SİGARAYI BIRAKTIM, BAŞIM GÖĞE ERDİ
Sağlıklı yaşam diye diye, başımızın etini yediler. Milletçe diyetisyen kesildik. Kime rastladıysam kendi rejimi ve sağlıklı beslenmesi doğruymuş gibi, hemen ahkam kesiyorlar. Tamam kardeşim! Anladık! Hepiniz sağlıklısınız, bir tek ben sağlıksız yaşıyorum. Ne kadar zararlı şeyler varsa ben yiyip içiyorum. Şarküteri gıda bende, kırmızı et bende, deniz ürünleri bende, içki sigara bende. Anlayacağınız katli vacip olan günahkar kulunuz S.Ö
Mehmet Öz’ün kitabını kupon biriktirip almıştım. Bir güzelde okudum. Amanııııın! O kitapta yazılanların değerlendirmesine göre, ben yaşamıyorum. Öleli 3-4 yıl olmuş da haberim yok. Peki bu durumdan utandım mı? Yooooo! Aksine bütün pişkinliğimle aynı yaşamaya devam ettim. Anacım! İyi bir gurmeyim. Gırtlak desinler, göğe merdivensiz çıkarım.
Bu sonbahardaki seyahatimde İstanbul’a kızıma gittiğimde, baktım damadım sigarayı bırakmış. Nasıl güzel bir de hesap yapmış. Kendi yaşını ikiye bölmüş. Yarısında sigara içmiş. Birden karar vermiş. Şaaak! Diye bırakmış.
Bizim eski bir tanıdık vardı. Ailesi onu genç yaşta hacca yolladı. Dönüşte zavallı adam gazinoyu canı çekiyor. Genç olduğu için, hovardalık canı çekiyor. Devamlı “ ahhh! Hacı olmayacaktım kiii! Keşke hacı olmasaydım.” Diye pişmanlığını dile getirirdi. Zamanla adamın adı unutuldu. Hacı pişman kaldı. Öldü gitti. Kimse adını bilmez, hacı pişman derlerdi.
Benim damat da hacı pişman gibi, her yemekten sonra “şimdi çayla sigara ne iyi gider” derdi. O zaman ben ve kızım fosur şekilde içiyorduk. Ama azmetti. Helal olsun! Ne kadar hacı pişman gibi, geçen gün sayısını saysa da asla sigara içmedi. Aslan oğlum benim…..
Eeeeee! Peki ben ne yaptım? İçmeye devam… seyahat sonu evime döndüm. Bayramda bir arkadaşım bana geldi. Nasıl gripliydi anlatamam. Bende yattı. Onu tedavi etmek için neler yaptım. Bir de yüzüme karşı aksırık, öksürük. Neyse bayram sonu İzmir’e döndü. Giderken gribi de bana sattı .
Aman kardeşleeee! Ben senelerdir aşı olduğum için, grip ne bilmezdim. Bu sene ha bu gün, ha yarın derken ihmal ettim. Al sana! Aşı olmaz mısın? Bir grip oldum. Peh! Peh! Peeeh! Eski minderler gibi yatağa serildim. Evde yalnızım. Bir çorba pişirip içecek gücüm yok. Yakın restorandan çorba söyledim. İlaç, iğne, bana mısın demiyor. Yeme içme hak getire. Bu arada sigara da canım istemiyor.
Tarihi tarih! 6-kasım-2005. sigaraya veda ettim. Önce hastalıktan içemedim. Baktım iyi gidiyor. Hadi gayret dedim. Ama ben de tıpkı damadım gibi gün saymaya başladım. Kendimi motive ettim. Aradığın anlar çok oldu. İçkide bilhassa içer miyim acaba? Diye denedim. Oleee! İçmedim! Kendimi tekrar tebrik ettim. Öyle dedikleri gibi durmadan bir şeyler de atıştırmıyorum. Şimdilik iyi gidiyor. Rejimde buna bağlı olarak, hızla kilolar veriliyor. Mehmet Öz ağabeyimize göre yenide dirilmek arzusundayım.
