KÜLTÜRÜMÜ ARTIRIP, AHKAM KESMEYE DEVAM
Ne diyordum? İstanbul gecelerini yararlı geçirme çabasındayım. Bu sefer de Beşiktaş Kültür merkezinin desteğiyle, Avrupa yakasında TİM diye bir yer açılmış. Harika etkinlikler oluyor. Geçen hafta da bayıldığım MFÖ konserine gittim. Taaaa! Gençliğimden beri keyifle dinlediğim grup, her zaman ki gibi muhteşemdi. Sahnede Mazhar’ın uçuklukları, Fuat başlı başına büyük yetenek. Nasıl sesiyle oynuyor? Önce grup çok sağlam. Yıllar geçse de şarap gibi kıymetleniyorlar.
Saat 21 de başladı. Daha ilk şarkılarında, salondakilerle birlikte söylemeye başladık. Asabiyim beeen! Sudeeee! (hepsini yazarsam yerim kalmaz) ama sonlara doğru BODRUUUM, BODRUUUM! Diye çığrınmaya başlayınca koptum. Demek ki bayağı özlemişim. Hatta size yaptığım en büyük ayıbımı da itiraf ediyorum. konser boyunca cep telefonları kapalı oluyor ya! Ki açık bırakan magandalara en başta ben kızıyorum. Valla bodrum şarkısı başlayınca, çaktırmadan cebimi açtım. Veeeee! Bütün şarkıyı Bodrumdaki canım arkadaşıma dinlettim. Biliyorum yaptığım hırtlık ama ben paylaşmayı seviyorum. Keyif aldığım anları sevdiklerime dinletiyorum. Bunun da en çok çilesini kızım ve damadım çeker. Ben Bodrum’dayken eğer çalgı çengi varsa, mutlaka onları esir eder cepten zoraki dinletirim. Artık ne düşünüyorsam? Paylaşma mı? Yoksa kafamın çakır olduğu için, özlem mi? Allah’tan şimdi onlarla beraber gidiyoruz. Şimdilik bu işkenceden kurtuldular.
Ertesi günü de Ülker müzik günleri başlıyormuş. AKM de 3 konserden oluşan bu yılki etkinlikte, “Mozart’la Sonsuzluğa yolculuk” başlığı altında, bütünüyle salzburglu ustanın eserlerinden oluşan konser vardı. Kemancı Cihat Aşkın ve piyanist Torleif Torgersen’in resitaliyle başladı.
Meğer tesadüf olarak o gecenin bir özelliği varmış. Bizde bundan yararlandık. Kemancı ağabeyimiz Aşkın’ın, Viyanalı keman yapımcısı Johann Georg Thir tarafından 1763 te, yani Mozart 7 yaşındayken yapılmış ve Leopold Mozart’ın Salzburg’daki orkestrasında kullanıldığı düşünülen bir kemanı çalıyormuş. Norveç’li piyanist Torgersen’de o dönemin en meşhur klavye yapımcısı Anton Walter’in 1795 te yaptığı bir fortepiyanonun günümüzde yapılmış bir kopyasında Aşkın’a eşlik etmiş.
Bütün bunları popomdan sallıyorsam ne olayım. Gecedeki elimize tutuşturulan programda öyle yazıyordu yaa! Yoksam bu kadar bilgi beni aşar. Eğer bunları bilsem, o zaman meydan larusa ne gerek varkine hepiciğini bilirim.
Koca AKM doluydu. Klasik müziği severim de! Şöyle bir salonu gözlerimle taradım. Ana! O süslü hanımlar, beyler uyuyup duru. Allah’tan piyanist amcam arada bakıyor ki uyuyanlar çoğaldı. Basıyor piyanonun gözüne “daaannn! Duuunn!” millet yerinden sıçrıyor. Hatta en komiği de iki sıra önümde bir bey vardı. Zavallı ikide bir öne düşüyor, uyuyordu. Piyano gürültü yapınca uyandı veee! Can havliyle alkışa durdu. Koca salonda tek amcam el çırptı. Millete de ayıp oldu. Ya kardeşim! Bu çileye ne gerek var? Hem çuvalla para ver. Hem işkence çek. Git evine! Giy çızgılı picamanı, aç televizyonu, seyret şarkı türkü artık Allah ne verdiyse. Ooooh! Geğir, osur, her şey serbest. Yaşasın evim de…
Allah benim dilime düşüreceğine insanları, belediyenin b….k çukuruna düşürsün daha iyi. Zaten ben şahsen bilakis bizzat b..k milli takımının takım kaptanıyım. Zavallı adamı aldım ele vurdum yere. Beni kim nerelere vursun? Öteki tarafta yatacak yerim yok…..
