HORTUMU DA GÖRDÜK
Havalar iyicene ısındı ve de çıldırtıyor. Her gün deniz olmasa kafayı yeriz. Allah’tan Bodrumun denizi var. Deniz olmayan memlekette yaşayanlara acıyorum. Sabırlar dilerim.
Bu gün de deniz nasıl güzeldi, aynı şerbet gibi otur iç. Plaj boydan boya dolu. Millet şezlonglarda denizde keyif yapıyor. Havada da hiçbir anormallik yok. Bizler hatun kişiler yani lafın belini kırıyoruz. ( büyüklerimiz hep öyle derdi, ne demekse. Bazı terimleri çocukluğumda duymama rağmen anlamları saçma gelirdi.)
Çukur bahçe plajındayız. Saat 3 e kadar her şey normal seyrinde gidiyordu. Denizciler kahvesinin önü bir anda karıştı. Ne oluyor dememize kalmadan deniz kıyısında hortumu gördüm. Şezlonglar, minderler girdap halinde havalanmıştı. Ben canhıraş bir şekilde bağırdığımı hatırlıyorum.”KAÇIN HORTUM GELİYOR!!” kim varsa dükkandan içeri kaçıştık.inanır mısınız sadece 5 saniye filan sürdü. O plaj şemsiyeleri ay çekirdeği kabuğu gibi savruldu. Esas koskocaman demirden yapılma büyük şemsiyeleri yerinden söktü. Kalın brandaları paramparça etti. Kalın demirler kürdan gibi kırıldı. Masaların üstüne devrildi. Büyük şans masalar boştu. Tam şemsiyenin düştüğü masada 5 dakika evvel ben yemek yemiştim. Eğer 5 dakika daha otursaydım, şimdi kesin morgdaydım.
O insanların kaçışmasını ve paniğini anlatamam. Millet cep telefonuna sarıldı. Yakınlarını arayıp iyi olduklarını bildiriyorlar. Zannettik ki bütün Bodrum alt üst oldu. yola cankurtaran da gelmez mi? İlerde penguen pastanesinin orada bir adamın kafasına şemsiye düşmüş, yaralanmış onu hastaneye götürdüler. Sinirlerimiz yerinden oynadı.
Şöyle bir kenara oturup sakinleşmeye çalıştım. Hayatımda ilk defa bire bir hortum görmüştüm. Korkunç bir olay. 5 saniyede ortalık darmadağın oldu. İnsan hayatı ne kadar tesadüflere bağlı? Saniyede başına bir hadise gelip dünya değiştirebilirsin. 10 dakika evvel millet denize girer, lay lay lom yaparken 5 saniye süren hortum olayından sonra herkes can derdine düştü. Kimsede neşe ve heves kalmadı. Aradan 15 veya 20 dakika geçti tekrar yeniden kuvvetli rüzgar esti. Tam o sırada 8-9 yaşında erkek çocuk denize giriyordu. Onu yerden havalandırdı. Yere attı. Haydiiiiiii!!! Millet koşuştu. Bu sefer onu hastaneye yolladılar.
Ben korkudan bir toparlanıp eve koşturuşum var ki! Anaaaaa !!! dışarı çıktım her şey süt liman. Deli rüzgar yok. Atatürk caddesinde eczaneye gittim. Sinirlerim bozuldu ya acaba şekerim ve tansiyonum çıkmış mı diye ölçtüreceğim. Eczacının haberi bile yok hortumdan. Millete soruyorum “hortumu gördünüz mü?” diye yoo!! Diyorlar. Kimsenin haberi yok.
Artık olayı yaşamışım ya! nasıl ballandırarak anlatıyorum? Merak eden gidip bakıyor. O zaman inanıyorlar. Şimdi evimde bunları size aktarıyorum. Yinede insan hayatında şans faktörünün olduğuna bir kere daha inandım. Şimdi diyeceksiniz ki ecel gelmemiş. Belki o da önemli bir sebep ama hayatımızda daima şans faktörü varmış. Başka ciddi yaralanma olabilirdi. Yinede hortum nerede olursa olsun feci bir olaymış. Gözlerimle görünce ödüm sıdı.
