YILLARIMIZDAN KORKUYOR MU, YOKSA SEVİYOR MUYUZ ?
Dün bir arkadaşım geldi. Erkek arkadaşından ayrılmış, ölmek istiyormuş. Uyku sersemi anlama katsayım henüz yükselmemiş, çay içip ayılmamışım. Yataktan zorla kaldırılıp, direk ağlayan, söylenen bir yüzle karşılaşmak.. Güzin ablayım ya! kimin ne derdi varsa, zaman ve yer mühim değil bendeler.
Canım arkadaşım B… anlattı da anlattı. Bende bir sabır. Rutin işlerimi yapıyorum. B. peşimde, vır vır da vır.. Bu arada ağlama, gürültülü burun silme, adama beddualar etme. Üst üste sigara içiyor. Ben bırakalı ( 6- kasımda) nerdeyse 2 ay oluyor. Ev ayı ini gibi oldu. Camları açıp havalandırıyorum. Kış günü popom donuyor. Adam devamlı bizim kıza seni çok seviyorum dermiş. Bir türlü ilişkilerine isim koymuyormuş. Hep fedakarlığı bizim kız yapıyormuş. Yetermiş! Daha neler, neler! Çantasından büyük rakı çıkardı. Saat 15’de içmeye başladı. Benden paso, şişeyi görünce içim bulandı. İçtikçe dertlendi. Derlendikçe içti. Akşamın 6’sında sızdı kaldı.
Aslında B. nin iyi bir işi var, çocuğu hayatını kurmuş ve de mutlu. Ekonomisi düzgün, eh! Güzel kadın. Neymiş efendim? Bu adama zırıl aşık olmuş. Şimdiye kadar eski kocasını bile böyle sevmemiş. Mutlu olmak istiyormuş. Yılları boşa geçmiş. Miş miş, miş.. Hayatını miş’ler ve keşke’ler üzerine kurmuş.
B. uyuyunca rahat nefes aldım. Koca günümü aldı. Hem kızdım, hem üzüldüm. O horultularla uyurken, beni duyguların karmaşasına attı. Koskoca hayatı bir tek sevgiye adamak, ne kadar doğruydu?
Hayatımızın keşkeleri fazlaysa zaten baştan kayıbız. Ne istediğimizi bilmeliyiz. Sadece karşı cinsi sevmek, mutluluk nedeni olabilir miydi?
Kendi hayatıma baktım. Sevgi kadınıyım. Mutsuz evlilik, harika 6 yıl süren ve biten büyük aşk. Harika hayırlı kız evlat, onun mutlu evliliği. İstediğim yerde yaşamak, … Peki ben mutlu muyum? EVET!! İkili ilişkileri(erkek olarak) beceremiyorum. Son derece değer verdiğim için, vermenin sınırını bilemediğim için, geyşa ruhlu olup saygı duyduğum için, adamlar şımarıyor. O defteri kapatalı yıllar oldu. Eeeee! Şimdi sevgisiz mi yaşamalıyım? Yooooo! Aksine daha sevgi doluyum. İnsanları, hayvanları, doğayı, yani otu, börtü, böceği, ne varsa seviyorum. Yaşamayı seviyorum. Hayır demeyi öğrendiğim için beni üzemiyorlar. Mutluluk öyle süregelen bir olgu değil ki anlık bile olsa keyfini çıkarıyorum. Bardağın boş kısmına dövüneceğime, dolu kısmına seviniyorum. Hayattan keyif almak o kadar basit ki! Sadece bakmak değil görmek de çok önemli. Denizin kıpırtısı, böceğin yemeğini yuvasına götürüşü, sağlıkla yemek, sağlıkla tuvalete gitmek, nefes alıp gülümsemek, en önemlisi SEVMEK..
Sevgiyle kazanılmayacak hiçbir şey yok. Geçmiş yıllardaki mutsuzluklar bile bize yüzümüze çizgi olarak iz bırakır. Ağaran saçlar, kırışan göz çevresi, yaşanmış hayatın belgesi. Su gibi akan yıllar bizden yaşadığımız deneyimleri, olgunluk olarak geri veriyor. Sevmek öyle keyifli ki! Deneyin de görün. Yaşadığımız yıllardan korkmayın, sevin onları. Yeni heyecanlar verecektir. Yaşamak çok keyifli. Sevin canlarım. İnan pişman olmazsınız.
