Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Cuma, Aralık 03, 2004

İLDEN İLE SEYAHAT MACERALARI

Şükürler olsun Konya, Ankara derken İstanbul’a geldim. Televizyonların söylediğine inanmayın. İstanbul’da kar filan yok, hava soğuk ama günlük güneşlik. Mesela bu gün Bostancı’dan taaa!.. Sarıyer’e gittik. Millet yollarda, sahillerde balık tutuyordu. Sarıyer böreği aldık, Telli babaya gittim. Orayı pek severim, hem manzarası güzel hem de sürüyle gelinleri seyret. Çayla böreği yerken gelin toto oynadık. Her arabadan inen çifte bakıyoruz, güzelliklerine göre ‘tüh!.. geline yazık olmuş, tüh!..damada yazık olmuş’ diyoruz. (Ne fenayız içimiz fesat, bize kısmet yok diye kıskanıyoruz)

Artık seyahatten sıkıldım. Evime Bodrum’a dönüyorum. Seyahat dedim de, benim çoğu otobüs yolculuğum maceralıdır. Nasıl mı? Örnek 1

Bodrum’dan İstanbul’a giderken yerim şoför arkası. Önümde bardak koymak için deliği olan masa var. Host “ne içersiniz” “çay” sıcak sulu bardağı, masanın deliğine koymasıyla sıcak su bacağıma döküldü. Meğer deliğin lastiği yokmuş. “Yandım!.Anam!..” çocuk şaşkınlıkla buz gibi suyu bacağıma döktü.”dondum!..” çocuk hepten şaşırdı, gazetelerle geldi,”Abla özür dilerim,gazeteleri bacağının içine yerleştir kurusun” Ben pantolonuma gazeteleri tıkıştırdım, gidiyoruz. Çay molası verince çocuk “Abla inmene yardım edeyim” O otobüsün dışında, ben basamakta tam elimden tuttu haydi yallah!.. ben çocuğun üstüne upuzun düştüm. Bilirsiniz mola yerlerinde otobüsleri yıkarlar.yerler hep ıslaktır. Çocuğun saçından ayağına kadar sırtı sırılsıklam oldu. Bu sefer onun sırtına pantolonun içine gazeteler kondu. Şoför yolda kaloriferi cayır cayır yakıyor, biz kuruyalım diye.Yolcular Yandııııık!... feryat ediyor.Neyse İstanbul’a yaklaşırken son kahvaltı molası verildi. Biz çocukla beraber içimizdeki gazeteleri çıkarmakla meşguldük. Bir de baktık ki öteki otobüs yolcuları birikmiş, şaşkınlıkla bizi seyrediyor. Utancımızdan ikimizde ayrı yerlere kaçtık. Artık hakkımızda ne düşündüler bilmiyorum. En ilginci Sanki benim suçum varmış gibi, şoför “Abla sen bir daha şoför arkası bilet alma, bizi çok meşgul ettin” Yorum yok… Örnek 2

Antalya’dan bindim.Önümde bir çift var, bir de 3-4 aylık bebek. Adam tam önümde koridor da oturuyor. Gidiyoruz, otobüs ışıkları söndürmüş, yolcuların çoğu uyuyor. Ben yolda pek uyuyamam, baktım bebek ağlıyor, annesi meme verdi, bebek sustu, uyudu. Adam başladı kadını yandan dövmeye “vay niye memeni tam örtmedin” Zavallı kadın iyice büzüldü, hiç sesini çıkarmıyor. Bana gelenler geldi. Yerimden kalktım, adamın arkasından yermisin, yemezmisin “kadına niye vuruyorsun? Sıkıysa beni dövsene.El kadar çocukla seyahat ediyorsun, tabi ki annesi meme verecek, yolcular uyuyor farkında değillerdi. Şimdi ben seni dövünce hepsinin haberi oldu. Yolculuk bitene kadar gözüm üstünde, anneye fiske vur seni otobüsten atarım. Kadıncağız minnet dolu yüzle ama şaşkınlıkla bana bakıyor. Hep adam dayağı yedim oh oldu ilk defa benim herifimi dövdüler, diye gizli bir sevinç sezinledim.

Otobüsün ışıkları yandı yolcular önce meseleyi anlayamadılar, sonra bana hak verdiler. Onlarda söylendi.Yolculuk başka vukuat olmadan bitti.

Bir başka yazımda yine yolculuk maceralarımı anlatırım yerim bitti.



SEVGİYLE KALIN