Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Cuma, Aralık 08, 2006

MAİLLERİNİZİ İHMAL ETMİYORUM

Artık uzun aralarla yazı yazdığımdan şikayet ediyorsunuz. Çok hemi de çok haklısınız. Üstünüze afiyet benim nazik vücidimi, taaa! En küçük hücrelerime kadar bir atalet, tembellik, uyuşukluk, miskinlik, mıy mıylık ve hepiciği birden sardı. Bunun en ufak özrü bilem olamaz. Ne kadar sitem etseniz, kızsanız hepiciğini hak ettim.

Hadi yazın doğum, bebiş dedim salladım. Eeeee! Evime geldim. Bu sefer de adaptasyon bozukluğu dedim ki! O bozukluğum geçici değil. Devamlı hiçbir şeye konsantre olamıyorum. Her yaptığım işleri yarım yamalak yapıyorum. Şimdi konserimiz var diye devamlı provalardayım. Kış geceleri başladı. Bizde soba keyifleri başladı. Kestanesini, patatesini kapan geliyor. Kuzinemi yakıyoruz. Kestane kebap, fırında patates, kek, börek şeklinde midemizi şişirip duruyoruz.

Şu anda dışarıda nasıl güzel şakır yağmur var. hava limonata gibi. Bu lafıda hiç anlamam. Neden limonata ayol? 2 bardak buz gibi içersin. Serinlersin de şekerli olunca için bayılır yaaa! Susarsın kardeşim! Su gibisi var mı? Yani hava ılık, yağmur harika, sobam yanıyor, sizlerle beraberim.. daha ne ossuun?

Canlarım!... beni taa! Germeniden , Kanada’dan, her yerden mail yağmuruna tutuyorsunuz. Nasıl mutlu oluyorum. demek ki, tiryakilerim bayağı var… mesela Almanya’nın Münih’inden yazan Selami kardeşim öylesine şirin sitem etmiş ki! “bizler sizin enerjinizden taşan yaşama sevincini, hiç görmediğimiz Bodrum hakkındaki bilgileri, her olayda sevmenin ne kadar önemli olduğunu sizin yazılarınızdan okuyorduk. Bayağı moralimiz düzeliyordu.” Vs vs… “bak Selami kardeşim ve aile efradı! Öyle güzel yazın için sağol, emme bende sizler gibi yaşayan hatunum. Bazen dediğim gibi yazılarım aksıyor. Parayla yazdırsalar mecbur olurum. (deeeermiiiişiiiim) size söz veriyorum; artık ihmal etmeden yazmaya çalışacağım.

Alamanyanın başka şehri Dusseldorf’da yaşayan Canan kardeşim de orada sabahın köründen çalışmaya başlıyormuş. Neden ben hep keyif içinde yaşıyormuşum? Peeeh! Sen öyle san… bende gençkene senelerdir öğretmenlik yaparkene sabah güneş doğmadan yollara düşerdim. Az çile çekmedim. 30 yıl nelerle savaş verip vazife yaptım. Şimdi emekliliğin keyfini çıkarıyorum ne olur çok görmeyin. Sende anladığım kadarıyla daha gençsin. Çalış ki! Emeklilikte keyfini sür. Haaaa! En önemlisi ne bilin mii? Şartlar ne olursa olsun, sağlıklı olup ekmeğini kazanabilmek. Şimdi Canan kardeşim! Sen de her zaman mutlu ol.

Kanada’da yaşayan engin ve ailesi. Oraya çok yıllar evvel göçmen gitmişler. Vatan hasreti ne demek orda yaşayınca bilmişler. Benimle canım yurdumun çeşitli yerlerini geziyorlarmış. (sankim seyyah oldum şu alemi gezerim.) tamam kardeşim. Sen beni Kanada’da gezdir. Ben de seni burada gezdireyim. Ne zamandır seyahate gitmemiştim. Bana gel deyin, anında zıplarım.

Canım yurdumun çeşitli yerlerinden yazan okurlarım. (bu da taverna gibi, Hande, Gamze, Lale, yenimahalleden tüm mahalle gibi oldu.) siz bana yazmaya devam edin. Beni motive ediyorsunuz. Kızanları da hoş karşılıyorum. Herkes sevecek diye bir kaide yok. Zaten hepinizi memnun edemem.

Yine kızacaksınız ama bu aralar yine çok yoğunum. 24 aralıkta Bodrum’da konserimiz var. Zeki Müren anısına vereceğiz. Sıkı çalışıyoruz. O bitecek, ocak ortasında tekrar konser var. bir de sene sonu haziran ayında kalede konser var. devamlı çalışmalar sürecek. Bu arada torunumu özlerim. Gider 2-3 gün görüp gelirim. Arkadaşlarımla her an bir yerlere kaçabiliriz. Lakiiiiin! Artık söz bu kadar uzun ara vermeyeceğim. Sizleri çatlak yaşamımdan haberdar edeceğim. Beni özlemeye devam edin anacım!

SEVGİYLE KALIN