Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Perşembe, Şubat 17, 2005

BODRUM İÇİ ZORAKİ SEYAHAT

Sabah sabah gelen telefon canımı sıktı.Bir gün evvel falımda çıkmıştı.Uzaktan alacağım haber beni üzecekmiş,çıktı.Allah’dan sağlık ile ilgili değil. Gerisi hepsi hallolur. Yaşadığımız sürede; mutluluk ve mutlusuzluk sonsuza kadar sürmez. İnişler, çıkışlar olmalı ki hayatın, yaşamın farkına varalım. Sağlık için çaresiz kalmak. İşte en büyük üzüntü, gerisi boş ver gelir, geçer.Birlik beraberlik içinde el ele verilince hallolmayacak hiçbir mesele yok.

Sıkıntımı atmak için evden kendimi dışarı attım.Dalgın, dalgın garaja yürüdüm. Yalıkavak’taki arkadaşıma gideceğim. Dolmuşa bindim, gidiyorum ama hiç etrafla ilgili değilim. Şöför “geldik son durak” dedi. Anah!!! Neresi ki burası?? AAAA!!!! Gümüşlük…. Hiç bozuntuya vermedim,deniz kenarında sabah kahvemi içtim. Ne kadar oturdum farkında değilim. Tekrar dolmuşla Bodrum’a döndüm.

Niyetimi bozmuyorum inatla Yalıkavak’a gideceğim. Bu sefer doğru dolmuşa bindim. Bu arada arkadaşım yırtınıyor nerede kaldın diye. Ona da “ ümidini yitirme mutlaka geleceğim, gelince anlatırım” dedim. Yine yola koyulduk, bu sefer dikkatliyim güya yollara bakıyorum. Yolda Yalıkavak levhasını gördüm, şoföre “ dur, dur kardeşim “indim. Yolcular ve şoför şaşkın bana bakıyor. Onlara da içimden kızıyorum, niye şaşkalozca bana bakıyorlar diye.

Haydaaaa!!! Gene burası neresi ki!! Bu seferde ana yolda inmişim. Tam yol sapağında ne Yalıkavağı ayol hiçbir yer değil, basbayağı yol ortası.Yolun kenarına oturdum, sigara yaktım, dolmuş bekliyorum.( Yalıkavak dolmuşu beklediğimi sanıyorsanız aldandınız)

Gelen dolmuşa bindim, haydi tekrar Bodrum’a Dön dolaş geldiğim yer garaj. Orda tanıyanlar, “Abla nereye gidip geliyorsun öyle sık sık” Gel de adamlara yaptığım salaklığı anlat bakalım, ağızlarını bırakıp, başka yerleriyle gülerler bana. “Yok çocuklar işim vardı gidip geliyorum.”

Arkadaşım iyice meraklanmış panik halinde “nerelerdesin? Dur orada ben gelip seni arabayla alayım” Ölmek var,dönmek yok büyük bir azimle Yalıkavağa gidecem ahdettim.” Gelme ben geliyorum” Tekrar dolmuşa bindim, içiniz sıkıldı değil mi? Bu inip binmeden. Bana da darallar geldi.

Biner binmez şoföre tembih ettim “ bak kardeşim! Ben yolda ne kadar ineceğim desem de sen beni asla indirme, zorla son durağa kadar götür” Adamcık şaşkın şaşkın bakarak tamam dedi lakin” buda deli galiba hiç uymayayım, neme lazım başıma ne gelir? Evde beni bekleyen çoluk çocuk var, bunu salimen indireyim” diye düşünmüştür. Ayrıca yolcuların da farklı düşündüğünü sanmıyorum.

Şoföre para verecem adam ne dese beğenirsiniz” Abla bu seferlik benden olsun, senden para almam” Sanki devamlı o dolmuşa biniyorum günde 3-5 sefer. O zamana kadar kendimde değildim. Zınk diye kendime geldim.Güler misin, ağlar mısın? Hallerime, garipliklerime….. zorla paramı verdim, akıllı uslu oturup, nihayet gelebildim Yalıkavağa..

Sabah 10 da evden çıktım, 3.5 da arkadaşımdaydım.kızcağız krizler geçirmiş. Anlattım dumur oldu. Bana el koydu, geri yollamadı. Şimdi onun evinde misafirim. Şaşkınlık ve salaklık genlerimde mi var yoksa kendi türümün tek örneği miyim çözemedim. Yine de azimle vardım ya hedefime.. kendimi kutluyor ve tebrik ediyorum, aferin bana.



SEVGİYLE KALIN