HANEDANLIĞIMIZI KURDUK BAŞIMIZ GÖĞE ERDİ
Konserin çekimini özel yaptırmıştım. Benim için en önemli hatıralardan birisi. Gelecek torunlarıma güzel anı bırakmak istiyorum. Bakalım anneannem zamanında neler yapmış? Ailemizin çılgın ananesi (kızım anneme öyle derdi. Benimde hoşuma giderdi.) her boyayı boyamış. Televizyon programcılığı, gazete köşe yazarlığı, koro çalışmaları, (konser verince uçuyorum.) web’ de yazı yazma, kitap yazma. ( bitebileceğine pek inanmıyorum.) Çomak dağ köyünü turizme katma çalışmaları, çağdaş yaşam derneğinde çalışma.. hepsi torunlarıma miras kalacak. (sanki milyon dolarlar kalıyor. Belki de şöyle bir bakar geçer. Kendimi tatmin ediyorum)
Dün gece solo yapan arkadaşımızın evinde toplanıp, konseri kutladık. (bu kutlamalar sene sonundaki öbür konsere kadar sürer. Gök görmeyenin konseri olmuş, tutmuş her fırsatta kutlamış.) benim çektirdiğim kamera kaydını seyrettik. İşte film orda koptu. Özellikle istekte bulunsam ancak bu kadar kötü bir çekim yapılabilir. Yani dışarıdaki ameleye gel çek desen belki ondan iyi çekerdi. Zaten tüm konser boyunca adamı takip ettim. Hayvan herif, kafasına göre çekti. Sinirden suratım asık, kötü çıkmışım. Başka arkadaş da çektirmiş. O pırıl ve güzel. Her konserde bunu yaşıyorum. İşi bilmeyenler, bilirim diye başa geçmiyor mu? Deli oluyorum. yarın o adamı nasıl yolacağım? İşte tekrarı olmayan bir konseri rezil etti. Hazirandaki konsere parası neyse verip, profesyonel kameraman getireceğim. İzleyip hepten sinirim oynadı. Bütün arkadaşlar seyredip, (iyi dileklerini) ilettiler.
Artık kendi çekimizi yapmamız için birini yetiştirmeye karar verdik. Önümüzde 6 ay var. Eğer kabiliyetliyse onu canavar gibi yetiştiririz.artık kimseye güven yok akşam karar verdik. Kendi hanedanlığımızı kuruyoruz. Eski Osmanlı saraylarının çeşitli görevlerini aramızda paylaştık. Aslında Deniz arkadaşımız bu sivri fikri buldu. Bakın kimler ne görevde:
Feridun (denizin eşi) cellat; -Necdet (neco firuzanın eşi ve udimiz) Dalkavuk ve hokkabaz;- Mustafa (ev sahibi) yeniçeri ağası, kabakçı Mustafa ağa; -Firüzan cariye Hatice sultan;-Neşe (Mustafa’nın eşi) gözde mahpeyker;- Güngör bey alevi dede;- Deniz (bizi örgütleyen) besleme, iç kız, iç oğlan;- Ahmet (dernek başkanımız) bekri Mustafa;- Ayşe ( Ahmet’in eşi) II. Mahmut zamanının nakşibend sultan;-Manolya (canım arkadaşım, mama başkanımız onun sayesinde koroda cici mamalar yiyoruz,) dadı kalfa;- veeee! En son beeen! Pek sayın Sevgi (koronun gülü, neşesi) Bezm-i alem valide sultan. Yaniiiiiii! Ana kraliçe…
Bu kadrodan ne işler çıkar valla. İşte sivri zekalar hep bir aradayız. Hiç normalimiz yok. Amaaaan! İyi ki böyle kaçık, uçuk, anormaliz. Hayatın zorluklarını, aile sorunlarını, para kazanma zorluklarını, başka türlü nasıl ruhumuzu yaşlandırmadan üstesinden gelebiliriz. Ağlasak, bağırsak, çırpınsak, evlere kapanıp karalar bağlasak sanki olayları değiştirip, iyiliğe döndürebileceğiz. Hiç olmazsa iyi niyetle ve sevgiyle yaptığımız işleri daha pozitif hale getirebiliriz. Vah! Ahh! Diyene kadar, iyi ki sağlıklıyım, iyi ki yaşıyorum, iyi ki kimseye muhtaç değilim, iyi ki zamanımı güzel geçiriyorum. Diyelim. Dün geçmişte kaldı. Yarın olmayabilir. Onun için anımızı mutlu yaşayalım. (gene coştum, ama ben buyum ne yapabilirim?) sizleri seviyorum! Yaşasın sağlıklı yaşamak!
