YOLCUDUR ABBAS, BAĞLASAN DURMAZ
Siz bu yazımı okurken ben İstanbul şehrini şereflendirmiş olacağım. Nüfusu 17 milyon bilmem kaçken, 17 milyon bilmem bir olacak. aslında buralara bahar gelip duru! Amma velakin kızım ve bebeği, her şeyden önemli. Onları özledim. 2 hafta kalmayı umuyorum. Bakalım ne olur?
Bu arada size büyyüük müjdeyi vereyim. Yaptığım rejim sayesinde bayağı kilo veriyorum. Halbuki, dışarıda yemekte isem ne bulursam göçürüyorum. Demek ki! Yediklerim beni düşünüp, şişmanlatmıyor. Umarım İstanbul’da davetlerde verdiklerimi geri almam. Dün sokaklarda yine koşturup işlerimi hallediyordum. Beni hiç normal 1 şey bulmaz ki! Atatürk caddesinde iki araba hafifçe öpüşmüş. Şoförleri hasar tespiti yapıyorlar. Millet başına toplanmış, her kafadan 1 ses çıkıyor. Ben de meraklı Melahat olarak yandan yanaştım. İki arabanın tamponları ezilmiş ama pek hasar yok. Esas hasar bence şoförlerde oldu. O da şöyle ki! İkisi önce ağız dalaşına girdiler. Derken biri öbürüne kafa attı. Öteki ona yumruk salladı ama ıskaladı. Bunlara A kişi, B kişi diyelim. A olan kafayı yedi, burnu kanadı. B de ıskaladığı yumruğu yeniden attı. O da boşa gitti. Bir türlü A yı dövemiyor. Hamle edip, karnına çalıştı ama wat fayda? Olmuyor. Orda ki taksi şoförleri araya girdiler. Ayırmaya çalıştılar. Nerden peydahlandıysa, çelimsiz 1 oğlan “abiii sen onu dövemedin. Ben dövim mi? ama paranı alırım” dedi. Millet şaka sanıyor. A kişide merakla bakıyor. B kişi OK. Der demez, ufaklık bir kafa, 1 yumruk geçirdi. A kişi yerde nakavt. Bizim oğlan etrafına bakınıp “ nasıl yaptım haa” gibilerden havasını attı. B kişi “borcum ne?” diyince oğlan “abiii bu iş sana 50 liraya patlar” dediiii! Bu sefer B kişi “ne bu oğlum? Soygunculuk yaptığın. Alt tarafı 1 yumruk.” “abiii istersen sana da aynısını yapayım da az para ver” B kişi eline parayı sıkıştırdı. Oğlan gitti.A kişi o zamana kadar taksi durağında ilk yardım yapıldığı için, olanlardan haberi yok. “neden başkasından dayak yedim. O beni döven kimmiş” diye söylenip duruyormuş.
Valla! Abartmıyorum. Tıpkı aksiyon filmlerindeki gibi millet hem seyrediyor hem de sonunu merak ediyor. Kavga faslı bitti. Polisi bile çağırmadılar. İkisi de anlaştılar. Meğer ortak tanıdıkları çokmuş. Sonradan bir can ciğer kuzu sarması oldular. Sarılıp öpüşmeler, akşama kafa çekelim demeler. Yedikleri dayak yanlarına kar kaldı. Bu iş de en karlı olan, parayla adamı döven çocuktu. Artık kaç para aldıysa, kısa günün karı diye sevinmiştir.
Her seyahatimde evimi temizletirim. Çamaşırlar yıkanır. Ütüler yapılır. Misler gibi kapatırım. Gelince sadece bavulumu boşaltır, hazıra konarım. Ama son günümde akşam gideceğimi bilen arkadaşım, 2 çocuğuyla bana güle güle demeye gelmiş. Anacım keşke gelmeseydi. O 2 çocuk, ellerimdeki simitleri dökmedikleri yer kalmadı. Çayı devirdiler. Sehpalar ve halı çay içinde kaldı. Kuşumu oyun oynuyoruz diye korkuttular. Yemini vereceğiz diye, ben mutfaktayken bütün yerlere dökmüşler. Annesi de sadece “yapmayın yavrularıııım” diye laf olsundan söylüyor. Zaten ben bu bebeleri yaramazlar diye sevmezdim. İstemediğim ot burnumun dibinde bitti. İçimden çocukları keseyim mi? boğayım mı? diye sevimli hisler besliyorum. En sonunda bana gelenler kalabalık geldiler. Analarına artık gidin benim vaktim geldi. Yola çıkmalıyım dedim.
Onları yolcu ettim. Ev 56 vaziyetinde. Hırsımdan ağlasam geçmiyecek. Vaktim gelmiş. Uçağı kaçıracağım. Kaderime razı oldum. Evi öylece bıraktım. Yola çıktım. Hani 1 laf vardır. Çok dallayan daza, kel başlı kıza düşermiş. Diye işte al sana temiz ev! Hadi canlarım artık İstanbul’dan yazarım. Du bakaliii neleee olceeeeek!
