AYAĞI YANMIŞ ENİK GİBİ HALA GEZİYORUM
Hatırlar mısınız bilmem? Daha yazı yazmaya yeni başlamıştım. Eski okurlarım mutlaka bilirler deerrmiişiim! Caponların uydurduğu UMAMİ diye bir tat vardı. Hani ana tatlar dışında ( ekşi, tatlı, tuzlu, acı) diye ayrı bir tat keşfetmişler de adını UMAMİ koymuşlar. Bende sizi o konuda aydınlatıp, şeyetmiştim. İstanbul’da bir amca umami diye restoran açmış. Tabi ki yemek olur da ben gitmez miyim? Yerler rezervasyonla ayırtılıyormuş. Ne menem bişey diye düştük yollara..
Kardeşiiiim! Bildiğimiz Adana ocakbaşı gibi bir yer. Haaa! Onun sosyetesi. Aslında caponca yemekler mi varkine diye, hani suşi, neyim. Çiğ olan bişey yiyemiyorum yaaa! Ammaaa güney mutfağını görünce gözlerim şeş beş oldu. Karrdiiş! Güney demek ekşi, acı, tuzlu demek. Hani nerde umami dediğin farklı tat? Onu merak ettim, sordum. Daha keşfedememişler, bir dahaki gelişimde mutlaka tattıracaklarmış.
Oturduk ocak başına! Gelsin kebaplar, soğan, sarımsak, şıralar. Ne kadar şık olursa olsun, değimli ki Adana işi ocak başı. Hiç dinlemedim valla ellerimle bir giriştim. Hem İbraaaaM ağabeyimiz de öyle yapmıyor mu? Hemi de 5 yıldızlı otellerde. Ben yine insaflıyım. Sadece restoranda elimle yiyorum. Biz damadımla son derece yediklerimizden memnunuz. Zira ikimizde çaresiz et oburuz. Emmeee! Kızım hamile olduğu için et ona kötü kokuyor. Doktoru da kırmızı et yemesi lazım demiş. İşte ondan tutturuyoruz. Zavallım çaresiz yiyor. Aslında normalde o da sever de hamile olunca iş değişiyor. Ben ve damadım ellerimizle dalınca baktım masalarda elle yiyen çoğaldı. Sankim sanırsınız orada açıldığından beri ilk defa biz başlattık. Elle yemeğin keyfini o gece çıkaranlar yaşadı. Öteki gece neler oluyor hiçbir fikrim yok.
Biz umamiye gittiğimizde saat 17.30 du. Yedik içtik. Ve gecenin sürpriziiiii!..... arkadaşlar bilet almışlar. Nereye mi? TİM de ki CEM YILMAZ gösterisine. Inınınnnnn! Inınnnn! Inınnnnııın! Nıııın! Ulen bu kadar soğan sarımsak yemişiz. Irakıları devirmişiz. Nolcek şindi, napcez şindi? Arkadaşlardan o gece Ceme gitmeyi unuttuğumuz için kocaman bir yuuuh aldık. Bizi yaka paça dışarı çıkardılar. Allah’tan sarhoş değildik. Kızım olunca çok içemiyoruz. Yaşasın hamile kızııım! Ağzımızın kokusu gitsin diye yol boyu (nişantaşından maslağa kadar)sakız, freşh tabletleri, karanfilleri çiğnemece. Her türlü önlemi aklımız sıra aldık. Yerimizde bana kıyak olsun diye en önden 6 sıra..utana sıkıla oturduk. Bu arada kızım dodur dodur arap karısı gibi durmadan söyleniyor. Ne dese haklı.
Saat 21 de CEM YILMAZ sahneye çıktı. Bu çocukta inanılmaz bir aura var. Defalarca sahnede izlememe rağmen her seferinde ilk defa görüyormuşum gibi yeniden hayran oluyorum. Nasıl ince esprileri var. Gülmekten bazılarını kaçırıyorum. İlk önceleri yanımızda oturanlar, kokudan rahatsız olmasınlar diye, ağzımızı büzerek kıs kıs gülüyorduk. Baktık ki yüzünü buruşturan yok. Zaten yol boyu da karanfillerin küpüne düştük. Kendimizi kapıp koyverdik. En çok kızım gülmekten çocuğuna bişey olcak diye korktum. Bu oğlanın aynı gösterisine bence en az 2 defa gitmeli. Gülmekten kaçırdığın yerleri 2. de yakalarsın diye düşünüyorum. Kendisi de söylüyor “çok güldürdü bizi. Peki aklınızda kalan ne var? Hiiiç!” kesin öyle. Sabun köpüğü gibi ama 2 saat boyunca harika vakit geçiriyorsun. Bence bu dalda en favorim Cem. Diğerleri küsmesinler.
