Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Perşembe, Mart 10, 2005

YAŞAM KALİTEMİZ YÜKSELDİ

Yaşadıkça başımızda durası bilim adamlarımız, yemeyip içmeyip bu sefer kafalarını yaşam kalitesine takmışlar.Tam da AB’ ye girme hamleleri yaparken, bu faydalı bilgileri öğrenelim.Öyle cahil cühela gitmeyelim ki rezil olmayalım.

Efendim! Almanya’da yaşamın kalitesi; komşu ilişkileri,nüfus yoğunluğu cinsiyet. Fransa ise;yaş, sağlık yakın akraba ilişkileri.Hollanda’da medeni hal, nüfus çoğunluğu, komşuluk, cinsiyet. Bunları her milletin ayrı ayrı , uzun uzadıya yaşam kalitesini arttırmak için sıralamışlar. Hemen hepsinde ilk sırada komşuluk ilişkileri geliyor. Sonra sağlık, nüfus, uzun süreli arkadaşlık, cinsiyet, vs. vs. vs. uzayıp gidiyor.

A güzel bilim adamları! Bir de,benim yurdumun canım ve necip halkını incele. Bakalım yaşam kalitemiz nasıl tavanlara vurmuş. Sırayla ele alalım.

1- Nüfus yoğunluğu:70 milyon ( son sayımda sayılmayanlar hariç) halkımızla, küçük memleketleri katlarız.Bi kere nerde çokluk, orda kalite. Hala da çoğalmaktayız ki hızımızı kimse kesemez hey heeyt!! Ne kadar çocuk, o kadar yaşam kalitesi….

2-Komşuluk ilişkileri: İşte bu maddeyi AB memleketlerinde tek geçerim. En çok kullandığımız ata sözü “ komşu komşunun külüne muhtaçtır” Elin Avrupalısı ne bilsin komşuda kül ne? Neden istemeliyim? Kül ne işe yarar? Peeee!!!! Komşuluk ilişkisi bize özeldir. Büyük kentleri bi kalem geçelim. Adam yan dairede kim oturuyor? Kim kimin nesi? Kim kime, dum duma.haberi bile yok. Kırsal kesimde hamd olsun o kadar yozlaşma yok. Komşuyu, mahalleyi hatta köyümüzü veya kasabamızı bire bir biliriz. Öyle biliriz ki! Her birimiz kendi hayatımızı yaşamak yerine, komşularımızın hayatını yaşarız. Giren, çıkan, evlenen, ölen, kocaya kaçan. Ne aldı? Nereye gitti? Ne giydi? Bol bol konuşuruz, dedikodu yaparız. Dedikoduyu öyle abartırız ki uğruna cinayetler bile çıkar.

Fakat iyi ve kötü günde o harika paylaşım, iş bölümü,yardımlaşma anlatılamaz. Avrupalı yemek daveti bilmez, bilse de gelen mutlaka bişey getirir. Bizde ise gebertene kadar yedirir, içiririz.

3-Sağlık: İşte şansımız bir kere daha yüzümüze güldü. SSK, bağkur, devlet hastanelerinde birleşti. Sıra kalmadı, doktorlar hasta olmadığı için sıkılıyor. Evleri dolaşıp “ille gelin, derdinize derman olalım.İlaçlarınızı ayağınıza getirelim. Tahlil, film neyim ne varsa emredin. Anında şip şak çekelim” Acile gelenler nerdeyse bando mızıkayla karşılanacak, yerlere kırmızı halı serilecek. Elin bilim adamları bunları görse, bizde bile yok bu kadar yaşam kalitesi diye, saç baş yolup, Beyinleri kısa devre yapar.

4- Geldik zurnanın zırt dediği yereeee!!!! Cinsellik; Bu konuda bizim elimize kimse su dökemez. Bu güne bu gün ünümüz evropa memleketlerine yayılmış,( rus, nataşa, moldovya, vs.vs. millet hatunları) TÜRK insanıyız. Sezonda turisti memnun etme bizde, kaçırıp tecavüz etme bizde, bol çocuk yapıp (3-4 karı 20- 30 çocuk) Allah rızkını vermezse devlet baksın demek bizde. Hiç sevmediğimiz şarkı ne bilir misiniz? “Elimde kaldı yazık; çiçeklerimle, mendil ”Kondüsyon ve aklımız, fikrimiz daima faal durumda.

Bu bilim adamları aslında bize özel inceleme yapmalıydılar. Bakın bakalım yaşam kalitesi nasıl yükselmiş de dünyanın haberi yok. Buradan onlara çağrı yapıyorum. Yıllarınızı boşa harcamayın, gelin yaşam kalitemizin yüksekliği sizin akıl tavanınıza nasıl zıplıyor. Kısa devre yapan beyinlerinize yedek beyin sakatatçıda çok , ve istediğiniz renk huniler de bedavadan hediyemizdir. Saygılarımızla.



SEVGİYLE KALIN