Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Pazartesi, Nisan 03, 2006

EVİME KÖYÜME DÖNDÜM

En sonunda evimdeyim.. ama daha İstanbul’dan havadislerimi bitirmedim. Uzun bir ara verdim. Sokaklarda deli dumrul gibi gezmekten yazmaya vakit bulamadım. Öyle komik olaylar yaşadım ki! Size anlatayım valla çok güleceksiniz. Bir akşam 2 araba halinde gezmeye gittik. Yedik içtik. Geç vakit eve dönüyoruz. Ekip durdurdu. Ehliyet ruhsat derken bizim nişanlı çift olan arkadaşın arabasında sorun yaşanıyordu. Merak edip yanına gittik. Memur bakmış ki! Kağıtların hepsi tamam. Yanındaki hanım kim demiş? Bizimki de nişanlım deyince “nişanlılık cüzdanını” göster demiş. Oğlan dumur olmuş. “nişan cüzdanı olur mu? Diye söyleyince biz de yanlarına geldik. Bu sefer memur kızın nüfus cüzdanını istedi. (bizde sonucu ne olacak diye bütün şaşkınlığımızla bakıyoruz) yanan farların yanına oğlanı çağırdı. Cüzdan elinde başladı.” Anasının adını söyle, babasının adını söyle, doğum tarihini söyle, nerede doğmuş söyle.” Çocuk hepsini tıpkı üniversite giriş sınavı ciddiyetiyle cevapladı. Memur onların nişanlı olduğuna kanaat getirdi. Ben devreye girdim. “ memur bey bizim araba 5 kişi. Neden kim kimdir sormadınız?” dikkat buyurun! “ sizde ahlaksızlık olmaz kalabalıksınız” dediiiiiiii! Veee bizi salıverdi. Eve geldik güler misin? Ağlar mısın? Tam fıkra gibi olaydı. Kızcağızın sinirleri bozuldu. Gecemiz rezil oldu diye ağladı.

Başka bir gün yine biz 3 hatun arabayla ak merkeze gidiyoruz. İstanbul trafiği 24 saat felç vaziyetinde. Milimlerle ilerliyoruz. Bir otobüs durağında bizim kızlardan birinin tanıdığı varmış. Onu da arabaya aldık. Adamcağız bin teşekkürler filan.. tanışma faslı bitti. Ama bu adamı tanıyorum da nerden diye kafa patlatıyorum. Laf lafı açtı. Ben dayanamadım sordum.”sizi çok iyi tanıyorum ama nerden bulamıyorum” dedim. Söz bodruma geldi. Veeeeee! Bir zamanlar benim kaldığım pansiyonda kalan bir çift vardı. Adam kendini çok zengin tanıtmıştı. Karısını da çok seviyordu. O zamanlar öyle 5 yıldızlı oteller yok. Ev pansiyonları var. bende 17 sene aynı pansiyonda kaldığım için, akraba gibi olmuştuk. O çift öyle iyi davranıyorlardı ki! Tam 2 ay kaldılar. Giderken pansiyon sahibinden o zamanın parasıyla baba para almış. Sana yollarım diye. Gidiş o gidiş…

Pansiyoncunun kızı bir araştırma yapmıştı. Meğer adam süper dolandırıcıymış. Kadınla ortak çalışıyormuş. İzmir’den zengin bir kadınla evleneceğim diye kandırmış. Kadının bütün mücevherlerini, paralarını iş kuracağım diye almış. Aynı kadını da kız kardeşim diye yutturmuş. Yükünü tutunca vıın turizm olmuş. İzini bulamamışlardı. Her seferinde ayrı isimle piyasaya çıkıyormuş. Ben bodrum deyince adam bozuldu. Kaçamak cevaplar verdi. Hele eski pansiyoncunun ismini söyleyince panik oldu. “benim acil inmem lazım. İşim var” diye sıvıştı. Ben kesin tanıdım. Arkadaşa sordum nerden tanıyorsun diye. Meğer arkadaşımla bir ara evlenmeye kalkmış. Kızın durumu iyidir. Onunla da iş kuralım demiş. Para istemiş. Bizimki akıllı davranıp vermemiş. Ama hala içinde bir his varmış adamın çok iyi olduğunu, kibar ve zengin olduğunu, kendi parasına tenezzül etmeyeceğini düşünüyor. Bende adamın bütün foyasını döktüm. İnanmadı. Bodrumla telefonla konuşturdum. Adamın resmini bodruma gösterdik. Aynı adam çıktı. ( teknoloji sağolsun, anında görüntü yaptık) ak merkezi filan unuttuk. Hepimiz adamın adresine gittik. Meğer adam orda çok kısa müddet oturmuş. Hem de başka isimle. Oradaki esnaftan da para toplamış. Arkadaşım resmen şoka girdi. Nerden nereye! Bir tesadüfle belki de korkunç bir dolandırma işleminin önüne geçmiş bulunmaktayım.

Şu canım yurdumda neler oluyor? Kimine gülüyor, kimine şaş kalıyoruz. Neyse zararın neresinden dönsek kardır.

SEVGİYLE KALIN