Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Cumartesi, Şubat 25, 2006

YEŞİL VE MAVİDEN BEYAZA GİTTİM

Ne kadar kış olsa da burası yeşillikler içinde. Denizimizse mavi ve pırıl. Her zaman söylerim. Ben ölmeden cennette yaşıyorum. Havası, denizi, yaşamının kolaylığı ile Bodrum’u manyakça seviyorum. İyi ki 2 takım eşofman almışım. Yoksa ne giyecekmişim? Bir dolap dolusu giyecekten, her yere eşofmanla gidiyorum. Pazara da, bara da, gece gündüz aynı eşofmanla gitmek kadar keyif verici ne olabilir? Valla büyük şehirlere veya başka yerlere giderken, kıyafet sorunum oluyor. O kadar alışmışım ki rahatlığa!

İşte gene seyahat etmek huyum depreşti. Arkadaşlarım 3 günlük Uludağ gezisi düzenlemişler. Bana da gel dediler. Durur muyum? Gezme olunca, minareye tırmanırım. Ne kadar kışı sevmiyorsam da, kar özlemiştim. Yolcu abbas, bağlasan durmaz. Bavul elimde, yollara düştüm. Önce Hanım arkadaşımla beraber İzmir’e geldik. Orda 1 gece kalıp, şehrin altını üstüne getirdik. Ertesi günü otobüsle Uludağ’a yola çıktık. Grup ne eğlenceye meraklıymış. Daha İzmir’i çıkmadan, şarkılar türküler başladı. Daracık otobüsün arasında nasıl becerip de göbek attılar. Şoför de havaya girdi. Nasıl gidiyoruz? Bindik alamete, gitmeyiz kıyamete! diye bildiğim bütün duaları okudum.

Kazasız geldik. Otelimize yerleştik. Bu kadar millet kaymaya ne kadar meraklıymış? Pist dolu. Bebeler bile cayır cayır kayıyor. Ben de şavalak gibi bakıyorum. Odamız pek rahat manzaralı. Bütün pisti ve kayanları görüyoruz. Yalnız arkadaşımla minik bir kavga yaşadık. En manzaralı yatağı paylaşmak için çocuklar gibi kürdan çektik. Heehh! Heeeeh! Kısayı ben çektim. Oda bunu nöbete koyalım dedi. Zaten ipi topu 3 gün kalacağız. Şimdilik heee! dedim.

Karların üstünde yürümek kısa müddet için cazip geldi. Ama kızakla kaymağa bayıldım. Bütün hazinemi (parama da kıyamam) kızaklara yatırdım. Eve gidince verdiğim paraya acıyıp, vah! Ah! edeceğim. Arkadaşım beni kandırdı. Kar motosikletine bindirdi. Anacım kadın bir sürüyor ki! Ben arkasında çığlıklarla bağrınıyorum. Kızak neyse düşüyorsun. Karlarda yuvarlanıyorsun. Keyifle gülüyorsun. Motor öyle değil ki! Kene gibi yapıştım. Ne zaman uçacağız diye gözlerimi kapadım, dua ediyorum. Zaten oldum olası sürati sevmem. Uçağa bile mecbur olursam biniyorum. İnene kadar neler çekiyorum? Neyse gündüzleri kızak, motor idare ettik. Öyle milyarlık kıyafetim de yok. Kendime özgü kıyafetlerimle biraz kıkırdadım. Karlarla öyle içli dışlı oldum ki. Donuma kadar ıslanmak da vardı.

Uludağ’ın en sevdiğim yanı, devamlı yiyorsun. Akşamları da canlı müzik var. Bizim grup, İzmir TSM korosu olduğundan zaten müziğe teşne. Arkadaşlar sazlarını getirmişler. Otelin orgla yaptığı müzik, biz gelince külliyen tatile çıkıyor. Her sene aynı otele gidip, eşek yüküyle para verdiğimiz için bize karışmıyorlar. Hatta en çok onlarla beraber, otelde kalan kalmayan millet gelip, bize katılıyor. Her akşam yemek faslı bitince bizim fasıl başlıyor. Valla bir anda kalabalık koro oluşuyor. Artık efendim! Hicazdan girip, rast, nihavent, hüzzam derken bütün makamların en baba eserlerini bi güzel icra eyliyoruz. Sonunda oyun havalarıyla kendimizi ortaya atıyoruz. Otel yönetimi ikaz etmese sabaha kadar devam edeceğiz.

Bugün son günümüz. Yeni arkadaşlıklar kuruldu. Telefonlar alındı, verildi. Sarılmalar, öpüşmeler, tekrar görüşelim demeler.

Uludağ’a ve kara depili doydum. Aynı şoförle geri İzmir’e dönüyoruz. Ben daha binmeden bizimkilere tekmili verdim. “ 3 gündür ne kadar kurtlarınız varsa döktünüz. Hatta yedekteki kurtlardan bile harcadınız. Şimdi akıllı uslu oturun. Şoför dellenmesin. Bizi salimen İzmir’e getirsin. Ayağa kalkıp çığıranı oynayanı, arabadan atarım. Arkadan oynayarak gelirsiniz. Höööööyyyyt!”

Demek ki etkili olmuşum. Kimsede oynayacak enerji yoktu. Beyazdan kendi yeşil ve mavime doğru salimen geldim. Ne varsa benim evimde köyümde var.

SEVGİYLE KALIN