Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Cumartesi, Aralık 24, 2005

ADAM ADAM GÖSTERİSİ

Size söz vermiştim. Bir kadın uyanıyor gösterisinden sonra, erkeklere yönelik gösteriyi yazacağım diye sözümü tuttum ammmaaaa! Gelinde bir de bana sorun. Malum biz kadınlar olarak onları içimize almamıştık. Onlarda bizi almadılar.

23- aralık günü saat 20 de başlayacak gösteri için, Marmara kolejine erkenden damladım. Oyunu yine Boğaziçi ekibi kurgulamış. Tek kişilik oyunu NURİ GÖKAŞAN oynuyor.Hemi de yöneten, yazan hepsi kendi.

Oyunu seyredebilmek için, yapmadığım şirinlik, arsızlık, pişkinlik kalmadı. Sonunda onları yıldırdım. Salonun en arkasından, kapı girişinden kendimi errkekklere göstermeden seyretmeme izin verdiler. Yuppiii! Azimle ( saçan, burası yanlış maksuz yazıldı) toprağı delermiş.

Oyun başladı: Kendilerini nasıl savunuyorlar. Meğer biz hatunlardan çok bizarlarmış. Daha doğumdan itibaren anne baskısı hayatlarına kadın olarak girmiş. Okul yaşamında kadın öğretmen kaprisi ve baskısı. İlk kızları tanıma yaşlarında, onların erkeklere neler çektirdiği, Flört devresinde, hep erkekler özverili oluyormuş. Kızların beklentileri farklıymış. Naz, niyaz eden kadınlarımızmış. Evlilikte olay daha fecileşiyor. İlk günler geçince, karıları kendine ihtimam göstermiyorlar, bakımsız oluyorlarmış. Evliliği garanti görüp, her türlü lüksleri için sınırsız para harcıyorlar. Bunda da kendilerine göre haklı görüyorlarmış.

Aldatma konusu abartılıyormuş. Onların genlerinde varmış. (bizim genlerden ne haber? Tek taraflı mı oluyor? Gen olayı?) Erkeler aldatmıyor da çeşni diye bakıyorlarmış. Bazen iş icabı, bazen de (kendi) icabı için hatunlara gidilebilirmiş. Onu da iten karılarıymış.( bu tabirden nefret ediyorum. Daha kibar olunabilir) keşke hep erkeklerin evdeki hanımları bakımlı, erkeğine bağlı, hizmet eden, anlayışlı olsalar, onlar da dışarı gitmezmiş. En büyük etken de, yatakta başım ağrıyor numarasıymış.

Bayanları anlamak için filozof bile olsalar yetmezmiş. Konuşmayı, ağlamayı, sorun yaratmayı, ilke edinmişler.

Daha neler neler! Ne kadar tarafsız seyredeyim desem de olamadım. Hatta bir ara kalkıp, sahneye yürümeyi ve onun fikirlerini çürütmek için cırlamayı düşündüm. Aferin uslu kız olup, olay yaratmadan paşa paşa evine döndün. Diye kendimi tebrik ettin

Bakın beyleeer! Bizler olmasak siz kimlerle uğraşırsınız? Kadın olmak ayrıcalıktır. Kendimize daima yeteriz. Ayaklarımız üstünde dimdik dururuz. Size tanınan hakları, kendiniz icat etmişiniz. Aynı haklar bize olsa, çıldırıyorsunuz. Tuuu! Kaka! Diyorsunuz. Kadınlar, bütün dünyada aynı. Ezilenler, dayak yiyenler, aldatılanlar, sokağa atılanlar hep kadınlar. Güç sizde zannediyorsunuz. Erkek olmanın üstünlüğü sizi kadınları ezme, kullanma, aşağılama hakkı veriyor sanıyorsunuz. Çok yanılıyorsunuz çoooook!

Gerçek olan en önemli faktör ne? İki cins de birbirine muhtaç. Birbirini tamamlayan yaşamı güzel kılan, kadın erkek işbirliği. Ne biz sizsiz, ne de siz bizsiz yapabilirsiniz. Gelin karşılıklı kavga etmeden, birbirimizi sevelim, sayalım. Beraber yaşamın tadını çıkaralım, beyleeeeerrrr!

SEVGİYLE KALIN