KAPILARIMIZ
Dün gece evimde gene sakarlığım tuttu. Elektrikli ısıtıcım arıza yaptı. Kendi becerimle tamir edeyim dedim.( eski ettiklerimden ders almadım, keseme zararımın haddi hesabı yok) Aldım elime veee 10 dakika yetti, parçalayıp dağıtmama. Neyse kendimce topladım. Her vidayı kafama göre yerleştirdim. Fişe taktım. PAAAAAT!!!! Sigorta gitti.
Mutfaktayım; karanlıkta yönümü bulamam. Mum yok, zira salonda hepsi. Çakmaklar sigarayla dışta masadalar. O sivri aklımla el yordamıyla salona gideceğim de nasıl olacak derken KÜÜÜT!! Mutfak kapısına olanca gücümle vurdum. Ellerimle yönümü bulayım derken HAŞIIRT!! Salon kapısına. Ayağımı vurdum, kafamı gözümü çarpa çurpa salona geldim.
Mum nerdeydi? Çakmağı bul. Nihayet hepsini bulup azda olsa aydınlandım. Dışarı çıkıp sigortayı yaptım.OHHH!! dünya varmış.. Allah kör insanlara yardım etsin. Nasıl hareket ediyorlar.
Kaldım mı ısıtıcısız? Netcez şimdi? Cezveyle su kaynatıp çay yapmaya ne kadar üşendim. Rahatlığa çabuk alışıyorum ruhumda var tembellik.
Çayımı aldım, kuruldum koltuğuma. Deminki deliliğimi düşündüm. Nasıl kapılara çarptım? Bir anda kapıların (canımı acıttığı için) hayatımızdaki önemini kavradım.
Doğumda anamızın karnının kapısından çıkıyoruz, ölene kadar ne kapılardan geçiyoruz. Bütün bu kapılar, bizi olgunlaştırıyor.Tam kapılara alışıyoruz ki haydi abbas vakit tamam, deyip gidiyoruz.
Evdeki kapılar nerelere getirdi beni.Bakın kapılar neler yapıyormuş: “Kapattık kapıları dostlarımıza, mesafeler koyduk araya. Bir merhaba demek için, girmeleri gerekti sıraya” “Bize çok ihtiyaçları olduğu an meşgulduk. Not bıraksınlardı, başka zaman arardık” “Sınavdan en iyi notu alınca, gözlerindeki pırıltıyı göremedik ve bir küçücük armağan veremedik.” “Canları yandığında, bize koşamadılar nefes nefese. Ne kadar hasrettiler, dost ele ve sese” “Görüşürüz; Salı, Çarşamba diye diye kaçırdık özel günleri. Paylaşamadık o en coşkulu anlarımızı. Sevdiğimiz yanları hayat denen suyun akışında birlikte çağlayamadık. Ölümleri bile geç duyduk da vaktinde ağlayamadık.” “ bu hikaye hem acı hem uzun. Selam vermeden geçiyoruz artık yanından komşumuzun” “ Herkes bir yalana kandı ne olursa bir sebep. Aslında kapılar hep kendi üstümüze kapandı.”
Bu bana gelen bir yazıydı. Birden kapı deyince aklıma geldi. Sizle paylaşayım dedim. Bak kapıya kafamı çarpınca nasıl çalışmaya başladı. Demek ki elimi kessem kasaplarla ilgili bilge sözleri yazacağım. Ayağımı incitsem, paçanın nasıl pişirileceğini ilmi olarak açıklayacağım.
Ah bu günlerde üstüme bir ukalalık geldi, bir bilgiçlik geldi. Her şeyi biliyorum. Her şeye ahkam kesiyorum. Birileri beni kendime getirmeli. Höööst! Demeli. Uçtum yine, olmayacak işler yapıyorum. Kalabalık geldiler, ( ne zaman gittiler ki?) hadi eyvallah ben 1 dolanıp geleyim de gazım kesilsin.
SEVGİYLE KALIN
Mutfaktayım; karanlıkta yönümü bulamam. Mum yok, zira salonda hepsi. Çakmaklar sigarayla dışta masadalar. O sivri aklımla el yordamıyla salona gideceğim de nasıl olacak derken KÜÜÜT!! Mutfak kapısına olanca gücümle vurdum. Ellerimle yönümü bulayım derken HAŞIIRT!! Salon kapısına. Ayağımı vurdum, kafamı gözümü çarpa çurpa salona geldim.
Mum nerdeydi? Çakmağı bul. Nihayet hepsini bulup azda olsa aydınlandım. Dışarı çıkıp sigortayı yaptım.OHHH!! dünya varmış.. Allah kör insanlara yardım etsin. Nasıl hareket ediyorlar.
Kaldım mı ısıtıcısız? Netcez şimdi? Cezveyle su kaynatıp çay yapmaya ne kadar üşendim. Rahatlığa çabuk alışıyorum ruhumda var tembellik.
Çayımı aldım, kuruldum koltuğuma. Deminki deliliğimi düşündüm. Nasıl kapılara çarptım? Bir anda kapıların (canımı acıttığı için) hayatımızdaki önemini kavradım.
Doğumda anamızın karnının kapısından çıkıyoruz, ölene kadar ne kapılardan geçiyoruz. Bütün bu kapılar, bizi olgunlaştırıyor.Tam kapılara alışıyoruz ki haydi abbas vakit tamam, deyip gidiyoruz.
Evdeki kapılar nerelere getirdi beni.Bakın kapılar neler yapıyormuş: “Kapattık kapıları dostlarımıza, mesafeler koyduk araya. Bir merhaba demek için, girmeleri gerekti sıraya” “Bize çok ihtiyaçları olduğu an meşgulduk. Not bıraksınlardı, başka zaman arardık” “Sınavdan en iyi notu alınca, gözlerindeki pırıltıyı göremedik ve bir küçücük armağan veremedik.” “Canları yandığında, bize koşamadılar nefes nefese. Ne kadar hasrettiler, dost ele ve sese” “Görüşürüz; Salı, Çarşamba diye diye kaçırdık özel günleri. Paylaşamadık o en coşkulu anlarımızı. Sevdiğimiz yanları hayat denen suyun akışında birlikte çağlayamadık. Ölümleri bile geç duyduk da vaktinde ağlayamadık.” “ bu hikaye hem acı hem uzun. Selam vermeden geçiyoruz artık yanından komşumuzun” “ Herkes bir yalana kandı ne olursa bir sebep. Aslında kapılar hep kendi üstümüze kapandı.”
Bu bana gelen bir yazıydı. Birden kapı deyince aklıma geldi. Sizle paylaşayım dedim. Bak kapıya kafamı çarpınca nasıl çalışmaya başladı. Demek ki elimi kessem kasaplarla ilgili bilge sözleri yazacağım. Ayağımı incitsem, paçanın nasıl pişirileceğini ilmi olarak açıklayacağım.
Ah bu günlerde üstüme bir ukalalık geldi, bir bilgiçlik geldi. Her şeyi biliyorum. Her şeye ahkam kesiyorum. Birileri beni kendime getirmeli. Höööst! Demeli. Uçtum yine, olmayacak işler yapıyorum. Kalabalık geldiler, ( ne zaman gittiler ki?) hadi eyvallah ben 1 dolanıp geleyim de gazım kesilsin.
SEVGİYLE KALIN