Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Çarşamba, Ocak 11, 2006

YAKIŞIKLI FORMUNDA ORHAN ABEEM

Müziğin her türlüsü kabulümdür. Klasik müziği bana rahmetli Hikmet Şimşek sevdirmişti. Ankara’da eski Cumhurbaşkanlığı konser salonunda yer bulmak meseleydi. Can dostum Hikmet hoca ne zaman bilet istediysem, yarattı. Mozart, Rahmaninof, Straussların eserlerini keyifle dinlerim. TSM deseniz onun yeri apayrı bende. Onu da rahmetli Zeki Müren, Müzeyyen Senar ve radyo sanatçılarının yakın dostluğuyla sevdim. Emekli olunca burada 3 yıldır koroya gidiyorum. Nasıl keyifli çalışıyorum. Dünya şekeri arkadaşlarım, kıymetli hocam, seçkin eserler, konserler…. Daha ne isteyim??

Geldik arabeske! Şimdi sakın o tür müziği dinlemem filan demeyin. Hepimiz bal gibi dinliyoruz. Zaten millet olarak da arabesk değil miyiz? Dünyada tek dolmuşçuluk bizde! Taşıma araçlarında avaza müzik çalma bizde! Sokaklarda el arabasıyla kaset satışı bizde! Yaşamımız kendimize özgü, buram buram arabesk kokar. Lafa gelince de entel dantel takımı “ aaaa! Şekeriiim! Arabesk neymiş? İyyyğ! Varoş muyuz biz dinliyelim.” Derler. Çırağan’da yapılan düğünlerde arabeskle göbek atarlar.

Bayramın 1. günü evde takıldım. Gelenlerim çok oldu. sağ olsunlar dostlarım yalnız bırakmadı.demek ki gönlüm genç olsa da vücidim yorulmuş. Yarın kısmetse sokaklardayım. Eş dost ziyareti.( bu arada her gittiğim evde kavurma yiyceeeem! Ohhh! Şapııırt!) hava da harika. Kızlarla gezerim.

Bu gece benim favori kanalım show du. Orhan Gencebay konseri vardı. İlk defa canlı yayında konser verdi. Aman kardeşiiiim! Bende Orhan ağabeyimin hiçbir kaseti yok. Özel dinlemem. Fakat ne söylediyse, bütün şarkılarını feryat ede ede söyledim. Demek ki onlarla büyümüşüz.”batsın bu dünya” derken. Koştum rakı tepsisi hazırladım. Koltuğuma yayıldım. Valla! Bu şarkılar rakısız gitmiyor. Veya rakı varsa bu şarkılar dinleniyor. Bir gönül!ü okudu, peeeeee!

O şarkılarla nerelere gittim.İlk gençlik yıllarımda bir sevgilim vardı. İsmi neydi unuttum. Bana devamlı Orhan ağabeyimin” seni buldum ya, seni buldum ya, olsan da hem gerçek hem rüya” şarkısını söylerdi. Orhan Gencebay hastasıydı. Onun bütün şarkılarını bana telefonda veya yanımda söylerdi. Belki de yaşadığım büyük aşk ( o zamanlar, çok büyük aşk sanıyordum. Küccücükmüş. Aldatma, kin , nefret, intikam, vefasızlık, hepsi vardı. 32 kısım tekmili birden film gibiydi. Şimdi ne kadar komik geliyor.) yüzünden o şarkıları ezberlemişim.

Kim ne derse desin! Orhan Gencebay’ı kendi dalında tek geçerim. Arkasından bisürü arabeskçi türedi. Haaaa! Birde İbrahim Tatlıses… Ne ses beeee! Bak nasıl efkar bastı bana! Söyle Orhan abeeeem! Nasıl da yakışıklı? Nasıl adam gibi adam? Baba diyorlar ya valla haklılar. Yakışıyor adama canım!

Şarkılar bitti. Rakım da bitti. Oooooh! Sefaaam olsun! Çakırkeyif oldum. Evde yalnız olsam da nasıl keyif aldım. Bağrınaraktan şarkı söyledim. Kendime şerefeeee! Dedim. Deee! Çorba canım istedi. Şöööööle bol sarımsaklı, sirkeli işkembe olsa. Yesem sonra evde zıbarsam. Yaşasın dulluk. Koktun diyen yok. Ben çorba içmeye gidiyorum anacıklarım!

SEVGİYLE KALIN