Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Pazartesi, Ekim 01, 2007

RAMAZAN BİTİYOR,ANCAK KUTLUYORUM

Koskoca yaz nasıl geldi geçti. Anlayan varsa beri gelsin. 5 ay kızım ve torunum geldi gitti. Ayın 20 günü burada, 10 günü İstanbul’da. Ece (artık millet ezberledi. Torunumun adı oluyor.) mayıstan eylüle kadar 10 defa uçakla seyahat etti. Canısı babası, onu yazlıkta bol denize girsin, iştahı açılsın, mamalar yesin ki! Bu ayrı sorun. Meyve ve sebzeyi yemiyor. Hele domates! Ağzına sürmüyor. Hamur işi, et, pilav, makarna… Sevdikleri bunlar. Her şeyi iyi hoş da yemek yedirmek için aklınıza gelen ne türlü numara varsa yapıyoruz. Öyle ki! Denize girdiğimiz plajın personelini özellikle aşçısını, tencere kapaklarıyla bando yaptık. Nasıl gürültü anlatamam. Selamsızlar bandosu onların yanında filarmoni orkestrası gibi kalırdı. Ece yine de yemedi ama çok eğlendi.

Ecoş geldiğinde emeklemeyi bile beceremiyordu. Kuşum aşkım ona önce emeklemeyi öğretti. Atıyorum sanmayın. Yerde kuş yürüyor, o gidiyor. Sonraları da yürümeyi öğretti. Hoş bunun karşılığında Ece kuşun boynundan yakalayıp halıya 3-4 kere vurdu. Eyvah zavallı kuşum beyin kanamasından gidecek derken, o da alıştı.

Hele bir gün kuşun kafesinden tutup yere indirdi. Kafes ecenin kafasına düştü. İkisi de çok korktu. Tabi ki sular yemler etrafa saçıldı. Ece yemleri ağzına atmaya başladı. Biz anasıyla koşuştuk. Panik olan bizlerdik. Kuş Ece’nin tepesine kondu. Cırlak sesle “ECEEEEE! ECEEEEE!” diye feryatlandı. Bizimki de kahkaha atarak ellerini çırptı.

Kızdığımız insanlara “kuş beyinli “deriz. Hiç alakası yok. Valla! Bizden akıllılar. 1 kere Ecenin çocuk olduğunu anladı. Onunla resmen oyun oynadı. Kızın bezi değişirken yerinde durmadığı için, kuşum alnına konuyor ve onu oyalıyor. Görmeniz lazım. Kameraya çektik. İnanmayanlara belge olsun diye saklıyoruz.

Torun yürümeye başlayınca evin şekli değişti. Her eşya tepelerde, her şeyim karmankarışık. Olsun. Canı sağ olsun. Yavaş yavaş konuşmaya da başladı. Tadından yemelik oldu.

Bütün yaz sezonunda, gelen gidenlerden telef oldum. Hele bir arkadaşım beni çok gerdi. Hiç 1 şeyden memnun olmadı. Acıların kadınını oynadı. İçime darallar geldi. Allah’tan bende kalmadı. Artık mutsuz insanları çekemiyorum. Hepimizin ne dertleri var da oturup saç baş yolmuyoruz. Zaman içinde sorunlar çözülüyor veya çözülemiyor. Onun için peşinen ahhh! Vaaah’ etmek yersiz.

Yaş kemale erince ( bu lafa da sinir oluyorum. Gönlüm hala deli fişek.) yeni sloganlar buldum. “farım açık, yolum açık…” sekretin de faydası mı oldu bilmem.

Bu sene sezon erken bitti. Buralar bize kaldı. Sarı yaz başladı. Hava limonata gibi, deniz bardaktaki su gibi. Sahillerde pek kimse yok. Tam kafa dinleme zamanı.

Kızım evine kesin dönüş yapınca, kendi eski yaşantıma döndüm. Hemen uykularım öğlen 12 yi buldu. Geceleri de okuyabiliyorum. Uykucu turşucu özüm yine yatay vaziyetine geçmiş bulunmakta.

Bu arada mübarek ramazan da geldi. Oruç tutanlar için davul çalınınca keyif alıyorum. Ben tutamıyorum. Bütün iç organlarım açlıkta ters sinyal veriyor. Sevgili doktorum da orucu kesinlikle yasakladı. Her ne kadar tutamasam da top zamanını bekliyorum. Pideye bayılıyorum. 1 de hiç aklım ermez. Sadece ramazan zamanında güllaç satarlar. Yahu bu tatlı sadece ramazanda mı yenir? Mesela ben onu deli gibi severim. Diğer zamanlarlarda büyük marketler dahil ara ki bulasın?

Şöööööle bol sütlü, arasında Antep fıstığı, üzerine nar taneleri, gül suyu dökülmüş ağzımıza layık güllaç olsa da yesek. Valla daha yazarken ağzım sulandı.

Geçmiş yılın birinde ramazan zamanı bolca alıp stok yapmıştım. Lakin bayatlamıştı. O tadı yakalayamadım. Sevgili güllaç üreten kardeşlerim! Şunu her zaman yapın yaaaaa! Benim gibi sevdalıları alır.

Tam iftar zamanı oluyor ya! Her evde koşturma, çorba dumanları tütüyor. Topu bekleme, kalabalıkla oruç açma. Ne keyif… Evde yalnız olunca yemeğimi o sofraları hayal ederek yiyorum. (burada acındırak yapmış bulunuyorum. Yani demek istiyorum ki! Beni iftara davet edin yafuuu!)

Aha da bayram yaklaşıyor. Hoş bana her gün bayram da, canım seyahat istiyor. Tatil özledim.

Bana şımarık demeyin. Yaşadığım yer ayrı, tatil ayrı. Bakalım erenlerin sağı solu belli olmaz. Kafam eserse 4-5 gün bi yerler kaçarım.

Canlarım hepinizin ramazanını kutluyorum. Hava sıcakladı. Denizde çimmeye gidiyorum. Öpüldünüz efeeeeeeeeem!

SEVGİYLE KALIN