SEVGİYLE KALIN
Canım arkadaşım B… anlattı da anlattı. Bende bir sabır. Rutin işlerimi yapıyorum. B. peşimde, vır vır da vır.. Bu arada ağlama, gürültülü burun silme, adama beddualar etme. Üst üste sigara içiyor. Ben bırakalı ( 6- kasımda) nerdeyse 2 ay oluyor. Ev ayı ini gibi oldu. Camları açıp havalandırıyorum. Kış günü popom donuyor. Adam devamlı bizim kıza seni çok seviyorum dermiş. Bir türlü ilişkilerine isim koymuyormuş. Hep fedakarlığı bizim kız yapıyormuş. Yetermiş! Daha neler, neler! Çantasından büyük rakı çıkardı. Saat 15’de içmeye başladı. Benden paso, şişeyi görünce içim bulandı. İçtikçe dertlendi. Derlendikçe içti. Akşamın 6’sında sızdı kaldı.
Aslında B. nin iyi bir işi var, çocuğu hayatını kurmuş ve de mutlu. Ekonomisi düzgün, eh! Güzel kadın. Neymiş efendim? Bu adama zırıl aşık olmuş. Şimdiye kadar eski kocasını bile böyle sevmemiş. Mutlu olmak istiyormuş. Yılları boşa geçmiş. Miş miş, miş.. Hayatını miş’ler ve keşke’ler üzerine kurmuş.
B. uyuyunca rahat nefes aldım. Koca günümü aldı. Hem kızdım, hem üzüldüm. O horultularla uyurken, beni duyguların karmaşasına attı. Koskoca hayatı bir tek sevgiye adamak, ne kadar doğruydu?
Hayatımızın keşkeleri fazlaysa zaten baştan kayıbız. Ne istediğimizi bilmeliyiz. Sadece karşı cinsi sevmek, mutluluk nedeni olabilir miydi?
Kendi hayatıma baktım. Sevgi kadınıyım. Mutsuz evlilik, harika 6 yıl süren ve biten büyük aşk. Harika hayırlı kız evlat, onun mutlu evliliği. İstediğim yerde yaşamak, … Peki ben mutlu muyum? EVET!! İkili ilişkileri(erkek olarak) beceremiyorum. Son derece değer verdiğim için, vermenin sınırını bilemediğim için, geyşa ruhlu olup saygı duyduğum için, adamlar şımarıyor. O defteri kapatalı yıllar oldu. Eeeee! Şimdi sevgisiz mi yaşamalıyım? Yooooo! Aksine daha sevgi doluyum. İnsanları, hayvanları, doğayı, yani otu, börtü, böceği, ne varsa seviyorum. Yaşamayı seviyorum. Hayır demeyi öğrendiğim için beni üzemiyorlar. Mutluluk öyle süregelen bir olgu değil ki anlık bile olsa keyfini çıkarıyorum. Bardağın boş kısmına dövüneceğime, dolu kısmına seviniyorum. Hayattan keyif almak o kadar basit ki! Sadece bakmak değil görmek de çok önemli. Denizin kıpırtısı, böceğin yemeğini yuvasına götürüşü, sağlıkla yemek, sağlıkla tuvalete gitmek, nefes alıp gülümsemek, en önemlisi SEVMEK..
Sevgiyle kazanılmayacak hiçbir şey yok. Geçmiş yıllardaki mutsuzluklar bile bize yüzümüze çizgi olarak iz bırakır. Ağaran saçlar, kırışan göz çevresi, yaşanmış hayatın belgesi. Su gibi akan yıllar bizden yaşadığımız deneyimleri, olgunluk olarak geri veriyor. Sevmek öyle keyifli ki! Deneyin de görün. Yaşadığımız yıllardan korkmayın, sevin onları. Yeni heyecanlar verecektir. Yaşamak çok keyifli. Sevin canlarım. İnan pişman olmazsınız.
SEVGİYLE KALIN