NİHAYET GİTTİLER
Gittiler!! İnanmıyorum gerçekten gittiler.Çatır arkadaşım, Meral ve Ömer’den bahsediyorum. Meral beni tıpkı topaç gibi, evire çevire, tepe sersemi yaptı. Gece geç saatte yine kapı çaldı. AAA!!! Ömer ‘de geldi. Sevgilisine sürpriz yapmış mış. Kardeşim niye makul saatlerde gelmezsiniz de hep gecenin bir yarısında, komşuların ve benim yüreğini hoplatırsınız.
Neyse ki uzun yıllar aynı evde oturuyorum da millet çok iyi tanıyor. Delidir ne yapsa yeridir diyorlar. Ömer; aklı başında, işi gücü iyi konumda,sevgi dolu, adam gibi adam.Bizim çatlak Meral’e bunca yıl nasıl aynı sevgiyle tahammül ediyor. (Kıskançlıktan geberdim. Hiç bizi böylesi gelip bulmaz. Ah! Öyle sevgilim olsa, ahir ömrümde bende gün görsem.) Bu duygularımı onlara belli etmedim ama, ciddi haset ettim. (Kalbim kötü değil mi?)
Bizim kız sevinçten dellendi. Kumrular misali, mıç mıç. Bu sefer üçümüz yollara düştük. Şirince’ye gittik. Selçuk yakınında harika yer. Fırsat bulunca gelirim. Şarapları meşhur, bizde hiç sevmeyiz içmeyi(!) şarabı içmedik, yıkandık. Bir gece kaldık. Bu mevsimde kalabalık da yoktu. Bir sürü lüzumsuz hediyelik eşyalar aldık, yedik, içtik. Şarapların hepsi meyvelerden yapılıyor. Kavun, çilek, karadut, ahududu, daha neler. Hepsinden abarttık da en çok ahududuyla, böğürtlenliği sevdim.
Şirinceliler! Gerçekten şirin insanlar. Kaldığımız otelin sahipleri deli, divane oldular. Leman hanım ve eşi Kazım beye bu ilgilerinden, yaptıkları yemek, köy kahvaltıları, özel ekmek için sonsuz teşekkürler. Sizleri tanıdığıma memnunum, bodruma bekliyorum.
Arabanın bagajını şarap yükledik, sırada Meryem ana var. Şirince’de sıkı kahvaltı sonrası, adresler, telefonlar alınıp verildi. Yola çıktık. Selçuk o kadar yakın ki pırt diye geldik.Meral tutturdu çöp şiş diye! Yiyemeyiz, tokuz dedik de!!! Bir çöktük çöplerin başına sanki ezelden açmışız. Ye Allah ye!! Tam çatlamak üzereyken, yola çıkabildik.
Meryem ana’ya kadar da arabada of, küf, pof, çeşitli seslerle geviş getirmeye çalıştık.Oldum olası Meryem ana yolunu severim. Manzara harikadır, döne döne dağa çıkarsın.Birde ben ne zaman Meryem anaya mum dikip dileklerimi dile getirsem, hep dileğim kabul edildi.Her ziyaretimde, kendi bildiğim duaları okurum. Bilirim ki Tanrı tek, peygamberler farklı. Orada, Meryem ana olarak değil de tanrıyla konuştuğuma inanıyorum.
Yetmiş iki millet oraya geliyor. Çeşitli dinden, milletten, insanlar akın akın geliyorlar.Kim ne derse desin ben orda dileklerimin olduğuna inanıyorum. Kış olmasına rağmen bayağı kalabalıktı. Kapıda mumları aldık, abartma huyum olduğundan, avuçla aldım. İçerde mumları kendim ve sevdiklerim için yaktım. Sevdiklerime telefon ettim, “şimdi mum dikiyorum, siz dileğinizi oradan yollayın “ Hepsine sürpriz oldu nasıl sevindiler. Meral’den ziyade Ömer bayıldı bu geziye. Bizimki sevgilisi yanında ya yer, mekan önemli değil, lay lay lom geziyor.
Dönüşte Aydın ortaklarda molaaaaa!!!! Bilin bakalım niye?? Yemek ayol yemek…Gene çöp şişlere yumulduk, Trabzon ekmeği de aldık ( kocaman, 2-3 kilo gelir herhalde) Koma halinde evimize kavuştuk. Gece pestil gibi yattık.
Sabah bir uyandım! Bizimkiler bavulları arabaya yerleştirmişler, Uyanmasam! utanmadan habersiz gideceklermiş.İçimden göbek atmak geldi ama bütün riyakarlığımla “Ayyy ne güzel vakit geçiriyorduk, nereye ayol?” Ömer’in işleri varmış da yoksa kalırlarmış. Ömer’i gelip bizim deliyi alıp götüreceği için öpmek geldi, içimden.
