ORGANLARIM VATANA MİLLETE FEDA OLSUN
Daha evvel KENT TV de organ bağışı hakkında program yapmıştım. Sizlerle de paylaşmıştım. Geçen gün bir arkadaşım, ameliyat oldu. Onun başında durmak için devlet hastanesine gittim. Başta beyin cerrahı sayın Ender bey( beni kırmayıp sayın başhekim Oğuz beyle programıma katılmıştı. Ben devamlı Ender beye genel cerrah diye hitap etmişim. En son teşekkür kısmında yine genel cerrah deyince, doktor bey nazikçe uyardı.”genel cerrah değil, beyin cerrahı “diye. Utandım, yayından sonra diyemedim bana yedek beyin takın, benimki az geliyor diye. Yedek beyin alana kadar kendisinden özür diliyorum.)
Ne diyordum!! Bunama belirtilerimi başladı bilmem. Ha! Hatırladım. Hastanede Ender bey yayının ses getirdiğini, bağışların arttığını söyleyip aynı yayını tekrarlamamızı rica etti. Oradan diyaliz merkezine ziyarete gittim. Doktor Nemci beyle sohbet ederken, aynı şeyleri de o söyledi.” Program ses getirdi. Eskiden ayda 2-3 kişi gelirken şimdi haftada 10- 15 kişi geliyor. Bu sizin sayenizde” dedi.
Eğer seyrettiyseniz meme konusunu işlerken organlarımı bağışladığımı gururla söylemiştim. Nasıl mutlu olduğumu anlatmama imkan ihtimal yok. Oraya Eczacıbaşın dan yetkili kişi de gelmişti. Organ bağışında, Antalya ve Alanya şimdilik başta gidiyor dedi. Bülent Eczacıbaşı anladığım kadarıyla bu konuda ciddi istatistikler tutuyormuş. Seferberlik gibi bişey başlatmış.
Ben de medyada ve şahsım olarak üzerime düşen bütün görevlerde canla başla çalışacağımı söyledim. Nemci beyle ve Ender beyle devamlı irtibatımı kaybetmeden ne yapabilirim derdindeyim.Biz niye Bodrum olarak sesimizi duyurmayalım diye düşündüm.
Bakın canım, bir tanem, iyilik sever, güzellerim, okurlarım. Beklide bu konudan bıktınız lakin, Bir can kurtarmanın hem sevabı hem mutluluğu hiçbir şeyle ölçülemez.Görüyorum hastane tıklım tıkış. Oraya gelenler yeşillik olsun, torba dolsun diye gelmiyorlar. Mutlaka hasta olan bir yanları var ve doktorlardan medet ummaya geliyorlar. Kiminiz tedavi edilip iyi olduğunuz zaman nasıl mutlu oluyorsunuz. Bu ayakta tedavi veya yatarak tedavi olabilir. Hastanede herkes birbirine şifalar diler, geçmiş olsun der. Eve gidince unutur.Hastası iyileşen evde düğün bayram vardır. Bir de tersini düşünün dermanı olmayacak, belirli ömrü kalan insanlar siz, biz, sevdiklerimiz olabilir. O evde ne olabilir sizce?
Doktor derse ki size! “ organ gerekli; bulursanız ömrü uzar, bulamazsanız, 3-5 ay var önünde.” Kapıdan çıkınca ne hissedersiniz? Hele o insan gencecikse nasıl bir ruh haliniz olur? Yaşıtları sağlıklıyken siz çaresiz olsanız ne yaparsınız?? Kendiniz içinde geçerli bütün bunlar
İnanın Türk filmi senaryosu yazıp sizleri hüngür şakır ağlatmam değil maksadım. Organ bağışının insan hayatı için ne kadar değerli olduğunu vurgulamak istedim. Yoksa duygu sömürüsü filan değil.
Boş vaktinizde şöyle bir düşünün yazdıklarımı… Evinde oturanlar veya hastaneye muayeneye, ilaç yazdırmaya gelenler… Ne şartlarda olursa olsun hastaneye gelenler! İşiniz bitince lütfen diyaliz merkezine uğrayın. Orada nice hastaların diyaliz sayesinde hayatta kalabilme mücadelelerini görün veee Doktor Nemci beye koşun! Yapacağınız tek form doldurmak. Kimlik almak O kadar para pul yok.
