CANIMIN İÇİ, BİRTANEM, TORUNUM, ECEM!
Uzun zamandır senin gelişini sabırsızlıkla bekliyorduk. Anne karnındaki resimlerinle seviniyorduk. Nihayet dünyamıza geldin. Seni ilk gördüğüm anda ne hissettim? Neler söylemek istedim? İnan hatırlamıyorum. Sadece 1 sandalyeye çöküp ağladım. Hem senin hem annenin sağlıklı olmasına şükürler ettim.
Normal hayatımda sabahları en erken 11 de uyanırım. Tembellik edip, evde iş yapmadan gezinirim. Sen gelince! Tamamen yaşam değişti. Sabahın 6sı, 7si ben zırt diye ayaktayım.seni yanıma alıp bakmak nasıl keyifli. Akşama kadar çiş, kaka, ve de GAZ çıkarma, beslenmen derken anaaaa! Bir bakıyorum gece olmuş. Evde ananla beraber, akşamları babanda dahil oluyor. Sana hizmet ediyoruz.
Şimdiki çocuklar üniversiteyi bitirip master bile yapıp, öyle doğuyorlar. Bize kendini öyle güzel anlatıyor ki! Ece hanım ne istiyor anında yapılıyor. Ben ki! Bu yaşımda ve kilomda oldum 1 keklik… ordan oraya koşmaca.
Öyle şeker olmasan, öyle güzel olmasan, öyle sevilmesen valla bakımın zor. Hele belli yaştan sonra çok zor oluyor. Tanrı kadınlara geç yaşta doğurmayı lüzumlu görseydi. Menapozu icat etmezdi. Her şey zamanındaymış. Sanma ki şikayet ediyorum.zaten ipi topu 1 kızım var. sende tek torunumsun. Onun için pek kıymatlımsınız.
Sen 2 aylık oldun ya! bir gülücüklerin var… resmen anne ve anane diye ağlıyorsun. (ben abarttım. Kendime paye çıkarıyorum. Hiç olur mu? Biliyorum emme ne yapayım. Ağlamanı manalandırıyorum. Sen beni idare et.) daha büyüdükçe beni daha iyi tanıyacaksın. Çatlak ananen var. seni nasıl süslü ve kokoş büyüteceğim.
Bodrum’a döndüm. Resimlerini millete gösteriyorum. Herkes bayılıyor. Sana devamlı nazar duası okuyorum. Bak güzel ece’m sende büyüyeceksin. Ailen ve çevren seni çok sevecek. Eskiden başka uğraşlarım vardı. Şimdi öyle mi? devamlı seni anlatıyorum. Yaptığın şirinlikleri, acıkınca kıçını yırtarcasına ağlamalarını, ensene kadar bok yapmalarını, musluğun altında yıkanmalarını, banyoyu ve suyu çok sevdiğini, ana kucağıyla bütünleşmeni, daha aklıma gelmeyen bütün sevimliliğini anlatıyorum.
Resmen gün görmediğin torunu olmuş, tutmuş aklını yitirmiş. Ben öyleyim. Yaza sen daha da büyüyeceksin. Fırfırlı bikini giyeceksin. Denize gireceksin. Elimle sana yüzmeyi öğreteceğim. Doğayla tanışacaksın.
Eğer sen olmasaydın, öylesine fedakarlık asla yapmazdım. İnan Ece’m daha evime ve normal yaşamıma dönemedim. Sen de büyüyünce ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksın. 1 laf vardır. “fırtına öncesi sessizliği” işte aynen onu uyguladım. Neyse hepsi geçip gitti.
İyi ki doğdun! Evimde geceleri rüyamda görüyorum. Şunu unutma…sen çok şanslı bir çocuksun. Veeee ! SENİ ÇOOOK SEVİYORUUM…..
İşte sizlere uzun zamandır yazamadığımın en güzel mazereti. İstanbul’da torun baktım. Değil pc başında yazı yazmak, tuvalete bile gidemiyordum. Gerçekten onunla beraber girdim. Akşam sabah nasıl oluyordu? Hiç farkında değildim.