Sigarayı bırakınca ciğerlerim açıldı sanki! Koroya gidiyorum ya! sesim bile açıldı. Bülbül oldum. Şakıyorum. Hadi gayret sevgi!! Sakın içmeee! Dostlarına da ukalalık edip, sigarayı bıraktırma çalışmaları yap. Seni yürekten destekliyorum. Alkışlıyorum! Afferiin! Diyorum. Yaşşasıın! Beeeen!
SEVGİYLE KALIN
Mehmet Öz’ün kitabını kupon biriktirip almıştım. Bir güzelde okudum. Amanııııın! O kitapta yazılanların değerlendirmesine göre, ben yaşamıyorum. Öleli 3-4 yıl olmuş da haberim yok. Peki bu durumdan utandım mı? Yooooo! Aksine bütün pişkinliğimle aynı yaşamaya devam ettim. Anacım! İyi bir gurmeyim. Gırtlak desinler, göğe merdivensiz çıkarım.
Bu sonbahardaki seyahatimde İstanbul’a kızıma gittiğimde, baktım damadım sigarayı bırakmış. Nasıl güzel bir de hesap yapmış. Kendi yaşını ikiye bölmüş. Yarısında sigara içmiş. Birden karar vermiş. Şaaak! Diye bırakmış.
Bizim eski bir tanıdık vardı. Ailesi onu genç yaşta hacca yolladı. Dönüşte zavallı adam gazinoyu canı çekiyor. Genç olduğu için, hovardalık canı çekiyor. Devamlı “ ahhh! Hacı olmayacaktım kiii! Keşke hacı olmasaydım.” Diye pişmanlığını dile getirirdi. Zamanla adamın adı unutuldu. Hacı pişman kaldı. Öldü gitti. Kimse adını bilmez, hacı pişman derlerdi.
Benim damat da hacı pişman gibi, her yemekten sonra “şimdi çayla sigara ne iyi gider” derdi. O zaman ben ve kızım fosur şekilde içiyorduk. Ama azmetti. Helal olsun! Ne kadar hacı pişman gibi, geçen gün sayısını saysa da asla sigara içmedi. Aslan oğlum benim…..
Eeeeee! Peki ben ne yaptım? İçmeye devam… seyahat sonu evime döndüm. Bayramda bir arkadaşım bana geldi. Nasıl gripliydi anlatamam. Bende yattı. Onu tedavi etmek için neler yaptım. Bir de yüzüme karşı aksırık, öksürük. Neyse bayram sonu İzmir’e döndü. Giderken gribi de bana sattı .
Aman kardeşleeee! Ben senelerdir aşı olduğum için, grip ne bilmezdim. Bu sene ha bu gün, ha yarın derken ihmal ettim. Al sana! Aşı olmaz mısın? Bir grip oldum. Peh! Peh! Peeeh! Eski minderler gibi yatağa serildim. Evde yalnızım. Bir çorba pişirip içecek gücüm yok. Yakın restorandan çorba söyledim. İlaç, iğne, bana mısın demiyor. Yeme içme hak getire. Bu arada sigara da canım istemiyor.
Tarihi tarih! 6-kasım-2005. sigaraya veda ettim. Önce hastalıktan içemedim. Baktım iyi gidiyor. Hadi gayret dedim. Ama ben de tıpkı damadım gibi gün saymaya başladım. Kendimi motive ettim. Aradığın anlar çok oldu. İçkide bilhassa içer miyim acaba? Diye denedim. Oleee! İçmedim! Kendimi tekrar tebrik ettim. Öyle dedikleri gibi durmadan bir şeyler de atıştırmıyorum. Şimdilik iyi gidiyor. Rejimde buna bağlı olarak, hızla kilolar veriliyor. Mehmet Öz ağabeyimize göre yenide dirilmek arzusundayım.
Sigarayı bırakınca ciğerlerim açıldı sanki! Koroya gidiyorum ya! sesim bile açıldı. Bülbül oldum. Şakıyorum. Hadi gayret sevgi!! Sakın içmeee! Dostlarına da ukalalık edip, sigarayı bıraktırma çalışmaları yap. Seni yürekten destekliyorum. Alkışlıyorum! Afferiin! Diyorum. Yaşşasıın! Beeeen!
SEVGİYLE KALIN