Gittiler!!Gerçekten gittiler.. Evimde kuşumla beraber, sakin yaşamıma dönüyorum. Biliyor musunuz tam 3 kilo almışım. Derhal sıkı rejim.. Taş kaynatacam taş. Yemek haram bana.
SEVGİYLE KALIN
Neyse ki uzun yıllar aynı evde oturuyorum da millet çok iyi tanıyor. Delidir ne yapsa yeridir diyorlar. Ömer; aklı başında, işi gücü iyi konumda,sevgi dolu, adam gibi adam.Bizim çatlak Meral’e bunca yıl nasıl aynı sevgiyle tahammül ediyor. (Kıskançlıktan geberdim. Hiç bizi böylesi gelip bulmaz. Ah! Öyle sevgilim olsa, ahir ömrümde bende gün görsem.) Bu duygularımı onlara belli etmedim ama, ciddi haset ettim. (Kalbim kötü değil mi?)
Bizim kız sevinçten dellendi. Kumrular misali, mıç mıç. Bu sefer üçümüz yollara düştük. Şirince’ye gittik. Selçuk yakınında harika yer. Fırsat bulunca gelirim. Şarapları meşhur, bizde hiç sevmeyiz içmeyi(!) şarabı içmedik, yıkandık. Bir gece kaldık. Bu mevsimde kalabalık da yoktu. Bir sürü lüzumsuz hediyelik eşyalar aldık, yedik, içtik. Şarapların hepsi meyvelerden yapılıyor. Kavun, çilek, karadut, ahududu, daha neler. Hepsinden abarttık da en çok ahududuyla, böğürtlenliği sevdim.
Şirinceliler! Gerçekten şirin insanlar. Kaldığımız otelin sahipleri deli, divane oldular. Leman hanım ve eşi Kazım beye bu ilgilerinden, yaptıkları yemek, köy kahvaltıları, özel ekmek için sonsuz teşekkürler. Sizleri tanıdığıma memnunum, bodruma bekliyorum.
Arabanın bagajını şarap yükledik, sırada Meryem ana var. Şirince’de sıkı kahvaltı sonrası, adresler, telefonlar alınıp verildi. Yola çıktık. Selçuk o kadar yakın ki pırt diye geldik.Meral tutturdu çöp şiş diye! Yiyemeyiz, tokuz dedik de!!! Bir çöktük çöplerin başına sanki ezelden açmışız. Ye Allah ye!! Tam çatlamak üzereyken, yola çıkabildik.
Meryem ana’ya kadar da arabada of, küf, pof, çeşitli seslerle geviş getirmeye çalıştık.Oldum olası Meryem ana yolunu severim. Manzara harikadır, döne döne dağa çıkarsın.Birde ben ne zaman Meryem anaya mum dikip dileklerimi dile getirsem, hep dileğim kabul edildi.Her ziyaretimde, kendi bildiğim duaları okurum. Bilirim ki Tanrı tek, peygamberler farklı. Orada, Meryem ana olarak değil de tanrıyla konuştuğuma inanıyorum.
Yetmiş iki millet oraya geliyor. Çeşitli dinden, milletten, insanlar akın akın geliyorlar.Kim ne derse desin ben orda dileklerimin olduğuna inanıyorum. Kış olmasına rağmen bayağı kalabalıktı. Kapıda mumları aldık, abartma huyum olduğundan, avuçla aldım. İçerde mumları kendim ve sevdiklerim için yaktım. Sevdiklerime telefon ettim, “şimdi mum dikiyorum, siz dileğinizi oradan yollayın “ Hepsine sürpriz oldu nasıl sevindiler. Meral’den ziyade Ömer bayıldı bu geziye. Bizimki sevgilisi yanında ya yer, mekan önemli değil, lay lay lom geziyor.
Dönüşte Aydın ortaklarda molaaaaa!!!! Bilin bakalım niye?? Yemek ayol yemek…Gene çöp şişlere yumulduk, Trabzon ekmeği de aldık ( kocaman, 2-3 kilo gelir herhalde) Koma halinde evimize kavuştuk. Gece pestil gibi yattık.
Sabah bir uyandım! Bizimkiler bavulları arabaya yerleştirmişler, Uyanmasam! utanmadan habersiz gideceklermiş.İçimden göbek atmak geldi ama bütün riyakarlığımla “Ayyy ne güzel vakit geçiriyorduk, nereye ayol?” Ömer’in işleri varmış da yoksa kalırlarmış. Ömer’i gelip bizim deliyi alıp götüreceği için öpmek geldi, içimden.
Gittiler!!Gerçekten gittiler.. Evimde kuşumla beraber, sakin yaşamıma dönüyorum. Biliyor musunuz tam 3 kilo almışım. Derhal sıkı rejim.. Taş kaynatacam taş. Yemek haram bana.
SEVGİYLE KALIN