telle birleştirip, gazeteyi oraya mandalla tutturacağım, okudukça elim yorulmayacak, hayatım kolaylaşacak.

Kalın teli kıvırıp tuvaletin üstüne çıktım. Tam takacağım, benim ağırlığıma bakalit kapak dayanamadı. Kırılmasıyla paldır küldür yere düştüm. Lakin sağ ayağım tuvaletin içine girdi. Kırılmadı ama incindi, bileğim şişti. Hastane, film, bandaj, ilaç ne işler açtım başıma. Doktora utandım ayağımın neden olduğunu söylemeye,yoksa psikiyatriye gönderirdi. Anlayın ne becerikliyim.



SEVGİYLE KALIN