DÖN DOLAŞ GEL KÜRKÇÜ DÜKKANINA
Marmaris faslını da kazasız belasız bitirdik. Muğla’ya da girdik ne varmış ne yokmuş bir tamam teftiş ettik. Şirince den şarap stokumuz arabada kafi derecede vardı. Kuşadası’ndan ne bulunursa hediyelik olarak, ıvır kıvır hepsini aldık. Marmaris’te bal bırakmadık. Ne çok çeşidi varmış. Hepsinden abartı aldık.
Muğla’dan ne alacağımızı bilemediğimiz için, önerdikleri her 1 şeyi Anita attı arabaya. Ben artık yavaş yavaş tırlama vaziyetine girmeye başlamıştım.
Rahmetli annemin bir lafı vardı. “oynasam da gülsem de eski oynaşım aklımda” ben de ne kadar gezmeyi sevsem de ille bir müddet sonra evimi özlüyorum. Anita daha nerenin nesi meşhur? Diye sorunca, bana kalabalık geldiler. “Şekerim Çorum’un leblebisi meşhur, Eskişehir’in simiti, Konya’nın unu ve etli ekmeği, Maraş’ın acı biberi, Karadeniz’in kara lahanası ve hamsisi meşhurdur. İstersen bir koşu oralara da gidelim hepsinden alalım.”
Garibim sahi zannetti. Bir sevindi ki sormayın. “hadi toparlanın gidiyoruz. Önce hangisinden başlayalım demez mi? Bertan’la birbirimize bakakaldık.
Biz millet olarak şakayla ciddiyi ayırabiliyoruz Elin yabancısına şaka yapılmıyormuş. Bunu Anita’nın yüzünün asılması ve söylenmesiyle anlamış bulunmaktayım.
Muğla’dan Bodrum’a dönebilmek için ne diller döktük. Yol boyu bize ne söylendi. Madem götürmeyecekmişiz. O zaman neden sayıp dökmüşüz. Vır vır da vır vır….Bertan’la bin bir izahdan sonra Bodrum’a gelmiştik.
Onlar tutturdular ille birlikte Yalıkavak’a gidelim diye. Nasıl direndim bilmiyorum. “Evimi özledim, kuşum çatlağı özledim.hem de kaç gündür birlikteyiz. Biraz ben sizi özlemek istiyorum.” Falan filan zor ellerinden kurtuldum.
Oh! Beee!! Nihayet evimdeyim. Çatlak da beni özlemiş. Evdeki rutubet kokusu bile hoşuma gitti. Komşularım,bahçem, eşyalarım hatta tuvaletim bile beni özlemiş.
Ohooo !! PC posta kutum dolmuş. Geldiğim gece saat 5 e kadar maillerime baktım. Dışardan yazıyı yazıp yolluyordum ama tırım tırım gezmekten maillere bakmak için vakit bulamıyordum. Şimdi bayağı birikmişler. İnanın hiç abartmıyorum. Hepsini teker teker okuyorum. İlk fırsatta sizlere yer ayıracağım. Şimdilik yol yorgunuyum. Gidiyorum. Nereye? Tumba yatağa…hepinizi şapadak, şupadak öperim.
SEVGİYLE KALIN
Muğla’dan ne alacağımızı bilemediğimiz için, önerdikleri her 1 şeyi Anita attı arabaya. Ben artık yavaş yavaş tırlama vaziyetine girmeye başlamıştım.
Rahmetli annemin bir lafı vardı. “oynasam da gülsem de eski oynaşım aklımda” ben de ne kadar gezmeyi sevsem de ille bir müddet sonra evimi özlüyorum. Anita daha nerenin nesi meşhur? Diye sorunca, bana kalabalık geldiler. “Şekerim Çorum’un leblebisi meşhur, Eskişehir’in simiti, Konya’nın unu ve etli ekmeği, Maraş’ın acı biberi, Karadeniz’in kara lahanası ve hamsisi meşhurdur. İstersen bir koşu oralara da gidelim hepsinden alalım.”
Garibim sahi zannetti. Bir sevindi ki sormayın. “hadi toparlanın gidiyoruz. Önce hangisinden başlayalım demez mi? Bertan’la birbirimize bakakaldık.
Biz millet olarak şakayla ciddiyi ayırabiliyoruz Elin yabancısına şaka yapılmıyormuş. Bunu Anita’nın yüzünün asılması ve söylenmesiyle anlamış bulunmaktayım.
Muğla’dan Bodrum’a dönebilmek için ne diller döktük. Yol boyu bize ne söylendi. Madem götürmeyecekmişiz. O zaman neden sayıp dökmüşüz. Vır vır da vır vır….Bertan’la bin bir izahdan sonra Bodrum’a gelmiştik.
Onlar tutturdular ille birlikte Yalıkavak’a gidelim diye. Nasıl direndim bilmiyorum. “Evimi özledim, kuşum çatlağı özledim.hem de kaç gündür birlikteyiz. Biraz ben sizi özlemek istiyorum.” Falan filan zor ellerinden kurtuldum.
Oh! Beee!! Nihayet evimdeyim. Çatlak da beni özlemiş. Evdeki rutubet kokusu bile hoşuma gitti. Komşularım,bahçem, eşyalarım hatta tuvaletim bile beni özlemiş.
Ohooo !! PC posta kutum dolmuş. Geldiğim gece saat 5 e kadar maillerime baktım. Dışardan yazıyı yazıp yolluyordum ama tırım tırım gezmekten maillere bakmak için vakit bulamıyordum. Şimdi bayağı birikmişler. İnanın hiç abartmıyorum. Hepsini teker teker okuyorum. İlk fırsatta sizlere yer ayıracağım. Şimdilik yol yorgunuyum. Gidiyorum. Nereye? Tumba yatağa…hepinizi şapadak, şupadak öperim.
SEVGİYLE KALIN