BAHARI YAŞAMALIYIM PAZAR GÜNÜ
Eh! Yüzdük kuyruğuna geldik. Baharın ucunu tuttuk. Bizim köyümüze (Bodrum’a) yaz bilem gelmiş. İstanbul’da baharla avunuyoruz. Emmeee! Buranın da mimozaları meşhurdur. Nasıl güzel açar. Bizdeki begonvil neyse buranın mimozası da öyle sembol olmuştur.
Pazar günü uyandığımızda miskinlik etmeyip, kendimizi dışarı attık. Önce fenerbahçede denize karşı şöööle kahvaltı yapıldı. Sokak simiti bence olmazsa olmaz. Pastane simitini sevmiyorum. Görgüsüzlük parayla değil ya! En çok da bana verilmiş. İlle en az 5-6 tane alıyorum. Bizden çok martılar yiyor o da başka. Fenerbahçe cıvıl cıvıldı. Millet köpeğini, çocuğunu, ailesini almış geziyor. Baloncular, çeşitli oyuncak satanlar. İşte bahar bu dedim. Mis gibi deniz havası, yeşillik. Koşan zıplayan baktım da milletin yüzünde bir mutluluk ifadesi, baharı yakalamış olmanın sevinci vardı.( peeeah! Ammada büyük laf ettim bee!) kahvaltı sonrası karşıya geçelim dedik.
Yolları söylemeyeyim trafik ne şekil onu da boş ver. Korna seslerini duyma. Pazar günü keyif alacağız ya! Sinirimizi bozacak şeylere 3 maymun olacağız. Hatta teybe de güzel bir müzik koyduk ki neşemiz bozulmasın.
Ortaköyü severim. Bizim minik minyatür bodruma benzer. Araba park etmek hiç sorun olmadı. Her yer boştu. Bizi bekliyorlardı. Gelsin de park etsin. Sokakları nasıl kalabalık? Satıcılar harika. Almasam bile her tezgahın başında durup incik boncuklarla oynadım. Oranın çayını seviyorum. Yine simit aldım. Denizi seyredip, martıları besledim. Ben İstanbul’a geleli beri martılar bayağı kilo aldılar. Simitçiler memnun, martılar memnun, ben memnun! Geçinip gidiyoruz. Hadi motora binip, boğaz turu yapalım dedik. Kızım biraz sallarsa midem bulanır diye tırsınca vaz caydık. Eeee! Torun kıymetli. Onun dediği olur. Daha doğmadan bizi esir aldı. Doğuncayı düşünemiyorum. Kafayı yemiş vaziyette olurum. Tek kızım veeee ilk torunum. Arkedeşleeeee! Sevindirik oldum, umarım ve de duacıyım her şey yolunda gider. sağlıklı, hayırlı, ana babalı, kısmetli torun olur.
Ortaköyü de tavaf ettikten sonra, ver elini sahilden boğaza! Balık tutanlara bayılıyorum. Biz köyümüzde tekneyle denizin ortasından tutuyoruz bunlar kıyısından tutuyor. Şimdi onlara bunu söylesem bi eşek yükü sopa yerim. Şu memleketi seviyor muyum? Sevmiyor muyum? Bir türlü karar veremiyorum. Güzelliği dünyada yok. Camilerin minarelerindeki görüntüler, güneş batımı, harika. Emmevelakin kalabalığı, trafiği, pisliği, semtlerin uzaklığı, v.s. daha 1 sürü şeyi de bıktırıyor.
Sarıyer böreğini aldık. Telli babanın üstündeki çay bahçesine oturduk. Manzara müthiş. Telli baba bence en güzel yerde yatıyor. Bir de gelinleri görüyor. İçi açılıyordur. Ben de hazır gelmişken telli babaya girip, kısmet mi dilesem? Tel mi alsam? Şöööle edeleli, paralı, kart finans olacak birini istesem. Ay başlarında fatura ödeme zamanlarında evli, diğer zamanlarda bekar olsam. (bu isteğimi telli baba duysa, yerinden kalkar da beni sopayla kovalar.) vaz caydım. Neme lazım ben çayımı içeyim de 1 arıza çıkarmıyayım.
Rumeli kavağına kadar gelmişken, balık yemeden dönülür mü? Hemi de denize karşı boğazda peeeeaah! Gel keyfim geeel! Dedik ve de gittik. Dikkat ederseniz devamlı gezmece ama gırtlak vaziyetinden de vaz geçmemece.
Valla hani derler ya! Göbeğimi kaşıya kaşıya, keyifle yedik içtik. İşte Allah’ın bizlere verdiği sağlık, keyif alabilme duygusu, hayatı yaşanılır kılmanın yollarını bulup sevinçle bakmayı öğrenme. Bütün bu yazdıklarımı yapamayan o kadar çok insan var ki! Kiminin keyfi yok. Kiminin zamanı yok. Kiminin de içinde yok. Yüce Allah’ım bunları bize bahşettiği için binlerce kere hamd ediyorum. (yakında uçacağım galiba.)
