Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Pazar, Aralık 04, 2005

KIŞ GÜNLERİNDE TEMBEL TAVUĞUNUZ BEEENNN!

Yaz gelir;deniz, güneş, gelenler, gidenler. Vakit nasıl geçiyor anlamıyorsun. Kış öylemi ya! hava kapalı, soğuk. Bir odaya tıkıl, sobayı yak,üst üste giyin. Kışı sevmiyorum. Eskiden 30 yıl nasıl çalışmışım. Kar kış demeden okula git gel. Demek ki gençlikte çalışma oluyormuş.Emekli olunca evde oturanlardan olmadığım için kendimi yine çalışmaya verdim. Kendimce üretiyorum.

Şimdi havaya bakıyorum. Yağmurlu, karanlık. Zaten on birde uyanıyorum. Evden dışarı çıkmak canım istemiyor. Sobamı yakıyorum. Çayımı üstüne koyuyorum. Gazetelerim ve de kahvaltım. Keyfimi yapıyorum. Televizyonda kadın programları ya oynatıyor, ya ağlatıyor. Onun için tiviyle pek işim olmuyor. Bilgisayarımın başına geçiyorum. Müziğimi açıyorum. Müzik çeşidiyse o günkü hissettiğim ortama bağlı değişiyor. Bazen klasik müzik dinliyorum. Bazen bu sanat müziği veya pop oluyor. Eğer hareketli parça çalarsa kalkıp bir güzel de döktürüyorum. Beni dışardan gören deli der. Kendi kendime avaza şarkı söylerim. Zillerimi takıp, şakur şukur oynarım.

Yalnız hayatın keyfini en iyi çıkartanlardan biriyim. Evimi sevdiğim için 3-4 gün çıkmadan oturabilirim. Telefonla işlerimi hallederim. Tembellik etmek nasıl keyifli gelir. Soğuk havalarda büyük şehirleri düşünürüm. Sanki hiç uzun yıllar yaşamamışım gibi gelir. İnsan rahatlığa ne çabuk alışıyor. O şehrin hay huyundan kurtulmak ne büyük nimetmiş. Şimdi İstanbul’da olanlara acıyorum. Ömürleri yollarda geçiyor. Yağmur her yerde var ama birde orda çamur var. İnsanlar devamlı koşmaca yaşamak zorunda.

Burası öylemi yaa!! Cennet… yağmurdan sonra güneş açar, hava pırıl olur. Ya nerelerden nerelere geldim. Bu gün aklım başımda değil fikirlerim etrafa gelişigüzel serpilmiş vaziyette. Bir köşeye toplamam lazım. Ne diyordum?

Size bir şey anlatayım. Bu konu harici, aklıma geldi. Burada yaşayan 80 lik amca doktora gitmiş. Şikayetlerini söylüyormuş. Dr. Da her seferinde “amca ondandır” diyormuş. Adamcağız kızmış. “ne ondan, ondan deyip duruyorsun. Doğrusunu söylesene” demiş. Dr. Da “amca ondan dediğim yaşlılık” demiş buna bayıldım.

Üst paragraftan devam edersek,benimde başıma gelen ondan, ondan. Evde çalışmak iyi de bu zamanda saç bile taranmıyor, gecelikle evde dolanılıyor. Konuşma yok. Aktivite ve de sosyal hayat yok oluyor. Dışarı çıkmak, insanlara karışmak, bakımlı olmak, yemeğe filan gitmek. Bunlar da güzel. Bu sefer de evin keyfi başka. Battaniyenin altında çayını içip film seyret.sıcacık otur, dışarıda yağan yağmuru seyret ve dinle. Yani home Office mi güzel yoksa dışarıda çalışmak mı daha güzel? Bir türlü karar veremedim. Tembellik nasıl yapılırsa bence en güzeli o diye karar verdim. Yaşasın tembellik oleeeeee!



SEVGİYLE KALIN