Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Pazar, Aralık 04, 2005

PAZAR ÇILGINLIĞIM

Her Cuma burada yeme içme pazarı kurulur. Salı günleri de yaymacı pazarı dedikleri, giyecek pazarı kurulur. Ben Pazar kuşu olduğum için hepsini gezmeye bayılıyorum. Bir de seyahat ettiğimde ilk gittiğim yerlerden biri mutlaka pazarlardır. Tam meraklı böcek olarak, hepsini keyifle incelerim.

Evde yalnız yaşayan kadınım. Aldıklarıma bakarsanız,evli 2 çocuğum var. Oğlum evli, onun da 2 çocuğu var. ( hayale bakar mısınız? Torun tosbağ sahibi yaşlı neneyim) basit hesapla evde 7 kişi yaşıyor ettim. Kalabalık ailelere özendiğim için, tek çocuğun garipliğini duydum.

Buralı arkadaşım bir türlü bana buranın yerel otlarını sevdiremedi. Her hafta vır vır vır başımın etini yiyor. Ben ağzımın tadını bilmiyormuşum? Sağlıklı ot ağırlıklı beslenmiyormuşum? Et obur olduğum için kanımda ne kadar zararlı madde varsa hepsi tavana vururmuş. Bildiğim sebzelerden vaz geçmiyordum. Yani bildiğiniz pırasa, ıspanak, karnabahar. Lahana sevmediğim için pek yüz vermem. Bir de kereviz. İşte bütün aldıklarım bunlarla kısıtlı. Her hafta dönüşümlü olarak sıraya koyup alırım.

Bu hafta gene peşime takıldı. Pazarda birbirimize bağıra çağıra, rezil olmamak için ne dediyse eyvallah dedim. Şimdi sıkı durun: neler aldırdı: isimleri bile kağıda yazdım hepsini ezberleyemem.

Gazyak, ilmik, hardal otu, turp otu, radika (burada hindibağ diyorlar), arap saçı, şevketi bostan (kenker diyorlar), sıra (anason kokuyor, çok sevdim), gelincik, kişkiş, labada, kuş yüreği, ebe gümeci (sarı papatya deniyor). Bir tek tanıdığım deniz böğrülcesi vardı. Onu da aldık.

Pazardaki esnaf beni tanıdığı için bir de torpil yapıp bol kepçe koyuyorlar. Pazar arabam tıka basa ot doldu. Öteki alacaklarıma yer yok. Bu hafta devamlı ot yiyeceğim için ya yeşeririm, ya da inekler gibi mööööö! Diye çayırlara çıkarım.

İşin ilginç tarafı bütün otlar birbirine karıştı. Ne nedir? Nasıl yenir? Hiçbir bilgim yok. Arkadaş gazına gelip alırsan böyle olur. Eve geldim. Arabayı bir boşalttım kiiii! Aman tanrııım! Ben 1 yıl yesem (abartmaya bak) bitiremem. Bütün mutfağım yeşerdi. Arkadaşım da beni öylece bırakıp gitti. Ben otlara bakıyorum, onlar bana bakıyor.

Bunların bazıları salata oluyormuş. Bazılarının karışımından börek yapılırmış. Bazıları da yemek ve dolması olurmuş. Hadi bakalım 15 bilinmeyenli denklem. Kim nasıl pişecek de yenecek? Telefon ediyorum bana yaprak çeşidine göre tarif ediyor. Bakıyorum dediğine benzer en az 3 çeşit var. E kızım! Ben sana ne deyim? Çılgın gibi ot aldırdın, bari pişmesini de öğretsen yaaaa!

Şimdilik otlarım masanın üstünde ve buz dolabında duruyor. Ben yemek olarak kahvaltı yapıyorum. Yarın onu elime geçireceğim. İntikamım korkunç olacak. Bütün otları pişirip, yerleştirmeden gitmek yok. Kötü emellerim var. Evde rehin bırakmayı düşünüyorum.



SEVGİYLE KALIN