Ben Mozart gecesinden keyif aldım.çıkışta da yanda gezi pastanesinde şöööle çikolatalı kup efendime sööliim, üstüne deee! Neskavee! Ohhhhh! Bu kültür gezilerinin sonunu daha çok seviyorum. Daha bitmedi geziler…. Bekleyin ve görün….
SEVGİYLE KALIN
Saat 21 de başladı. Daha ilk şarkılarında, salondakilerle birlikte söylemeye başladık. Asabiyim beeen! Sudeeee! (hepsini yazarsam yerim kalmaz) ama sonlara doğru BODRUUUM, BODRUUUM! Diye çığrınmaya başlayınca koptum. Demek ki bayağı özlemişim. Hatta size yaptığım en büyük ayıbımı da itiraf ediyorum. konser boyunca cep telefonları kapalı oluyor ya! Ki açık bırakan magandalara en başta ben kızıyorum. Valla bodrum şarkısı başlayınca, çaktırmadan cebimi açtım. Veeeee! Bütün şarkıyı Bodrumdaki canım arkadaşıma dinlettim. Biliyorum yaptığım hırtlık ama ben paylaşmayı seviyorum. Keyif aldığım anları sevdiklerime dinletiyorum. Bunun da en çok çilesini kızım ve damadım çeker. Ben Bodrum’dayken eğer çalgı çengi varsa, mutlaka onları esir eder cepten zoraki dinletirim. Artık ne düşünüyorsam? Paylaşma mı? Yoksa kafamın çakır olduğu için, özlem mi? Allah’tan şimdi onlarla beraber gidiyoruz. Şimdilik bu işkenceden kurtuldular.
Ertesi günü de Ülker müzik günleri başlıyormuş. AKM de 3 konserden oluşan bu yılki etkinlikte, “Mozart’la Sonsuzluğa yolculuk” başlığı altında, bütünüyle salzburglu ustanın eserlerinden oluşan konser vardı. Kemancı Cihat Aşkın ve piyanist Torleif Torgersen’in resitaliyle başladı.
Meğer tesadüf olarak o gecenin bir özelliği varmış. Bizde bundan yararlandık. Kemancı ağabeyimiz Aşkın’ın, Viyanalı keman yapımcısı Johann Georg Thir tarafından 1763 te, yani Mozart 7 yaşındayken yapılmış ve Leopold Mozart’ın Salzburg’daki orkestrasında kullanıldığı düşünülen bir kemanı çalıyormuş. Norveç’li piyanist Torgersen’de o dönemin en meşhur klavye yapımcısı Anton Walter’in 1795 te yaptığı bir fortepiyanonun günümüzde yapılmış bir kopyasında Aşkın’a eşlik etmiş.
Bütün bunları popomdan sallıyorsam ne olayım. Gecedeki elimize tutuşturulan programda öyle yazıyordu yaa! Yoksam bu kadar bilgi beni aşar. Eğer bunları bilsem, o zaman meydan larusa ne gerek varkine hepiciğini bilirim.
Koca AKM doluydu. Klasik müziği severim de! Şöyle bir salonu gözlerimle taradım. Ana! O süslü hanımlar, beyler uyuyup duru. Allah’tan piyanist amcam arada bakıyor ki uyuyanlar çoğaldı. Basıyor piyanonun gözüne “daaannn! Duuunn!” millet yerinden sıçrıyor. Hatta en komiği de iki sıra önümde bir bey vardı. Zavallı ikide bir öne düşüyor, uyuyordu. Piyano gürültü yapınca uyandı veee! Can havliyle alkışa durdu. Koca salonda tek amcam el çırptı. Millete de ayıp oldu. Ya kardeşim! Bu çileye ne gerek var? Hem çuvalla para ver. Hem işkence çek. Git evine! Giy çızgılı picamanı, aç televizyonu, seyret şarkı türkü artık Allah ne verdiyse. Ooooh! Geğir, osur, her şey serbest. Yaşasın evim de…
Allah benim dilime düşüreceğine insanları, belediyenin b….k çukuruna düşürsün daha iyi. Zaten ben şahsen bilakis bizzat b..k milli takımının takım kaptanıyım. Zavallı adamı aldım ele vurdum yere. Beni kim nerelere vursun? Öteki tarafta yatacak yerim yok…..
Ben Mozart gecesinden keyif aldım.çıkışta da yanda gezi pastanesinde şöööle çikolatalı kup efendime sööliim, üstüne deee! Neskavee! Ohhhhh! Bu kültür gezilerinin sonunu daha çok seviyorum. Daha bitmedi geziler…. Bekleyin ve görün….
SEVGİYLE KALIN