SEVGİYLE KALIN
Bu arada size büyyüük müjdeyi vereyim. Yaptığım rejim sayesinde bayağı kilo veriyorum. Halbuki, dışarıda yemekte isem ne bulursam göçürüyorum. Demek ki! Yediklerim beni düşünüp, şişmanlatmıyor. Umarım İstanbul’da davetlerde verdiklerimi geri almam. Dün sokaklarda yine koşturup işlerimi hallediyordum. Beni hiç normal 1 şey bulmaz ki! Atatürk caddesinde iki araba hafifçe öpüşmüş. Şoförleri hasar tespiti yapıyorlar. Millet başına toplanmış, her kafadan 1 ses çıkıyor. Ben de meraklı Melahat olarak yandan yanaştım. İki arabanın tamponları ezilmiş ama pek hasar yok. Esas hasar bence şoförlerde oldu. O da şöyle ki! İkisi önce ağız dalaşına girdiler. Derken biri öbürüne kafa attı. Öteki ona yumruk salladı ama ıskaladı. Bunlara A kişi, B kişi diyelim. A olan kafayı yedi, burnu kanadı. B de ıskaladığı yumruğu yeniden attı. O da boşa gitti. Bir türlü A yı dövemiyor. Hamle edip, karnına çalıştı ama wat fayda? Olmuyor. Orda ki taksi şoförleri araya girdiler. Ayırmaya çalıştılar. Nerden peydahlandıysa, çelimsiz 1 oğlan “abiii sen onu dövemedin. Ben dövim mi? ama paranı alırım” dedi. Millet şaka sanıyor. A kişide merakla bakıyor. B kişi OK. Der demez, ufaklık bir kafa, 1 yumruk geçirdi. A kişi yerde nakavt. Bizim oğlan etrafına bakınıp “ nasıl yaptım haa” gibilerden havasını attı. B kişi “borcum ne?” diyince oğlan “abiii bu iş sana 50 liraya patlar” dediiii! Bu sefer B kişi “ne bu oğlum? Soygunculuk yaptığın. Alt tarafı 1 yumruk.” “abiii istersen sana da aynısını yapayım da az para ver” B kişi eline parayı sıkıştırdı. Oğlan gitti.A kişi o zamana kadar taksi durağında ilk yardım yapıldığı için, olanlardan haberi yok. “neden başkasından dayak yedim. O beni döven kimmiş” diye söylenip duruyormuş.
Valla! Abartmıyorum. Tıpkı aksiyon filmlerindeki gibi millet hem seyrediyor hem de sonunu merak ediyor. Kavga faslı bitti. Polisi bile çağırmadılar. İkisi de anlaştılar. Meğer ortak tanıdıkları çokmuş. Sonradan bir can ciğer kuzu sarması oldular. Sarılıp öpüşmeler, akşama kafa çekelim demeler. Yedikleri dayak yanlarına kar kaldı. Bu iş de en karlı olan, parayla adamı döven çocuktu. Artık kaç para aldıysa, kısa günün karı diye sevinmiştir.
Her seyahatimde evimi temizletirim. Çamaşırlar yıkanır. Ütüler yapılır. Misler gibi kapatırım. Gelince sadece bavulumu boşaltır, hazıra konarım. Ama son günümde akşam gideceğimi bilen arkadaşım, 2 çocuğuyla bana güle güle demeye gelmiş. Anacım keşke gelmeseydi. O 2 çocuk, ellerimdeki simitleri dökmedikleri yer kalmadı. Çayı devirdiler. Sehpalar ve halı çay içinde kaldı. Kuşumu oyun oynuyoruz diye korkuttular. Yemini vereceğiz diye, ben mutfaktayken bütün yerlere dökmüşler. Annesi de sadece “yapmayın yavrularıııım” diye laf olsundan söylüyor. Zaten ben bu bebeleri yaramazlar diye sevmezdim. İstemediğim ot burnumun dibinde bitti. İçimden çocukları keseyim mi? boğayım mı? diye sevimli hisler besliyorum. En sonunda bana gelenler kalabalık geldiler. Analarına artık gidin benim vaktim geldi. Yola çıkmalıyım dedim.
Onları yolcu ettim. Ev 56 vaziyetinde. Hırsımdan ağlasam geçmiyecek. Vaktim gelmiş. Uçağı kaçıracağım. Kaderime razı oldum. Evi öylece bıraktım. Yola çıktım. Hani 1 laf vardır. Çok dallayan daza, kel başlı kıza düşermiş. Diye işte al sana temiz ev! Hadi canlarım artık İstanbul’dan yazarım. Du bakaliii neleee olceeeeek!
SEVGİYLE KALIN