Bu konuyu aklıma geldikçe yazacağım hiç sıkılmayın, ben zevk duyuyorum. Bu konuya baş koydum.
SEVGİYLE KALIN
Ne diyordum!! Bunama belirtilerimi başladı bilmem. Ha! Hatırladım. Hastanede Ender bey yayının ses getirdiğini, bağışların arttığını söyleyip aynı yayını tekrarlamamızı rica etti. Oradan diyaliz merkezine ziyarete gittim. Doktor Nemci beyle sohbet ederken, aynı şeyleri de o söyledi.” Program ses getirdi. Eskiden ayda 2-3 kişi gelirken şimdi haftada 10- 15 kişi geliyor. Bu sizin sayenizde” dedi.
Eğer seyrettiyseniz meme konusunu işlerken organlarımı bağışladığımı gururla söylemiştim. Nasıl mutlu olduğumu anlatmama imkan ihtimal yok. Oraya Eczacıbaşın dan yetkili kişi de gelmişti. Organ bağışında, Antalya ve Alanya şimdilik başta gidiyor dedi. Bülent Eczacıbaşı anladığım kadarıyla bu konuda ciddi istatistikler tutuyormuş. Seferberlik gibi bişey başlatmış.
Ben de medyada ve şahsım olarak üzerime düşen bütün görevlerde canla başla çalışacağımı söyledim. Nemci beyle ve Ender beyle devamlı irtibatımı kaybetmeden ne yapabilirim derdindeyim.Biz niye Bodrum olarak sesimizi duyurmayalım diye düşündüm.
Bakın canım, bir tanem, iyilik sever, güzellerim, okurlarım. Beklide bu konudan bıktınız lakin, Bir can kurtarmanın hem sevabı hem mutluluğu hiçbir şeyle ölçülemez.Görüyorum hastane tıklım tıkış. Oraya gelenler yeşillik olsun, torba dolsun diye gelmiyorlar. Mutlaka hasta olan bir yanları var ve doktorlardan medet ummaya geliyorlar. Kiminiz tedavi edilip iyi olduğunuz zaman nasıl mutlu oluyorsunuz. Bu ayakta tedavi veya yatarak tedavi olabilir. Hastanede herkes birbirine şifalar diler, geçmiş olsun der. Eve gidince unutur.Hastası iyileşen evde düğün bayram vardır. Bir de tersini düşünün dermanı olmayacak, belirli ömrü kalan insanlar siz, biz, sevdiklerimiz olabilir. O evde ne olabilir sizce?
Doktor derse ki size! “ organ gerekli; bulursanız ömrü uzar, bulamazsanız, 3-5 ay var önünde.” Kapıdan çıkınca ne hissedersiniz? Hele o insan gencecikse nasıl bir ruh haliniz olur? Yaşıtları sağlıklıyken siz çaresiz olsanız ne yaparsınız?? Kendiniz içinde geçerli bütün bunlar
İnanın Türk filmi senaryosu yazıp sizleri hüngür şakır ağlatmam değil maksadım. Organ bağışının insan hayatı için ne kadar değerli olduğunu vurgulamak istedim. Yoksa duygu sömürüsü filan değil.
Boş vaktinizde şöyle bir düşünün yazdıklarımı… Evinde oturanlar veya hastaneye muayeneye, ilaç yazdırmaya gelenler… Ne şartlarda olursa olsun hastaneye gelenler! İşiniz bitince lütfen diyaliz merkezine uğrayın. Orada nice hastaların diyaliz sayesinde hayatta kalabilme mücadelelerini görün veee Doktor Nemci beye koşun! Yapacağınız tek form doldurmak. Kimlik almak O kadar para pul yok.
Bu konuyu aklıma geldikçe yazacağım hiç sıkılmayın, ben zevk duyuyorum. Bu konuya baş koydum.
SEVGİYLE KALIN