Canlarım, sizlerle beraber olmak öyle önemli ki benim için. Beni Sevgi ablanız olarak kabul edin. Zaten Bodrum da beni öyle tanır. İyi ve kötü zamanlarınızda yanınızda olayım. Dertleşelim, ama çoğunlukla gülelim. Öyle ihtiyacımız var ki gülmeye. Sorunlarımızı unutup, keyif almaya bakalım. Haydi.. Var mısınız beraber keyiflenmeye ?

Bodrumun Sevgisi

Cumartesi, Ocak 01, 2005

NEREDE KALMIŞTIK

Yeni bir yıla daha girdik. Ben akşam dostlarımla temek yedim. Saat 11.30 da dışarı çıktım.Marina yat klüpten başladım,her barı dolaştım.Gördüğüm tanıdıkların yeni yıllarını kutladım,içkilerinden birer fırt içtim, son durak alem bardı.Reşat’la şarkılar söyledik,göbekler attık, darmadağın olduk. Sabaha karşı çorba faslından sonra eve nasıl gittim nasıl yattım bilmiyorum. Sabah çok kötüydü.Ne yediysem düzelemedim, önümüzdeki 3 ay içki içmemeye karar verdim.Bütün alkollü likitlere NO!.. çay kahveye YES!.. Sakın beni baştan çıkarmayın.

Sokaklar cıvıl cıvıl insan doluydu. Barlar sokağında sıkı kavga vardı. Bayanlar, çocuklar kavganın içinde kalmış, bende dahil kaçmaya çalıştık.Polisi aradım”yetişin millet birbirini öldürüyor,adres falanca bar” “ölü varmı ölü” “yok ama gelmezseniz olacak” “o zaman mesele yok ama biz yinede gelelim” dondum kaldım. Bunun yorumunu sizlere bırakıyorum.

Gece eğlenceden sonra aklım sabaha dank etti. Bizler lay lay lom eğlendik, deprem ve suda boğulup ölenlerin yakınları değil yılbaşı içecek su,yiyecek ekmek bile bulamıyorlar. Dünya milletleri yardım yarışında bizlerde elimizin yettiği, gönlümüzün koptuğu kadar yardım edelim.Damlalarımızdan bir insan yaşama şansını kazansa ne sevaptır tanımamız şart değil, dili dini ne olursa olsun, insan insandır. Yardımlarınızı nereye yapacağınızı yazacağım.

Paramızda değişti ilk salaklığımı yaptım bile. Bankaya 100 milyon yatıracağım,ATM’ ye 100 milyon yazdım, baktım almıyor, bankanın içindeki kızlara sordum”niye paramı almıyor” güldüler,”sevgi abla artık makineler yeni Türk lirasıyla çalışıyor. Sen milyarı geçmişin” bende “olsun be anacım trilyoner emekli varmış gibi yazında banka sevinsin”meğer makine YTL ye ayarlanmış, ben kör kadın görmemişim, alışana kadar kaba tabirle ne kazıklar yiyeceğiz.Hele ben ne şapşallıklar yaparım kim bilir.

Söz kazıktan açılmışken, devlete atanlara ne demeli:Bir uyanık iş adamı Çin’den 20 bin ayakkabının sağ tekleri İstanbul’a yollamış, sol tekleri de başka bir ile yollamış.Mallar geldiğinde gümrükten çekmemiş. Sonra açılan ihaleden ayakkabıları sembolik paraya almış. Çiftleri birleştirip dünyanın parasını kazanmış.

Bir başka uyanık iş adamı yüklü miktarda enjektör ithal ediyor.satıcı firmaya enjektörü, ucundaki steril iğneyi başka ile yollatıyor. Malları gümrükten çekmiyor. Yine aynı metotla satılan malları komik paraya kapatıyor.Sonra enjektöre iğne takılıyor işlem tamam. Gelsin paralar….

Bu ve bunlar gibi kendilerini uyanık zanneden hırsızlardan önce devlet, sonra bizler hesap sormalıyız.Vicdanları rahat o parayı çoluğu, çocuğuyla rahat yiyor mudur?

Nerden başladık nereden çıktık.



SEVGİYLE KALIN