ZORAKİ GEZGİNLİK
Ankara’ dan Meral bende kalıyor ya! Evi unuttuk. Sabah kahvaltısı bir yerde,Öğle yemeği bir yerde. Yemek saat 3 de bir başlıyor, “ Hava güzel keyif yapalım, hava kötü zaman geçirelim, devamlı iki tek atalım, şekerim! Tatildeyim.”
Gırtlak olunca içine düşerim.Arabayla gez Allah gez. Meğer kışın ne çok açık yerler varmış. Bütün koyları dolaştık, ye iç, bizim kız her gittiği yerde maraza çıkardı. Yok tazemi? Bütün deniz ürünleri bir arada niye yok? Otların isimleri neler? Balıklar iyi pişsin! İlk rakı su konur mezeler çabuk gelmeli, vs. vs. vs. öylede şirin ki kimse de kızamıyor.
İki hatun, seferi vaziyetinde koşturduk. Benim proteinden kolestrol 3000 filan, karaciğer iflas bayrağını çekmiş de yeteeeeer!! Diye bağrınıyor. Uyduk Meral’e, gidiyoruz bilmem nerelere.
Bodrum dar geldi, Milas pazarına da gittik. Aslında bana da değişiklik oldu. Araba olmadığı için, oralara gidemiyordum.Aman pazar ne güzelmiş,bir sürü lüzumsuz öte beri aldık. Bu ara da beni tv den tanıyan çıktı. Gelip öpenler, dertlerini dile getirip onları da söyle diyenler, alışverişte tanıyıp bedava vermeye kalkanlar, hediye edenler, hiç bu kadar seyredildiğini tahmin etmiyordum. Nasıl sevindim, gururlandım. Canım,Milas’lılarım benim!
Bir insan; ister çöpçü, ister cumhurbaşkanı olsun, işini severek yapıyorsa mutlaka karşılığını alıyor. Sizler bana güç veriyorsunuz, hep iyiyi, doğruyu yapmaya çalışıyorum. Meral benim yaptıklarımı duyunca dumur oldu. Hele gazetede onun ipini pazara çıkarınca önce çıldırdı. Bağırdı, arkadaşlığını bitireceğini ve benden korkunç intikam alacağını söyledi. Tekrar, tekrar okudu.Yumuşadı, fenada olmamış, beğendim filanla karışık barıştık. Bakışlarından beni kıskandığı belli oluyordu.Milas’ da ki izzet ikramdan sonra iyice çıldırdı. Bas, bas bağrınıyor! “Seneler sonra hatuna bak ya!!! Ne cevherler varmış da bizden saklamış.”
Tam 45 dakika beni cepten Ömer ‘e anlattı, yazıyı oraya e-mail attı. “oku da beni ve seni nasıl rezil etti, şahit ol “ “Kızım benle iyi geçin, medya elimde haaaa!” hemen yelkenler suya indi.( nasıl tehdit ama, hep dostlarıma işe yarıyor. Heeeeh heeee!! Ben de az değilim.)
Pazarda bedavaları kabul etmedim, parasız olmaz dedim. O zaman iyi indirim yaptılar, sağ olsunlar. Hediyeleri ben almadım, kabul etmedim. Bütün Milas’ın altını üstüne getirdik. Yola çıktık geliyoruz, Meral arabayı kullanırken pis pis gülüyor. Hiç seslenmedim! Nasıl olsa birazdan kendi bülbül olur, oldu da. Bakar mısınız benim pişkin arkadaşıma! Arkamdan sen dolaş,” o utanır almaz, ben kardeşiyim, verin hediyeleri bana.” Topla verilenleri…. Şok dan şoka girdim. “hemen geri dönüyoruz, vereceğiz bunları!” “Yaaa!! Sen almasan ben götürürüm, ne güzeller kıyamadım, sen de yine yaz beni rezil et!Zaten adım çıktı rezile, beni tanımıyorlar ki! Ankara’dan nerde bulacaklar”
Ne diyim ben! Başımın belası… Atsan atılmaz, satsan satılmaz. Acaba ne günü gidecek? Bu yazıyı okur da gider mi acaba? Allah’tan ümit kesilmez. Hayırlısıyla saç baş olmadan yollayayım. İkinci bir emre kadar evime bütün ziyaretler durdurulmuştur. İlgililere duyurulur.