SEVGİYLE KALIN
Dün gece solo yapan arkadaşımızın evinde toplanıp, konseri kutladık. (bu kutlamalar sene sonundaki öbür konsere kadar sürer. Gök görmeyenin konseri olmuş, tutmuş her fırsatta kutlamış.) benim çektirdiğim kamera kaydını seyrettik. İşte film orda koptu. Özellikle istekte bulunsam ancak bu kadar kötü bir çekim yapılabilir. Yani dışarıdaki ameleye gel çek desen belki ondan iyi çekerdi. Zaten tüm konser boyunca adamı takip ettim. Hayvan herif, kafasına göre çekti. Sinirden suratım asık, kötü çıkmışım. Başka arkadaş da çektirmiş. O pırıl ve güzel. Her konserde bunu yaşıyorum. İşi bilmeyenler, bilirim diye başa geçmiyor mu? Deli oluyorum. yarın o adamı nasıl yolacağım? İşte tekrarı olmayan bir konseri rezil etti. Hazirandaki konsere parası neyse verip, profesyonel kameraman getireceğim. İzleyip hepten sinirim oynadı. Bütün arkadaşlar seyredip, (iyi dileklerini) ilettiler.
Artık kendi çekimizi yapmamız için birini yetiştirmeye karar verdik. Önümüzde 6 ay var. Eğer kabiliyetliyse onu canavar gibi yetiştiririz.artık kimseye güven yok akşam karar verdik. Kendi hanedanlığımızı kuruyoruz. Eski Osmanlı saraylarının çeşitli görevlerini aramızda paylaştık. Aslında Deniz arkadaşımız bu sivri fikri buldu. Bakın kimler ne görevde:
Feridun (denizin eşi) cellat; -Necdet (neco firuzanın eşi ve udimiz) Dalkavuk ve hokkabaz;- Mustafa (ev sahibi) yeniçeri ağası, kabakçı Mustafa ağa; -Firüzan cariye Hatice sultan;-Neşe (Mustafa’nın eşi) gözde mahpeyker;- Güngör bey alevi dede;- Deniz (bizi örgütleyen) besleme, iç kız, iç oğlan;- Ahmet (dernek başkanımız) bekri Mustafa;- Ayşe ( Ahmet’in eşi) II. Mahmut zamanının nakşibend sultan;-Manolya (canım arkadaşım, mama başkanımız onun sayesinde koroda cici mamalar yiyoruz,) dadı kalfa;- veeee! En son beeen! Pek sayın Sevgi (koronun gülü, neşesi) Bezm-i alem valide sultan. Yaniiiiiii! Ana kraliçe…
Bu kadrodan ne işler çıkar valla. İşte sivri zekalar hep bir aradayız. Hiç normalimiz yok. Amaaaan! İyi ki böyle kaçık, uçuk, anormaliz. Hayatın zorluklarını, aile sorunlarını, para kazanma zorluklarını, başka türlü nasıl ruhumuzu yaşlandırmadan üstesinden gelebiliriz. Ağlasak, bağırsak, çırpınsak, evlere kapanıp karalar bağlasak sanki olayları değiştirip, iyiliğe döndürebileceğiz. Hiç olmazsa iyi niyetle ve sevgiyle yaptığımız işleri daha pozitif hale getirebiliriz. Vah! Ahh! Diyene kadar, iyi ki sağlıklıyım, iyi ki yaşıyorum, iyi ki kimseye muhtaç değilim, iyi ki zamanımı güzel geçiriyorum. Diyelim. Dün geçmişte kaldı. Yarın olmayabilir. Onun için anımızı mutlu yaşayalım. (gene coştum, ama ben buyum ne yapabilirim?) sizleri seviyorum! Yaşasın sağlıklı yaşamak!
SEVGİYLE KALIN