Umarım normal yazılarıma dönerim. Daha kendimi toplamış değilim. Resmen başkalaşım geçiriyorum. Vücidim, beynim yorgun. Daha adapte olamadım. Ama ümidinizi yitirmeyin. Normale döneceğim.
SEVGİYLE KALIN
Normal hayatımda sabahları en erken 11 de uyanırım. Tembellik edip, evde iş yapmadan gezinirim. Sen gelince! Tamamen yaşam değişti. Sabahın 6sı, 7si ben zırt diye ayaktayım.seni yanıma alıp bakmak nasıl keyifli. Akşama kadar çiş, kaka, ve de GAZ çıkarma, beslenmen derken anaaaa! Bir bakıyorum gece olmuş. Evde ananla beraber, akşamları babanda dahil oluyor. Sana hizmet ediyoruz.
Şimdiki çocuklar üniversiteyi bitirip master bile yapıp, öyle doğuyorlar. Bize kendini öyle güzel anlatıyor ki! Ece hanım ne istiyor anında yapılıyor. Ben ki! Bu yaşımda ve kilomda oldum 1 keklik… ordan oraya koşmaca.
Öyle şeker olmasan, öyle güzel olmasan, öyle sevilmesen valla bakımın zor. Hele belli yaştan sonra çok zor oluyor. Tanrı kadınlara geç yaşta doğurmayı lüzumlu görseydi. Menapozu icat etmezdi. Her şey zamanındaymış. Sanma ki şikayet ediyorum.zaten ipi topu 1 kızım var. sende tek torunumsun. Onun için pek kıymatlımsınız.
Sen 2 aylık oldun ya! bir gülücüklerin var… resmen anne ve anane diye ağlıyorsun. (ben abarttım. Kendime paye çıkarıyorum. Hiç olur mu? Biliyorum emme ne yapayım. Ağlamanı manalandırıyorum. Sen beni idare et.) daha büyüdükçe beni daha iyi tanıyacaksın. Çatlak ananen var. seni nasıl süslü ve kokoş büyüteceğim.
Bodrum’a döndüm. Resimlerini millete gösteriyorum. Herkes bayılıyor. Sana devamlı nazar duası okuyorum. Bak güzel ece’m sende büyüyeceksin. Ailen ve çevren seni çok sevecek. Eskiden başka uğraşlarım vardı. Şimdi öyle mi? devamlı seni anlatıyorum. Yaptığın şirinlikleri, acıkınca kıçını yırtarcasına ağlamalarını, ensene kadar bok yapmalarını, musluğun altında yıkanmalarını, banyoyu ve suyu çok sevdiğini, ana kucağıyla bütünleşmeni, daha aklıma gelmeyen bütün sevimliliğini anlatıyorum.
Resmen gün görmediğin torunu olmuş, tutmuş aklını yitirmiş. Ben öyleyim. Yaza sen daha da büyüyeceksin. Fırfırlı bikini giyeceksin. Denize gireceksin. Elimle sana yüzmeyi öğreteceğim. Doğayla tanışacaksın.
Eğer sen olmasaydın, öylesine fedakarlık asla yapmazdım. İnan Ece’m daha evime ve normal yaşamıma dönemedim. Sen de büyüyünce ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksın. 1 laf vardır. “fırtına öncesi sessizliği” işte aynen onu uyguladım. Neyse hepsi geçip gitti.
İyi ki doğdun! Evimde geceleri rüyamda görüyorum. Şunu unutma…sen çok şanslı bir çocuksun. Veeee ! SENİ ÇOOOK SEVİYORUUM…..
İşte sizlere uzun zamandır yazamadığımın en güzel mazereti. İstanbul’da torun baktım. Değil pc başında yazı yazmak, tuvalete bile gidemiyordum. Gerçekten onunla beraber girdim. Akşam sabah nasıl oluyordu? Hiç farkında değildim.
Umarım normal yazılarıma dönerim. Daha kendimi toplamış değilim. Resmen başkalaşım geçiriyorum. Vücidim, beynim yorgun. Daha adapte olamadım. Ama ümidinizi yitirmeyin. Normale döneceğim.
SEVGİYLE KALIN