SEVGİYLE KALIN
Bu gün de deniz nasıl güzeldi, aynı şerbet gibi otur iç. Plaj boydan boya dolu. Millet şezlonglarda denizde keyif yapıyor. Havada da hiçbir anormallik yok. Bizler hatun kişiler yani lafın belini kırıyoruz. ( büyüklerimiz hep öyle derdi, ne demekse. Bazı terimleri çocukluğumda duymama rağmen anlamları saçma gelirdi.)
Çukur bahçe plajındayız. Saat 3 e kadar her şey normal seyrinde gidiyordu. Denizciler kahvesinin önü bir anda karıştı. Ne oluyor dememize kalmadan deniz kıyısında hortumu gördüm. Şezlonglar, minderler girdap halinde havalanmıştı. Ben canhıraş bir şekilde bağırdığımı hatırlıyorum.”KAÇIN HORTUM GELİYOR!!” kim varsa dükkandan içeri kaçıştık.inanır mısınız sadece 5 saniye filan sürdü. O plaj şemsiyeleri ay çekirdeği kabuğu gibi savruldu. Esas koskocaman demirden yapılma büyük şemsiyeleri yerinden söktü. Kalın brandaları paramparça etti. Kalın demirler kürdan gibi kırıldı. Masaların üstüne devrildi. Büyük şans masalar boştu. Tam şemsiyenin düştüğü masada 5 dakika evvel ben yemek yemiştim. Eğer 5 dakika daha otursaydım, şimdi kesin morgdaydım.
O insanların kaçışmasını ve paniğini anlatamam. Millet cep telefonuna sarıldı. Yakınlarını arayıp iyi olduklarını bildiriyorlar. Zannettik ki bütün Bodrum alt üst oldu. yola cankurtaran da gelmez mi? İlerde penguen pastanesinin orada bir adamın kafasına şemsiye düşmüş, yaralanmış onu hastaneye götürdüler. Sinirlerimiz yerinden oynadı.
Şöyle bir kenara oturup sakinleşmeye çalıştım. Hayatımda ilk defa bire bir hortum görmüştüm. Korkunç bir olay. 5 saniyede ortalık darmadağın oldu. İnsan hayatı ne kadar tesadüflere bağlı? Saniyede başına bir hadise gelip dünya değiştirebilirsin. 10 dakika evvel millet denize girer, lay lay lom yaparken 5 saniye süren hortum olayından sonra herkes can derdine düştü. Kimsede neşe ve heves kalmadı. Aradan 15 veya 20 dakika geçti tekrar yeniden kuvvetli rüzgar esti. Tam o sırada 8-9 yaşında erkek çocuk denize giriyordu. Onu yerden havalandırdı. Yere attı. Haydiiiiiii!!! Millet koşuştu. Bu sefer onu hastaneye yolladılar.
Ben korkudan bir toparlanıp eve koşturuşum var ki! Anaaaaa !!! dışarı çıktım her şey süt liman. Deli rüzgar yok. Atatürk caddesinde eczaneye gittim. Sinirlerim bozuldu ya acaba şekerim ve tansiyonum çıkmış mı diye ölçtüreceğim. Eczacının haberi bile yok hortumdan. Millete soruyorum “hortumu gördünüz mü?” diye yoo!! Diyorlar. Kimsenin haberi yok.
Artık olayı yaşamışım ya! nasıl ballandırarak anlatıyorum? Merak eden gidip bakıyor. O zaman inanıyorlar. Şimdi evimde bunları size aktarıyorum. Yinede insan hayatında şans faktörünün olduğuna bir kere daha inandım. Şimdi diyeceksiniz ki ecel gelmemiş. Belki o da önemli bir sebep ama hayatımızda daima şans faktörü varmış. Başka ciddi yaralanma olabilirdi. Yinede hortum nerede olursa olsun feci bir olaymış. Gözlerimle görünce ödüm sıdı.
SEVGİYLE KALIN