Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Pazartesi, Ocak 23, 2006

AŞK BU, GÖNÜL VERME BU, MUSİKİYİ YAŞATMA BU. (ANLAYANA)

Bizim için önemli olan konserimizi verdik. Hem de ne verme? Yer yerinden oynadı. Tam 5 ay özenle çalışmıştık. Binlerce kere bıkmadan söyleyeceğim, sevgili hocamız Ege Ün. Öğretim görevlisi sayın HALİL İBRAHİM YÜKSEL bizi nakış gibi işledi. Çok emek verdi. (Biz de duyarsız değildik. Nasıl dikkatli çalıştık.)

Önemli gün geldi! Hepimiz nasıl heyecanlıyız! Kuliste devamlı birbirimize iyi şanslar diliyoruz. Neyse sahneye çıktık. Nasıl dolu salon? Bütün bodrum orda. Alkış kıyamet derken hocamız sahneye çıktı. İnanın o andan itibaren bütün arkadaşlarımın gözleri hocanın ellerine odaklandı. O eller ki! Saza ve bize kelebek kanadı gibi uçarak en küçük nüansı bile vererek hata yapmamamızı sağladı. Heyecanımız şarkılara başlayıp da ilk alkışı alınca bitti.

Repertuardaki şarkıları nasıl ardı ardına okuyoruz. Solist arkadaşlarım hatasız nasıl güzel şarkıları icra ettiler. Sakın kuzguna yavrusu anka görünürmüş demeyin. Bütün bunları ben içimde hissettim. Lakin sonrasında bütün dinleyenlerin tek ortak söyledikleri neydi biliyor musunuz? “ Böyle koro yok, böyle hoca yok, böyle disiplin ve ciddiyet yok, her şey kusursuz güzel, keşke her ay olsa da kulaklarımız ve de gözlerimiz bu şöleni görse.”

Belki size ukalalık gelecek ama valla doğru söylüyorum. Konsere çocuk getirmemişler. Birde konser boyunca koca salonda sinek uçsa duyulurdu. Büyük bir sessizlik ve beğeniyle sonuna kadar dinlediler. Halbuki biz millet olarak sabırsız davranırız. En önce girip yer kapmak bizde, konser bitmeden ayaklanıp kapılara hücum etme bizde, (sahnedeki sanatçı kim olursa olsun önemli değil. Zavallı son şarkısını ayaktaki gidenlere söyler.) hele cep telefonu olmadan evvel bizim necip vatandaşımız nasıl yaşıyormuş? Nerde olursa olsun cepler asla kapanmıyor. Dürülü!dürülüüü! ortama göre kullanmayı öğrenemedik. İlle ikaz etmek lazım. Zaten bizi mutlaka höööt! Diye uyarmadan harekete geçmeyiz. Şuna bir kere daha şahit olduk ki! (bunu ben değil, dinlemeye gelenler söylüyor.) biz bayağı dinlemenin adabını öğretmişiz.

Kaymakam, Belediye başkanı, Emniyet Md. ve eski diyanet işleri başk. Bayıldılar. Konser sonunda bütün seyirciler ayakta alkışladılar. Bırakmak istemediler. Sonradan gelen haberlerin özeti kısaca özeti: “hiç bitmesin istedik, nasıl vakit geçti? anlamadık, değil telefon, konuşmayı bile unuttuk.”

Konser sonu tebriklerin en çoğu hocamıza aitti. Bizim gibi (şahsımı kastediyorum, “karga karga gaaaak! dedi” şeklindeyim) sesleri olanları eğitip, harikalar yarattığı için. Diğer arkadaşlar üzerine alınmasın. Sesleri harika olanlar var tabi ki..

Esas eğlence sonra başladı. Yalı çiftlikteki balık restoranına gittik. Konser kutlaması muhteşem oldu. Sazlarla hocamızla beraber kalabalık koro arkadaşlarımızla muhteşem saatler yaşadık. Karnımız doyunca, neşemizi bulunca canım evlatlar sazları açtılar. Aynı konserdeki gibi hocamızda ortaya oturdu. Fasıla başladık. O kadar alışmışız ki! Hocamızın ellerine orda bile falso yapıp detone olmamak için gözümüz hocamızda, neler söylemedik ki! Sabah 5 olmuş kimsenin gitmeye niyeti yok. Zaman ne? Yer ne? Soğuk, sıcak ne? Kimin umurunda? İnanır mısınız? içkiden değil de musikiden sarhoş olunur mu? Ben oldum. Dünyanın en şanslı insanı bendim. Böyle bir koroda şarkı söylediğim için, böylesi bir hocaya sahip olduğum için, bu güzellikleri yaşayabildiğim için, bütün arkadaşlarımla uyumlu dost olduğum için, her an tanrıma binlerce kere şükür ediyorum. (zaten devamlı hocamıza ve arkadaşlarımıza nazar duası okumaktan dilim şişti.)

Belki sizlere her konser sonunda aynı şeyleri yazıyorum ama bıkmadan yine yazacağım. Böylesi güzel organizasyonu gerçekleştiren bütün arkadaşlarıma, sponsor olan firmalara, emeği geçen bütün insanlara, bize mükemmel eşlik eden saz arkadaşlarına (hepsi pırıl pırıl gençler.gelecekte yolları açık olsun.) bize çok emek veren, sevgiyle yaklaşıp saygıyla karşılık verdiğimiz, canımız hocamıza, kendimize sonsuz teşekkürler.

SEVGİYLE KALIN