Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Pazar, Kasım 14, 2004

ŞU TAKSİLER BİR ALEM

İstanbul’da arabanla trafiğe çıksan bir mesele .Gideceğin yere 1-2 saatte varabiliyorsun. Park etmek büyük sorun. Sinir katsayımız BİNLE filan çarpılıyor.. Bir park yeri bulup arabayı tıkıştırıyorsun. Yürü Allah yürü!...Yağmur, çamur, araban nerde gideceğin yer nerde? Sonra ailecek karar verdik. TAKSİYLE seyahat edeceğiz.

TAKSİ !.... Hemen elini kaldırınca duruveren bir araç değil. Sen onları değil,onlar seni gideceğin yere göre seçecekler.Yok öyle zırt diye binivermek. Önce soruyor “Abla nereye?” “Nişantaşı’na” “Yok, ben dolapdere’ye gidiyorum,istersen seni oraya götüreyim” Ayol ne işim var dolapderede? Nerdeyse İYİ HAL KAĞIDI, SABIKA KAYDI isteyecek. Hadi bütün bunları aşarak binebildin. İşte o zaman film başlıyor.

Bir gün taksiye bindim.Şoför barut kesilmiş nokta koymadan konuşuyor:”Abla sana gelene kadar 3 müşteri aldım. 3-4 Milyonluk yere gidiyor, 20 milyon uzatıyor. Bozuğum yok, bayram günü yol kalabalık, trafik yoğun, ne yapayım mecburen “get len işine senlen mi uğraşayım. Hadi yürü get!”Diye para almıyorum. Böyle adamlar türemiş, tuttururlarsa bedava gidiyorlar.

Bir başka şoför, gençten bir çocuk .”Taksim’e “ gidiyoruz. Ben hep öne otururum. Arkaya binemem. Şoför başladı GAAARRK!... GUUURRRK!... geğirmeye .Bir sustum iki sustum,”Evladım! Niye suratıma doğru geğirip duruyorsun?” “Bak abla midem bulanıyor, şimdi kusarım şuraya . Sus ve otur” Ben eyvah şimdi üstüme kusacak diye “Aman oğlum kenara çek de ineyim”

Koskoca İstanbul’da binlerce taksi var. Bana komikler mi denk geldi bilemiyorum.

Bir başka taksiye tam bineceğim şoför”bagajınız varsa almam ona göre” demez mi? Şaşırdım.”yok kardeşim. BAGAJ takıntınız mı var?” “Ah!.. be abla!... Geçen gün 2 müşteri 4-5 büyük ambalajlı kutuları bagaja koydular.Oraya uğra, buraya uğra ,devamlı inip biniyorlar.Yine bir yerde durdurdular “bize 40 milyon ver paket alacağız, şirkete gidince hepsini patron verir” Eh , bagajları arkada ya parayı verdim.İkisi taşıyalım diye indiler. Gidiş o gidiş. Bekle, bekle! Taksimetre yazmış 29 milyon, 40 da verdim.Ümidimi kesip bagajdaki kutulara baktım ki hepsinin içinde çöp var. Zamanıma mı yanarsın benzine mi? Yoksa dolandırıldığına mı? Nasıl yandım. Burası İstanbul yüz bin çeşit insan var. Kusura bakma bagaj görünce kıllanıyorum.”

Bir de uyanık şoförler varmış.Sen 20 milyon veriyorsun.(Özellikle iş çıkışı ve yoğun saatlerde) evvelden 1 milyonu elinde hazır tutuyor, el çabukluğuyla 20’liği iç edip 1 milyon verdin diye müşteriye cazgırlık ederek taksi parasını tahsil ediyormuş.

Bazı taksicilerde arabayı kasisten kaçırır gibi slalom yaptırıp fazla para alıyormuş.En ilginci bir taksiye hanım müşteri binmiş, kocasının arabasını takip ettirmiş. Meğer kocasından şüpheleniyormuş. Kocası annesinin evine gidince rahatlayarak şoföre bol bahşiş vermiş.

Yazdıklarımın bazılarını şoför arkadaşlar anlattı. Bu şehri İstanbul’da şoförü dertli, yolcusu dertli. Hepsi sinir küpü olmuşlar. Özellikle taksiciler her türlü sorunlarla birer gezen stres abidesi. Bazen gülüyor, bazen de hak veriyorsun.

BODRUM’DAKİ SEVGİLİ TAKSİCİ ARKADAŞLARIM!....Sadece turizm mevsiminde 2-3 ay belli yolların tıkanmasına söyleniyorsunuz.En azından hepiniz duraklara bağlı çalıştığınız için İstanbul’daki yaşanan olaylar, şükürler olsun sizlere ulaşmadı. Şanslısınız Bodrum’umuzda daha güvenle çalışıyorsunuz. Hapçısı, gaspçısı, rezili veziri ile İstanbul koskoca risk taşıyor .Mutlaka sizlerinde bir çok sorunları vardır.Bana e-mail adresime yazarsanız, köşemde yer veririm.

Başta ÜÇ KUYULAR taksi olmak üzere Bodrum’daki bütün taksici arkadaşlarıma kazasız, bol kazançlı günler dilerim.



SEVGİYLE KALIN