SEVGİYLE KALIN
Gırtlak olunca içine düşerim.Arabayla gez Allah gez. Meğer kışın ne çok açık yerler varmış. Bütün koyları dolaştık, ye iç, bizim kız her gittiği yerde maraza çıkardı. Yok tazemi? Bütün deniz ürünleri bir arada niye yok? Otların isimleri neler? Balıklar iyi pişsin! İlk rakı su konur mezeler çabuk gelmeli, vs. vs. vs. öylede şirin ki kimse de kızamıyor.
İki hatun, seferi vaziyetinde koşturduk. Benim proteinden kolestrol 3000 filan, karaciğer iflas bayrağını çekmiş de yeteeeeer!! Diye bağrınıyor. Uyduk Meral’e, gidiyoruz bilmem nerelere.
Bodrum dar geldi, Milas pazarına da gittik. Aslında bana da değişiklik oldu. Araba olmadığı için, oralara gidemiyordum.Aman pazar ne güzelmiş,bir sürü lüzumsuz öte beri aldık. Bu ara da beni tv den tanıyan çıktı. Gelip öpenler, dertlerini dile getirip onları da söyle diyenler, alışverişte tanıyıp bedava vermeye kalkanlar, hediye edenler, hiç bu kadar seyredildiğini tahmin etmiyordum. Nasıl sevindim, gururlandım. Canım,Milas’lılarım benim!
Bir insan; ister çöpçü, ister cumhurbaşkanı olsun, işini severek yapıyorsa mutlaka karşılığını alıyor. Sizler bana güç veriyorsunuz, hep iyiyi, doğruyu yapmaya çalışıyorum. Meral benim yaptıklarımı duyunca dumur oldu. Hele gazetede onun ipini pazara çıkarınca önce çıldırdı. Bağırdı, arkadaşlığını bitireceğini ve benden korkunç intikam alacağını söyledi. Tekrar, tekrar okudu.Yumuşadı, fenada olmamış, beğendim filanla karışık barıştık. Bakışlarından beni kıskandığı belli oluyordu.Milas’ da ki izzet ikramdan sonra iyice çıldırdı. Bas, bas bağrınıyor! “Seneler sonra hatuna bak ya!!! Ne cevherler varmış da bizden saklamış.”
Tam 45 dakika beni cepten Ömer ‘e anlattı, yazıyı oraya e-mail attı. “oku da beni ve seni nasıl rezil etti, şahit ol “ “Kızım benle iyi geçin, medya elimde haaaa!” hemen yelkenler suya indi.( nasıl tehdit ama, hep dostlarıma işe yarıyor. Heeeeh heeee!! Ben de az değilim.)
Pazarda bedavaları kabul etmedim, parasız olmaz dedim. O zaman iyi indirim yaptılar, sağ olsunlar. Hediyeleri ben almadım, kabul etmedim. Bütün Milas’ın altını üstüne getirdik. Yola çıktık geliyoruz, Meral arabayı kullanırken pis pis gülüyor. Hiç seslenmedim! Nasıl olsa birazdan kendi bülbül olur, oldu da. Bakar mısınız benim pişkin arkadaşıma! Arkamdan sen dolaş,” o utanır almaz, ben kardeşiyim, verin hediyeleri bana.” Topla verilenleri…. Şok dan şoka girdim. “hemen geri dönüyoruz, vereceğiz bunları!” “Yaaa!! Sen almasan ben götürürüm, ne güzeller kıyamadım, sen de yine yaz beni rezil et!Zaten adım çıktı rezile, beni tanımıyorlar ki! Ankara’dan nerde bulacaklar”
Ne diyim ben! Başımın belası… Atsan atılmaz, satsan satılmaz. Acaba ne günü gidecek? Bu yazıyı okur da gider mi acaba? Allah’tan ümit kesilmez. Hayırlısıyla saç baş olmadan yollayayım. İkinci bir emre kadar evime bütün ziyaretler durdurulmuştur. İlgililere duyurulur.
SEVGİYLE KALIN