Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Pazar, Temmuz 23, 2006

BİT PAZARINA NUR YAĞDI

Hayatımda hiçbir şey normal olmaz. İstanbul’dan kızlar geldi. Hadi isimlerini vermeyim. Kod adıyla S. Kızı E. Sonaaaa, arkadaşı F. İzmir’den gelen A. Cadaloz grubu olarak, etrafta dolanmaktayız. S. Olan nerde Pazar kurulur? Nerde ne satılır? Haldur huldur oraya koşar. Bizi de zoraki sürükler. Bodrum’un pazarlarını tamam eyledi. Kuşadası'na bilem gittik. İşin o kısmını sevdim. Onlar Allah’ın bu sıcaklarında çarşı Pazar kovalarken, ben denizde keyif sürüyorum. Valla inanmayacaksınız ama Marmaris’e bile gidildi. Uzun zaman olmuş. Marmaris’i tanıyamadım.yalnız bu sene her yer boş. Turist desen nanay… esnaf şikayetçi. Yok kuş gribi, yok öteberi, turisti tırstırmışlar. Yerli turistte pek rağbet etmiyor. Bir kere yol, yeme içme, bizlere pahalıya geliyor. Gelenler de zaten dondurma ve çekirdek takımından. Ben onlara 5+1 diyorum. (hani hepsi dahil, peşin ve taksitle derler ya) onlarda Bayrampaşa cezaevi gibi, otele giriyorlar. Tıkınabildikleri kadar tıkınıp, sadece otelde yaşıyorlar. Geceleri de sözde animasyon diye bisürü abuklukları mecburen seyrediyorlar. Bolcana resimler, kameralarla o güzelim eğlenceyi tespit edip, konuya komşuya hava atıyorlar. Bak gariii! Marmaris’ten nerelere geldim.

Geçen sene 1 hanım arkadaşıma otantik elbiselerimi vermiştim. Modellerini alsın, diksin para kazansın dedim. Yardımı severim ya! ulen 1 yıl geçmiş, unuttum gitti. Bize gelen kuzenimin eşi sordu. Hani o güzel elbiselerin vardı. Giysene… Anaaaa ara anam ara. Evin altını üstüne getirdim. Yok yok yok… sonra hatırladım ki! 1 yıldır bizim elbiseler o hatunda duruyor. İyi ki kız sordu da aklım başıma geldi. Neyse telefonla istedim. Son derece yüzsüz şekilde, “seni 2-3 defa aradım yoktun. Veremedim." baba baaaaa! Cep telefonu icat oldu. hamd olsun benimde var. arasana fallik…… çok kızdım. İyilik yap, maraza çıksın. Hatun evime de getirmedi. Ortak arkadaşın dükkanına koydu. Bizde 3 kız arabayla giderken aklıma geldi. Uğradık. Elbiselerime kavuştum. En yenisi 15 yıllık olan elbiselerimi 1 torbanın içine ölü kıçına pamuk teper gibi tıkmış. Kontrol etmek için sehpanın üstüne döktüm. İstanbul’dan gelen arkadaşım, eşinip pembe ve morlu elbisemi ayırdı. Elbisesinin üstüne giydi. Ben ne oluyor diye bütün şavalaklığımla bakıyorum. Üstünde benim elbisem, çantasını açtı içinden 70 YTL. Çıkardı. Elime tutuşturdu. “buna bayıldım. Satın alıyorum….” Anaaaaaaa! Gitti caaanıım elbisem….. dumur oldum.

Turgut reis’de bir otantik elbise diken butik varmış. Ona gittik. Hakikaten harika modeller var. parasıysa eşek yüküyle.. çaktırmadan modellere baktık. Yallah Salı günü buranın çaput pazarı denilen yere gittik. Ordakilerin aynısından 3 otuz paraya kumaş aldık. Koşturarak eve geldik. Dikiş makinesini ortaya koyduk. Benim elbiselerde orda. 2 hatun (ben hariç) bütün hevesle dikişe başladık. Ben dikişten anlamam. Sadece laflama kısmı bana kaldı. Benim incecik harika panolu kumaştan elbisem var. yarı transparan, yerlere kadar şık… bizim arkadaş onu hemen giydi. “bunuda satın alıyorum” vermem dedikçe fiyat artırıyor. Valla 250 YTL. Kadar çıktı. Aslında en az 10 yıllık elbiseye fena para değil. Bende çok seviyorum. Şimdilik çekişiyoruz. Bakalım 1000 YTL. Dedirtebilsem satarım. ( yüzsüzlükte ve de kazıkçılıkta üstüme tanımam deeerrrrmiiiişiiim!)

En taze haber de dün oldu. bana 5 çayına geldiler. Birden o arkadaş ortadan yok oldu. nerede derken, benim engin ve zengin gardrobumu açmış. Kendine yarayan 1 şey arıyor. Zaten olmuşu da bu. Olacağı da bu. Başka elbisem yok. Gerisi askılı bluz, tayt, şort şeklinde.

Bir de kızımın düğününe dikilen bluze el koymaya kalktı. Neymiş kumaşı ışıldaklıymış. Çok hoşuna gitmiş. Onu bozup kendine dikecekmiş. Hiç sen giyer misin? Diye sorma yok. Eğer ona da en az 1500 YTL. Verirse satarım. Bakalım pazarlıktayım.

Bu iş bayağı hoşuma da gitmedi değil. Esvaplarını giy giy. Bıkınca da parayla sat. Yeni bir gelir kaynağı buldum. Şimdiye kadar neden düşünemedim. Hep öylesine bedavadan dağıttım. Artık akıllandım. Eskimiş çoraplarımı bile satıyorum. Aklınızda bulunsun. (para hırsı ve cimrilik beni ne hallere soktu?) şaka bir yana, eskiciliğe başlasam mı diyorum?

SEVGİYLE KALIN