Bu arada sayın Türker İnanoğlu’nun Maslak Show Center’de yaptırdığı TİM diye geçiyor. Harika bir salon olmuş. Emeği geçenlere sonsuz teşekkürler…eğer o zaman kadar İstanbul’da kalırsam, 24 martta SEZEN AKSU ya gitmek istiyorum. Emmeee! Daha gezmelerim bitmedi. Gündüzleri evde kızıma sağlıklı, doktorunun tavsiye ettiği yemekleri hazır ediyorum. sonra vazifem bitiyor. Yallah sokaklara…… Bakalım daha nerelere gitmişim. Hepiciğini size yazcam canımcıklarım.
SEVGİYLE KALIN
Kardeşiiiim! Bildiğimiz Adana ocakbaşı gibi bir yer. Haaa! Onun sosyetesi. Aslında caponca yemekler mi varkine diye, hani suşi, neyim. Çiğ olan bişey yiyemiyorum yaaa! Ammaaa güney mutfağını görünce gözlerim şeş beş oldu. Karrdiiş! Güney demek ekşi, acı, tuzlu demek. Hani nerde umami dediğin farklı tat? Onu merak ettim, sordum. Daha keşfedememişler, bir dahaki gelişimde mutlaka tattıracaklarmış.
Oturduk ocak başına! Gelsin kebaplar, soğan, sarımsak, şıralar. Ne kadar şık olursa olsun, değimli ki Adana işi ocak başı. Hiç dinlemedim valla ellerimle bir giriştim. Hem İbraaaaM ağabeyimiz de öyle yapmıyor mu? Hemi de 5 yıldızlı otellerde. Ben yine insaflıyım. Sadece restoranda elimle yiyorum. Biz damadımla son derece yediklerimizden memnunuz. Zira ikimizde çaresiz et oburuz. Emmeee! Kızım hamile olduğu için et ona kötü kokuyor. Doktoru da kırmızı et yemesi lazım demiş. İşte ondan tutturuyoruz. Zavallım çaresiz yiyor. Aslında normalde o da sever de hamile olunca iş değişiyor. Ben ve damadım ellerimizle dalınca baktım masalarda elle yiyen çoğaldı. Sankim sanırsınız orada açıldığından beri ilk defa biz başlattık. Elle yemeğin keyfini o gece çıkaranlar yaşadı. Öteki gece neler oluyor hiçbir fikrim yok.
Biz umamiye gittiğimizde saat 17.30 du. Yedik içtik. Ve gecenin sürpriziiiii!..... arkadaşlar bilet almışlar. Nereye mi? TİM de ki CEM YILMAZ gösterisine. Inınınnnnn! Inınnnn! Inınnnnııın! Nıııın! Ulen bu kadar soğan sarımsak yemişiz. Irakıları devirmişiz. Nolcek şindi, napcez şindi? Arkadaşlardan o gece Ceme gitmeyi unuttuğumuz için kocaman bir yuuuh aldık. Bizi yaka paça dışarı çıkardılar. Allah’tan sarhoş değildik. Kızım olunca çok içemiyoruz. Yaşasın hamile kızııım! Ağzımızın kokusu gitsin diye yol boyu (nişantaşından maslağa kadar)sakız, freşh tabletleri, karanfilleri çiğnemece. Her türlü önlemi aklımız sıra aldık. Yerimizde bana kıyak olsun diye en önden 6 sıra..utana sıkıla oturduk. Bu arada kızım dodur dodur arap karısı gibi durmadan söyleniyor. Ne dese haklı.
Saat 21 de CEM YILMAZ sahneye çıktı. Bu çocukta inanılmaz bir aura var. Defalarca sahnede izlememe rağmen her seferinde ilk defa görüyormuşum gibi yeniden hayran oluyorum. Nasıl ince esprileri var. Gülmekten bazılarını kaçırıyorum. İlk önceleri yanımızda oturanlar, kokudan rahatsız olmasınlar diye, ağzımızı büzerek kıs kıs gülüyorduk. Baktık ki yüzünü buruşturan yok. Zaten yol boyu da karanfillerin küpüne düştük. Kendimizi kapıp koyverdik. En çok kızım gülmekten çocuğuna bişey olcak diye korktum. Bu oğlanın aynı gösterisine bence en az 2 defa gitmeli. Gülmekten kaçırdığın yerleri 2. de yakalarsın diye düşünüyorum. Kendisi de söylüyor “çok güldürdü bizi. Peki aklınızda kalan ne var? Hiiiç!” kesin öyle. Sabun köpüğü gibi ama 2 saat boyunca harika vakit geçiriyorsun. Bence bu dalda en favorim Cem. Diğerleri küsmesinler.
Bu arada sayın Türker İnanoğlu’nun Maslak Show Center’de yaptırdığı TİM diye geçiyor. Harika bir salon olmuş. Emeği geçenlere sonsuz teşekkürler…eğer o zaman kadar İstanbul’da kalırsam, 24 martta SEZEN AKSU ya gitmek istiyorum. Emmeee! Daha gezmelerim bitmedi. Gündüzleri evde kızıma sağlıklı, doktorunun tavsiye ettiği yemekleri hazır ediyorum. sonra vazifem bitiyor. Yallah sokaklara…… Bakalım daha nerelere gitmişim. Hepiciğini size yazcam canımcıklarım.
SEVGİYLE KALIN