SEVGİYLE KALIN
Pazar günü uyandığımızda miskinlik etmeyip, kendimizi dışarı attık. Önce fenerbahçede denize karşı şöööle kahvaltı yapıldı. Sokak simiti bence olmazsa olmaz. Pastane simitini sevmiyorum. Görgüsüzlük parayla değil ya! En çok da bana verilmiş. İlle en az 5-6 tane alıyorum. Bizden çok martılar yiyor o da başka. Fenerbahçe cıvıl cıvıldı. Millet köpeğini, çocuğunu, ailesini almış geziyor. Baloncular, çeşitli oyuncak satanlar. İşte bahar bu dedim. Mis gibi deniz havası, yeşillik. Koşan zıplayan baktım da milletin yüzünde bir mutluluk ifadesi, baharı yakalamış olmanın sevinci vardı.( peeeah! Ammada büyük laf ettim bee!) kahvaltı sonrası karşıya geçelim dedik.
Yolları söylemeyeyim trafik ne şekil onu da boş ver. Korna seslerini duyma. Pazar günü keyif alacağız ya! Sinirimizi bozacak şeylere 3 maymun olacağız. Hatta teybe de güzel bir müzik koyduk ki neşemiz bozulmasın.
Ortaköyü severim. Bizim minik minyatür bodruma benzer. Araba park etmek hiç sorun olmadı. Her yer boştu. Bizi bekliyorlardı. Gelsin de park etsin. Sokakları nasıl kalabalık? Satıcılar harika. Almasam bile her tezgahın başında durup incik boncuklarla oynadım. Oranın çayını seviyorum. Yine simit aldım. Denizi seyredip, martıları besledim. Ben İstanbul’a geleli beri martılar bayağı kilo aldılar. Simitçiler memnun, martılar memnun, ben memnun! Geçinip gidiyoruz. Hadi motora binip, boğaz turu yapalım dedik. Kızım biraz sallarsa midem bulanır diye tırsınca vaz caydık. Eeee! Torun kıymetli. Onun dediği olur. Daha doğmadan bizi esir aldı. Doğuncayı düşünemiyorum. Kafayı yemiş vaziyette olurum. Tek kızım veeee ilk torunum. Arkedeşleeeee! Sevindirik oldum, umarım ve de duacıyım her şey yolunda gider. sağlıklı, hayırlı, ana babalı, kısmetli torun olur.
Ortaköyü de tavaf ettikten sonra, ver elini sahilden boğaza! Balık tutanlara bayılıyorum. Biz köyümüzde tekneyle denizin ortasından tutuyoruz bunlar kıyısından tutuyor. Şimdi onlara bunu söylesem bi eşek yükü sopa yerim. Şu memleketi seviyor muyum? Sevmiyor muyum? Bir türlü karar veremiyorum. Güzelliği dünyada yok. Camilerin minarelerindeki görüntüler, güneş batımı, harika. Emmevelakin kalabalığı, trafiği, pisliği, semtlerin uzaklığı, v.s. daha 1 sürü şeyi de bıktırıyor.
Sarıyer böreğini aldık. Telli babanın üstündeki çay bahçesine oturduk. Manzara müthiş. Telli baba bence en güzel yerde yatıyor. Bir de gelinleri görüyor. İçi açılıyordur. Ben de hazır gelmişken telli babaya girip, kısmet mi dilesem? Tel mi alsam? Şöööle edeleli, paralı, kart finans olacak birini istesem. Ay başlarında fatura ödeme zamanlarında evli, diğer zamanlarda bekar olsam. (bu isteğimi telli baba duysa, yerinden kalkar da beni sopayla kovalar.) vaz caydım. Neme lazım ben çayımı içeyim de 1 arıza çıkarmıyayım.
Rumeli kavağına kadar gelmişken, balık yemeden dönülür mü? Hemi de denize karşı boğazda peeeeaah! Gel keyfim geeel! Dedik ve de gittik. Dikkat ederseniz devamlı gezmece ama gırtlak vaziyetinden de vaz geçmemece.
Valla hani derler ya! Göbeğimi kaşıya kaşıya, keyifle yedik içtik. İşte Allah’ın bizlere verdiği sağlık, keyif alabilme duygusu, hayatı yaşanılır kılmanın yollarını bulup sevinçle bakmayı öğrenme. Bütün bu yazdıklarımı yapamayan o kadar çok insan var ki! Kiminin keyfi yok. Kiminin zamanı yok. Kiminin de içinde yok. Yüce Allah’ım bunları bize bahşettiği için binlerce kere hamd ediyorum. (yakında uçacağım galiba.)
SEVGİYLE KALIN