Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Çarşamba, Kasım 10, 2004

ZURNANIN ZIRT DEDİĞİ

Haberlerde duydum, aklı evvel bir tamirci arabasına ilginç bir alarm sistemi kurmuş. Alarmını kurup gönül rahatlığıyla yatıyorsun. Hırsızlar arabaya yaklaşınca alarm konuşmaya başlıyor. “ Gelmeyin fena olur, Gelme dedim sanaaa!...” Eğer hırsız kapıyı açmaya çalışırsa ateş ediyor. Essahtan ateş etmiyor tabii. Efekt olarak ateş ediliyor gibi ses çıkarıyor. Hırsız da kaçıyor. Ne iyi değil mi?

Ben bu konuşan arabayı çok sevdim. Bir zamanlar kara şimşek dizisinin akıllı arabası gibi. Şimdi bu konuşan arabayı bizim şartlarımıza uyarladım, bakalım neler diyecek.

“Şoför sahibim önümde bir çok derin çukurlar var, dikkat et! Hiçbir uyarı levhası da koymamışlar. Yolları kazmışlar, trafik arapsaçı, sinirlenmeden bekle. Klakson çalıp durma başım şişiyor. Yaya geçidi var, yavaşla, yayalara yol versene. AMAN HAA! Bak yine kırmızıda geçtin. Dikkat etsene sürat yapma kaza olacak, kaportam bozulacak. Bak! bak! bak! içki mi içtin sen? Bari beni kullanma taksiye bin kardeşim. Ben canımı fabrikada buldum sokakta değil. Daaaaa!... Diiiii!... Daaaa!...Diiiii!. Sağa geç çabuk sağa, belli ki ya ambulans ya itfaiye geçiyor. Yol verseneee!...

Ah!.. Şoförüm ah. Bak yine yaptın. Sigara tablasını yola boşalttın, yediklerini camdan dışarı attın. Beni park edince o kirlettiğin yollarda sen yürüyeceksin ben değil.

Kolunu sonuna kadar dışarı çıkarma, sinyalim var benim. Beni yapan fabrika her türlü aksamımı yaptı. Onları yerinde ve doğru kullan.

Hey! Hem senin hem arabadakilerin emniyet kemeri takılı değil. Biz arabalar sizin güvenliğinizi düşünüyoruz da sizler kendi hayatınızı düşünüp, bunlara önem vermiyorsunuz.

Sevgili şoförüm aslında beni bu kadar geveze programlamamışlardı. Sizlerin yaptıkları ve yolların durumu beni program dışı çileden çıkarıyor. Her şeye karışır oldum. Sistemim alt üst oldu.

Dur!... Dur!... Kızma bana yaaa. Haksız mıyım? Yavaşla bak küsüşürüz. Aman dikkat KÜÜÜÜT! CRASH!.. İşte kaza oldu. Allah’tan senin fazla bir yaran yok. Geçmiş olsun. Benim kaportam ağır yaralandı. Yazık oldu ilişkimize. “ELVEDA!... ELVE…. EL (ÖLDÜM)”

Böyle bir arabanız olsun ister misiniz? O ki, insanların yaptığı bir makine. Biz insanlara tanrı akıl vermiş bunu bilgilerle donatmışız. En akıllı yaratık biziz. Bu kadar geveze bir arabayı konuşturmamak elimizde. Hem özel alarma avuç dolusu para vermeyiz, hem de kesemizle aile bütçesine katkımız olur.

Sevgili okurlarım, umarım hiç konuşmayan vasıtalarla yolculuk yaparsınız.



SEVGİYLE KALIN