Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Pazar, Mart 13, 2005

NASYONAL COĞRAFİK GİBİ OLDUM

Köpeğim ölünce bahçeye kediler dadandı. Malum mart ayı geldi, dişiler sabaha kadar konser veriyorlar.Yattığım yerden dinliyorum. Bir kedi kaç türlü ses çıkarabilir? En kalın tondan, en ince tona kadar, ne sesler yarabbim! Erkek çağırıp çapkınlık yapma uğruna resmen konuşur gibi “maaaauuuu, miiiiiüüüüvv, “ uyku durak yok bizlere. Erkek kediler de bir yarış içindeler ki görülmeye değer. Bir kere dişi kapmak için birbirleriyle kıyasıya mücadele ediyorlar.

Hele bir erkek tekir var; çevrenin kabadayısı etrafına kimseyi yaklaştırmıyor.Sade benim değil, civarın çöplerini talan ediyor. Koskoca çöp bidonlarını kırdı. O ne kuvvettir! Bir de bahçede kocaman faremiz var. İşte o kabadayı tekir öncelerde fareyi avlamak için çaba harcıyordu. Bir türlü başaramadı, demek ki kedinin fareyle oynaması bizim tekir için geçerli değil, tam tersi fare azılı tekiri alt ediyor.

Bahar yaklaşıyor ya! bahçemize sümüklü böceklerimiz de ziyarete geldiler. Çiçeklerin dibinden başlayıp, sülalece her yere dağıldılar. Karıncalar da yavaş yavaş evime yazlık komşu olarak yerleşmeye başladılar. Sırada sivrisineklerimiz var, onları beklemekteyim.Kocaman siyah böceklerimiz henüz tenezzül edip gelmeye başlamadılar.

Allah’ım kedilerin mırnav zamanları ne zaman bitecek? Sesler tam bir orkestraya dönüştü.Düşünün biz insanlar, çiftleşme zamanımız gelince garip garip sesler çıkarsak, ortalık ne olurdu? Bir kere adamların hepsi birer susmayan bülbül (!) olurlardı. Kadınlar belki utanır, sessiz bekleyişe geçerdi. Hanım olarak bilirsiniz isteklerimizi öyle ulu orta her yerde dile getiremezler. Yine erkekler bağrınırlardı.

Tabiat uyanıyor, bahar geliyor, börtü böcek ne varsa kıştan çıkmanın keyfini yaşıyorlar. Ben bütün hayvanları sevdiğim için mutlu mutlu yaşayıp gidiyorum aralarında derken ev sahibim, bir çift tavşan getirdi. Ona da ayrı tek odalı, havadar gecekondu yaptık. O da yetmedi köyden baba gibi horoz geldi. Aman da aman ne horoz!

Artık çalar saate ihtiyacım yok, sabahın erken saatinden itibaren zaten zoraki uyanıyorum. İlginç olan ne biliyor musunuz? Bizim kabadayı tekir var ya! Horoza bile kafa tutmaya kalktı. Ammaaaa!!! Horoz onun üstüne bir yürüdü, kabararak bir atladı ve kafasına, neresine gelirse gagaladı. Bizimkinde bir kaçışı var ki! Tırstı şimdi savaş baltalarını toprağa gömdüler, sulh çubuğu içtiler. Kimse kimseye karışmıyor.

Kuşum var evde biliyorsunuz? Pencerem açık ( demir ve tel var, kaçamaz) dışarıdaki kedi evdeki kuşu keşfetti. Kedi dışardan demire tırmanıyor. Pati atıyor, kuşu yakalamaya çalışıyor. Bizim kuşta içerden onu öterek delirtiyor.

Ne deyim! Bahar geldi! Tabiat uyandı. Evimde bütün hayvanlarımla mutlu yaşıyorum. Televizyonda ki hayvanlar kanalı ne ki! Benim kanalım daha renkli. Birebir yaşıyorum, görerek değil. Bazen de hepsi birden aşka geliyor. Kendi tonlarında sesleri çıkarıyorlar. İşte o zaman bremen mızıkacıları gibi oluyorlar. Olsun hepinizi seviyorum. İyi ki geldiniz hayvancıklarım!



SEVGİYLE KALIN