Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Salı, Mart 08, 2005

YURDUMUN BAYANLARI!! GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN

8- Mart dünya bayanlar (artık kadınlar denmiyormuş, kaba ve ayıpmış) günü kutlanıyor. Biz hangi günden eksik kaldık ki bu günden kalalım. Kutlamaya dünden başladık İstanbul Beyoğlu’nda bayanlar günü toplantısını polis göz yaşartıcı spreyle dağıttı. Bayanlarımız gününe spreyle başladı.

Sokaklarda gezerken önüme gelen bayanlara kadınlar günü ne demek diye sordum. Öyle değişik tepkiler aldım ki… Bir hanım “elbet hakkımı bilirim, kocam bana istedikçe hakkımı verir” “ hangi hakkını?” “evin nafakası, benim masraflarımı, çocukların harçlığını” “Peki senin söz hakkın var mı?” “Olmamı! Hep ben konuşurum” Hakkının ne olduğunu kendince biliyordu.

Bir başka bayan ( kadın, bayan, bende karıştırdım.) Evlere işe gidiyormuş. “Ah! Ah ! kardeşim ne hakkı. Ben çalışmasam eve para getiren yok. 2 çocuk okuyor, ev kira, erim bıraktı gitti.Haftanın 6 günü temizliğe gidiyorum. Hanımların içinde iyi olanları var, bana ara sıra hariçten para veriyorlar. Hak, hukuk bilmem. Allah bedenime kuvvet versin de çalışıp, evimi geçindereyim.”

Hanımın tekine sordum. El cevap:” Biz Ağrı’dan yazın geldik. Oralarda açtık, 5 çocuk, herifim, ben. Bebeleri kaynanama bıraktık. Herifim inşaatta, ben de yazın bulaşıkçılık yaptım. Şimdi iş arıyorum, bebeler para bekliyor, kaynanam ( eğer para yollamazsanız, aha bebelere bakmıyorum) diyor. Abla!! Ne olur bana iş bul.” Hakkım ne? Ne diyon abla, ne hakkı? Karnım doysun yeter.

Ben sokakta konuşurken, hanımlardan birkaçı yanıma geldi. “konuşmalarınızı duyduk, TV den misiniz?” Dediler. “evet ama şimdi ÇÖKERTME GAZETESİ için konuşuyorum, gazeteye yazacağım” Gerçekten görmenizi isterdim başıma toplaştılar. Her kafadan bir ses çıkıyor, “teker teker konuşun!” İçlerinde sosyal durumu iyi olan. Büyük şehirden gelip yerleşmiş, Kadın haklarını bilen ve savunanlarda vardı. Hatta işi abartıp Feministim diyenler vardı. Ayrıca feministliği sorunca “erkek düşmanlığı” algılıyorlar ki bu ayrı yazı konusu.

Bodrum’lu bayanlar daha haklarını bilmeseler bile anlatınca öğrenip uygulamaya başlayacaklarını söylediler. Yeni fikirlere açıklar. Sokak mitingi gibi oldu. İyi ki polis bizi de spreyle dağıtmadı. Hoş o kadar abartmadık işi.

Hanımların bazıları ise Beni soru yağmuruna tuttular: Doğudaki kadınlara ne diyormuşum. Dayak yiyenlere, tacize uğrayanlara, töre cinayetlerinde öldürülenlere, üstüne kuma gelenlere, kadın olduğunun farkına bile varmayanlara ne diyormuşum.?

Bütün bunları sadece ben değil; aklı başında, düşünen beyni olan her fert zaten biliyor. Yurdum kadınlarının çoğu böyle yaşıyor. Büyük şehirlerde ki ekonomik özgürlüğü olan, okumuş, bir avuç kadınımız zaten hakkını söke söke alıyor, alamazsa ilişkilerini bitiriyor. (evlilik dahil)

Şu bir gerçek ki daha hak, hukuk, guguk, konularını bayanlarımızın anlayıp, özümsemesi için değil 40 fırın ekmek binlerce fırının tümünü (kürek, ocak, tezgah dahil) yeseler, belki bir arpa boyu yol alırlar.

Ne olursa olsun! Bayan olmamız bizim özelliğimiz. Sevilmesi, eli öpülesi, sarıp sarmalınası, nazik ve en önemlisi ANA yız . Her başarılı erkeğin arkasında bizler varız.

BAYANLAAAAAR!!!!! GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN….



SEVGİYLE KALIN