Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Cuma, Şubat 25, 2005

HASTALIK YOK NEŞE VAR

Geçen gün yağmurda ıslandım demiştim ya! Şifayı kaptım. Aksırık, tıksırık, öksürük, hepsi birden üstüme geldi, yapıştı. Bütün bunlar az geldi.Evde ters hareket mi yaptım bilmiyorum, belimi de sakatladım. Hiç hareket edemiyorum,eğer ayağa kalkmak istersem, çeşitli tonlarda avaza böğürüyorum.Tıpkı çağanoz balığı gibi yandan,yandan yürüyorum.

Sağ olsun! Komşumdan... Emine, Arif dellendiler beni iyi etmek için, seferber oldular. İlaçlar aldılar, belime yakı yapıştırdılar. (hayatımda ilk defa yakı deniyorum, demek ki her şeyin bir ilki varmış) Devamlı yemekler onlardan. Beni evlatlık aldılar, bakıyorlar. Nüfusumu da götürüp resmileştireyim diyorum. Bakarsın vaz cayarlar!! Kih, kih, kih!!!

İkisine de sonsuz teşekkürler ederim. Şapırdaklı, şapırdaklı öperim canlarım onlar benim.

Aslında hasta olmayı hiç sevmiyorum.Hele yatmak, nefret!! Keyiften tamam da hastalıktan ı- ıııh!! Onun için aklıma gelen fıkraları sizlerle paylaşmak istedim. Huyum bu Negatif olamıyorum. Nüfus kağıdımın eskidiğini kabul etmiyorum. Gencim, güzelim, aktifim, diye diye ölürken de hoplaya zıplaya gideceğim galiba.Haydi dönelim pozitif enerjiye.

Bir karpuz tarlası olan çiftçi, her akşam tarlasına çocukların girip, birkaç karpuz çaldığını fark etti.Çalınmaması için “Dikkat! Karpuzların birine siyanür enjekte edildi” diye uyarı levhası koydu.Bir hafta sonra tarlasındaki karpuzların tamam olduğunu gördü.Gözü kendi diktiği levhanın yanında ki ikinci levhaya takıldı.”Şimdi o karpuzlardan iki tane var”

Kayseriliye sormuşlar.2 kere 2 kaç eder? Cevaplamış: “ Alıyor muyuz? Satıyor muyuz?”

Dört kişilik bir eğitim uçağı Karadeniz de mezarlığa düşmüş….. Lazlar 80 ceset çıkarmışlar ve ölü sayısının artmasından korkuyorlarmış.

Galata da bir balıkçı bağırıyor.” Canlı balık,canlı balık!!” ermeni bir teyze yaklaşıyor ve ermeni lisanıyla soruyor.”Evladım, balıklar tazedir?” “Canlı balık, canlı balık!” “Evladım tazedir?” “Teyze canlı diyoruz ya işte!!!” “Aa evladım ben de canlıyım fakat, tazeyimdir?

Kadının biri eczaneden içeri hışımla dalar ve eczacıdan 1 şişe arsenik ister.Eczacı kadına arsenikle ne yapacağını sorar. Kadın “Kocamı öldüreceğim” Eczacı “kusura bakmayın ama size bu sebeple arsenik satmam olanaksız” der. Bunun üzerine kadın çantasının içinden Kocasıyla eczacının karısının yatakta çekilmiş resmini gösterir. Eczacı resme bakar “ reçeteniz olduğunu neden daha evvel söylemediniz”

Cephedeki İrlandalıya karısından gelen mektupta şunlar yazılıydı.”Erkeklerin hepsi askerde.Yardım edecek tek kişi bile kalmadı. Bu yıl bahçeyi benim bellemem gerekiyor.” İrlandalı hemen cevap yazdı:”Sakın bahçeyi kazma, silahların hepsi orada gömülü” Mektup askeri makamlarca okundu. Bir manga er gidip bahçenin her yerini kazdılar silah yoktu elleri boş döndüler.Cephedeki İrlandalı ikinci mektubunda şöyle dedi.” Bahçenin iyice bellenmiş olduğunu sanıyorum. Artık sebzelerini ekebilirsin”

Canlarım, ciğerlerim! Ne kadar hasta olsam da ( yazıları çift görüyorum, burnum hor,hor. Sandalyeye çivilendim, nasıl kalkacağım da yatacağım. Tabi çığlıklarla.)Hayatın güzel tarafından bakmalı. Enerjimizi iyiye yönlendirmeliyiz. Hasta olsak bile en önemlisi moralimizi düzgün tutmak. Aklımıza iyi şeyler getirip,.Neşemizi bulalım, dalgamızı geçelim.



SEVGİYLE KALIN