MÜJDE ARTIK EVİMDE ERKEĞİM VAR
Ne zamandır, evde yalnızdım. Annemin ölümü, ardından köpeğimin ölümü. Evde esas şimdi yalnızlığın ne olduğunu bildim.
Köpeğim öleli, 1.5 ay oldu. Dün bana cep telefonuma mesaj geldi. Aptalın biri, köpeğim için, sözüm ona baş sağlığı diliyor.Ruhunun şeytana satıldığının en güzel örneklerinden birini yazmış. Kalbinin çirkinliğini, kelimelere dökmeye çalışmış.Ama beyninin balatasını sıyırdığı için, kafası boş dönüyor. Kendisi birde doktor. Emekli oldu da hastalar ve insanlık elinden kurtuldu.
Beni o değil feriştahı gelse üzüp, kızdıramaz. Ben o devreleri atlatalı yıllar oldu. Onlar ve tayfaları, kedi uzanamadığı ciğere mundar hesabındalar. Şimdilik o doktorun ismi bende saklı. Fakat üstüme gelirlerse, gazete ve TV de rezil ederim. Sakın benle dans etmesinler. Başları döner, kıç üstü otururlar. Bu son ihtarım, akıllarını ( eğer varsa tabii) başlarına alsınlar. Zaten savcılıkta kayıtları var, eski mesajlardan dolayı. Bir elime alırsam, Allah ya onlara, ya bana.
Neyse! Hadsizlerin arada sırada tımar edip, hadlerini bildirmek lazım ki! Meydan onların sanmasınlar.
Gelelim erkeğime! Evde televizyon, gazete, sessizlik. Bana göre değil. Çenem işlemeli, hayatımda devamlı aksiyon olmalı, monotonluk sıkar. Bizim Meral’ de gidince iyice sessizleşeceğim. ( daha da gitmeye niyeti yok) Tekrar köpek almayı düşünmedim. Doğurmuş gibi evlat yerine koyuyorum.Ölünce de deli danalar gibi böğürüyorum.
Meral’le gezerken, bir dükkana girdik. Hemen bende ampul yandı. KUŞ almalıydım. Evet, evet!! En iyisi kuş.
Yallah! Kuşçu dükkanına!.. Neler lazımsa: kafes, oyuncak, yemleri, ishal ilacına kadar hepsini aldım. Nasıl seviniyorum, Ben kuş olup, oradan oraya sekiyorum. En önemlisi de kuşu seçmek…Kafeste onca kuştan hankısı acep benim olacak ki.Şimdiye kadar devamlı dişi hayvan besledim.Nedense erkek bana cazip gelmemişti.
Kızımın da İstanbul’da muhabbet kuşu var. Meğer onların erkekleri konuşurmuş. Erkeklerin burun önü masmavi oluyor, dişilerinki beyaz. Kızım da erkek diye aldı, 3 yaşına geldi. Burnunun önü yarısı mavi, yarısı beyaz. Herhal eşcinsel kuş dedik. Kuşçu doğruladı( bodrumdaki). Biz eşcinsellerden kaçarken kuş da eşcinsel çıktı.
Kuşların içinde bakarken! Bir tanesi elime kondu. Tüyleri mavi beyaz, nasıl güzel bir muhabbet kuşu. Sordum erkekmiş. İşte bu benim olmalı, kendi beni seçti dedim. Birlikte eve geldik. Kafesini baş köşeye koydum. Bütün çeyizlerini de yerleştirdim.
Şimdi evine, bana alışmasını bekleyeceğim. Zaten sevgi, şefkat, ilgi, manyağı olduğum için, kuşuma da bunları bol bol vereceğim. Konuştururum onu hem de nasıl.
Kuşumun ismi İBİŞ. Ben çok küçükken annemler beni ibiş diye severlermiş. Yani şeker bir çocukmuşum.( şimdi hala öyleyim ya!!) Anacımın anısına İBİŞ dedim kuşuma.
Hamd olsun yıllardan sonra evimin içinde çok sevdiğim erkeğim var. İnşallah uzun yılları beraber yaşarız.
