ANKARA GÜNLERİM AKLIMA DÜŞTÜ
Geçen gün bir televizyon (sanırım trt.2 deydi) kanalında Cumhurbaşkanlığı senfoni orkestrası şefi, rahmetli Hikmet Şimşeğin tanıttığı bir müzik programına rastladım. Eski programdı. Baktım nasıl zarif ve halkın anlayabileceği lisanla klasik müziği açıklıyordu. Orkestra Bethoveen konserine başladı. Ben daldım, gittim.
İlk Hikmet hocayla tanışmam, sanırım 72 senesiydi. Harika bir müzik adamıydı. İlginç bir şekilde, koleksiyonları vardı. Peynir, kibrit, sigara, plak, ve içki koleksiyonları vardı. Evi başlı başına bir müze gibiydi. Dünyanın her köşesinden getirdiği kıymetli porselen, kristal evinin her tarafını süslüyordu.
Evinde ki piyanodan özel konser dinleme şerefine nail olmuştum. Çok iyi sanatçıydı ama olağanüstü bir insandı. Hemen her Pazar, Ankara’nın küçük konser salonunda Hikmet hocanın konserleri olurdu. O zaman bilet bulmak meseleydi. Ben ve öğretmen arkadaşım Meliha ( Cüneyt Gökçer’in ağabeyi, avukat Kemal Gökçer’le evlendi.) Hikmet hocanın kontenjanından bilet almadan girerdik.
O yıllarda ne kadar yenilik varsa, hocanın evinde görürdüm. Çok iyi ahcıydı. Harika spagetti a-la şimşek yapardı. Sosunun formülünü kimselere vermezdi. Mesela teflon yapışmaz tavayı ilk gördüğüm zaman üstünde biftek pişirirken metal çatalla çevirip tavayı çizmiştim. Ne kadar kızmıştı rahmetli.
Mikro dalga fırına ilgiyle bakıp, incelemiştim. Evinde onun yaptığı yemekleri yerdik, sonra kocaman bir odası vardı. Tavandan tabana kadar sıralı şişelerden korkunç büyük bir içki koleksiyonu vardı. Hayatımda içmediğim çeşitli içkileri orda tatmıştım.
Tütsü nedir bilmezdik. Çeşitli tütsülerden yakardık. Bazı kokular benim içimi bayardı, “aman ne olur! Bu sefer yakmayalım” derdim. Son derece zeki ve fıkra dağarcığı çok zengindi. Sohbeti doyumsuzdu.
Kızım hocaya “himşek şişmek amca derdi oda ona bayılırdı. İlk beslenme çantasını hoca hediye etmişti.
Plaklarının zenginliği ve arşivi şimdi ne oldu? Ben hocayı en son olarak Bodrum torbada, eşiyle beraber ressam Yaşar Çallı ve eşi Çiğdemin yanında görmüştüm.( Çallılar da ayrıca çok sevdiğim dostlarımdır.) Meğer onu son görüşümmüş.
Bir tv programı beni nerelere getirdi. Ben bunları düşünürken baktım program bitmiş. HİKMET ŞİMŞEK sen önce çok iyi insandın. Veee!! Yerin kolay doldurulmayacak şeftin! Ölünce bile vücudunu fakülteye bağışlayıp hayır işledin. Nur içinde yat! Ne şanslıyım ki seni yakından tanıdım.
SEVGİYLE KALIN
İlk Hikmet hocayla tanışmam, sanırım 72 senesiydi. Harika bir müzik adamıydı. İlginç bir şekilde, koleksiyonları vardı. Peynir, kibrit, sigara, plak, ve içki koleksiyonları vardı. Evi başlı başına bir müze gibiydi. Dünyanın her köşesinden getirdiği kıymetli porselen, kristal evinin her tarafını süslüyordu.
Evinde ki piyanodan özel konser dinleme şerefine nail olmuştum. Çok iyi sanatçıydı ama olağanüstü bir insandı. Hemen her Pazar, Ankara’nın küçük konser salonunda Hikmet hocanın konserleri olurdu. O zaman bilet bulmak meseleydi. Ben ve öğretmen arkadaşım Meliha ( Cüneyt Gökçer’in ağabeyi, avukat Kemal Gökçer’le evlendi.) Hikmet hocanın kontenjanından bilet almadan girerdik.
O yıllarda ne kadar yenilik varsa, hocanın evinde görürdüm. Çok iyi ahcıydı. Harika spagetti a-la şimşek yapardı. Sosunun formülünü kimselere vermezdi. Mesela teflon yapışmaz tavayı ilk gördüğüm zaman üstünde biftek pişirirken metal çatalla çevirip tavayı çizmiştim. Ne kadar kızmıştı rahmetli.
Mikro dalga fırına ilgiyle bakıp, incelemiştim. Evinde onun yaptığı yemekleri yerdik, sonra kocaman bir odası vardı. Tavandan tabana kadar sıralı şişelerden korkunç büyük bir içki koleksiyonu vardı. Hayatımda içmediğim çeşitli içkileri orda tatmıştım.
Tütsü nedir bilmezdik. Çeşitli tütsülerden yakardık. Bazı kokular benim içimi bayardı, “aman ne olur! Bu sefer yakmayalım” derdim. Son derece zeki ve fıkra dağarcığı çok zengindi. Sohbeti doyumsuzdu.
Kızım hocaya “himşek şişmek amca derdi oda ona bayılırdı. İlk beslenme çantasını hoca hediye etmişti.
Plaklarının zenginliği ve arşivi şimdi ne oldu? Ben hocayı en son olarak Bodrum torbada, eşiyle beraber ressam Yaşar Çallı ve eşi Çiğdemin yanında görmüştüm.( Çallılar da ayrıca çok sevdiğim dostlarımdır.) Meğer onu son görüşümmüş.
Bir tv programı beni nerelere getirdi. Ben bunları düşünürken baktım program bitmiş. HİKMET ŞİMŞEK sen önce çok iyi insandın. Veee!! Yerin kolay doldurulmayacak şeftin! Ölünce bile vücudunu fakülteye bağışlayıp hayır işledin. Nur içinde yat! Ne şanslıyım ki seni yakından tanıdım.
SEVGİYLE KALIN