Hoş geldin evime! Bana arkadaş, sevgi, dostluk vereceksin. Hayatımın yegane erkeki İbiş’im canım benim, hoş geldin.
SEVGİYLE KALIN
Köpeğim öleli, 1.5 ay oldu. Dün bana cep telefonuma mesaj geldi. Aptalın biri, köpeğim için, sözüm ona baş sağlığı diliyor.Ruhunun şeytana satıldığının en güzel örneklerinden birini yazmış. Kalbinin çirkinliğini, kelimelere dökmeye çalışmış.Ama beyninin balatasını sıyırdığı için, kafası boş dönüyor. Kendisi birde doktor. Emekli oldu da hastalar ve insanlık elinden kurtuldu.
Beni o değil feriştahı gelse üzüp, kızdıramaz. Ben o devreleri atlatalı yıllar oldu. Onlar ve tayfaları, kedi uzanamadığı ciğere mundar hesabındalar. Şimdilik o doktorun ismi bende saklı. Fakat üstüme gelirlerse, gazete ve TV de rezil ederim. Sakın benle dans etmesinler. Başları döner, kıç üstü otururlar. Bu son ihtarım, akıllarını ( eğer varsa tabii) başlarına alsınlar. Zaten savcılıkta kayıtları var, eski mesajlardan dolayı. Bir elime alırsam, Allah ya onlara, ya bana.
Neyse! Hadsizlerin arada sırada tımar edip, hadlerini bildirmek lazım ki! Meydan onların sanmasınlar.
Gelelim erkeğime! Evde televizyon, gazete, sessizlik. Bana göre değil. Çenem işlemeli, hayatımda devamlı aksiyon olmalı, monotonluk sıkar. Bizim Meral’ de gidince iyice sessizleşeceğim. ( daha da gitmeye niyeti yok) Tekrar köpek almayı düşünmedim. Doğurmuş gibi evlat yerine koyuyorum.Ölünce de deli danalar gibi böğürüyorum.
Meral’le gezerken, bir dükkana girdik. Hemen bende ampul yandı. KUŞ almalıydım. Evet, evet!! En iyisi kuş.
Yallah! Kuşçu dükkanına!.. Neler lazımsa: kafes, oyuncak, yemleri, ishal ilacına kadar hepsini aldım. Nasıl seviniyorum, Ben kuş olup, oradan oraya sekiyorum. En önemlisi de kuşu seçmek…Kafeste onca kuştan hankısı acep benim olacak ki.Şimdiye kadar devamlı dişi hayvan besledim.Nedense erkek bana cazip gelmemişti.
Kızımın da İstanbul’da muhabbet kuşu var. Meğer onların erkekleri konuşurmuş. Erkeklerin burun önü masmavi oluyor, dişilerinki beyaz. Kızım da erkek diye aldı, 3 yaşına geldi. Burnunun önü yarısı mavi, yarısı beyaz. Herhal eşcinsel kuş dedik. Kuşçu doğruladı( bodrumdaki). Biz eşcinsellerden kaçarken kuş da eşcinsel çıktı.
Kuşların içinde bakarken! Bir tanesi elime kondu. Tüyleri mavi beyaz, nasıl güzel bir muhabbet kuşu. Sordum erkekmiş. İşte bu benim olmalı, kendi beni seçti dedim. Birlikte eve geldik. Kafesini baş köşeye koydum. Bütün çeyizlerini de yerleştirdim.
Şimdi evine, bana alışmasını bekleyeceğim. Zaten sevgi, şefkat, ilgi, manyağı olduğum için, kuşuma da bunları bol bol vereceğim. Konuştururum onu hem de nasıl.
Kuşumun ismi İBİŞ. Ben çok küçükken annemler beni ibiş diye severlermiş. Yani şeker bir çocukmuşum.( şimdi hala öyleyim ya!!) Anacımın anısına İBİŞ dedim kuşuma.
Hamd olsun yıllardan sonra evimin içinde çok sevdiğim erkeğim var. İnşallah uzun yılları beraber yaşarız.
Hoş geldin evime! Bana arkadaş, sevgi, dostluk vereceksin. Hayatımın yegane erkeki İbiş’im canım benim, hoş geldin.
SEVGİYLE KALIN